13|Merhaba Miniğim

3.3K 248 357
                                    

Yeni bölümle geldim♡

Bir nefesi içime çekerken bile zorlanıyordum.

Doğum bu hafta içinde herhangi bir gün gerçekleşecekti ve ben cidden adım atacak durumda bile değildim. Normalde birkaç gün önce doğuma alınmam gerekirken alınmamıştım çünkü Woojin dünyaya gelmek için pekte hevesli değildi.

Şu an ise karnım burnumda bir şekilde derin nefes alıyor ve günlük sancımın on katını çekmekle meşgul oluyordum. Canımın çok yanması hiçbir şey değiştirmiyordu. Woojin hiç hevesli değildi.

Acıyla inleyerek karnımı tuttuğumda Jungkook karşı taraftaki koltukta gözleri dolu bir şekilde beni izliyordu. Minki'nin benim bu halimden korkacağını düşündüğüm için yalnızca Jungkook'a onu Tae'ye bırakması hakkında minik bir mesaj atmıştım.

Gözlerim acıyla dolarken eğilip suyu almaya çalıştım. Jungkook hızlıca yerinden doğrulup suyu bana uzattığında usulca birkaç yudum içtim.

Canım cidden çok yanıyordu.

Aldığım nefesler bile beni zorlarken bugün diğer günlerden daha farklıydı. Jungkook bunu farkederek hızlıca doktoru aradığında acilen hastaneye gitmemiz gerektiğini söyleyen doktora uyarak hızlıca hazırladığım doğum çantasını aldı ve beni yavaş adımlarla arabaya taşıdı.

Jeon Jungkook

Aklım çıkacaktı.

Üç saattir doğumhane önünde aklım çıkacaktı.

Hyungların hepsi ufak bir mesajımla hastaneye geldiğinde onlar da benim gibi gergin ve meraklıydı. İçeriye girmeme katiyen izin verilmiyordu ve gelip de bana hiçbir bilgi verilmiyordu. Canının acıdığını hissediyordum. Kalbimde bir acı vardı yarım saattir ve kesinlikle geçmiyordu.

Bir şeyler ters gidiyordu. Hissediyordum.

Çok değil on yedi dakika sonra kapı açıldı. Yerimden hızlıca doğrulup doktorumuzun dibinde bittim. "Jungkook, Yoongi'nin durumu her dakika kötüye gidiyor ve üzgünüm ki bir seçim yapmak zorundasın," dünyam başıma yıkıldı.

Bedenim gerçeklikle sallanırken tutunacak bir yer aradım. Tanrı bu zamana kadar Yoongi'nin doğru dürüst bilmediğim kıymetini vurdu yüzüme. Nasıl onu bir anda isterse koparıp benden alabileceğini. Nasıl aniden yapayalnız kalabileceğimi.

Herkes yanımda olsa bile yalnız kalırdım o olmazsa.

"Jungkook bana bir şey söylemen gerek, Yoongi ve bebeğin orada can vermeye adım adım yaklaşırken sen hâlân daha bencillik edip onlar olmazsa ne yapacağını düşünüyorsun, kalk ve bana cevap ver, birini kurtarmak zorunda kalacağım anda hangisini seçmek zorunda olduğumu bana söylemen gerek!" doktorun söyledikleri canımı daha da yaktı. Haklıydı.

Bencil piçin tekiydim.

"Yoongi. Onu kurtarmanı istiyorum," mırıldandığımda hızla yanına birilerini çağırdı. Bana birkaç kâğıt imzalatırlarken canım çekiliyordu.

Yavaş yavaş ölüyordum.

"Şu an ikisini kurtarma çabasındayım ama eğer biri melek olmak zorundaysa sen Woojin'i seçtin, geri dönüşü asla yok," doktor son laflarını söyleyerek çekip gittiğinde hıçkırarak ağlamaya başladım.

Tanrım onları benden alma.

Eğer Yoongi uyandığında Woojin'i tercih etmediğim için asla beni affetmeyecekti. Biliyordum. Ama tanrım eğer Woojin'i seçseydim Yoongi'siz bir aileyi seçmiş olacaktık. Eğer Yoongi olmasaydı biz yaşayamazdık.

fracturas del corazón | yoonkookWhere stories live. Discover now