2|Kırık Kalpler

5.6K 383 298
                                    

Yeni bölümle geldim ♡

Birkaç özürle kırılan kalpler onarılmazdı.

Minki'nin minik kalbi çok kırılmıştı ve Jungkook'u dün gördüğünden beri yüzü asık dolanıyordu. Ne yaparsam yapayım pek gülmüyor ve benim zaten düşük olan moralimi yerle bir ediyordu.

Şu an ise öylece ekrana bakıyor ve izlemeyi çok sevdiği, her sahnesinde kıkır kıkır güldüğü Tom ve Jerry'i izlerken bile gülüp tepki vermiyordu.

"Minki, bebeğim," merakla başını bana çevirdi, "Efendim babacığım," tebessüm ederek onu kucağıma çektim. "Şu banyo yaparken çok sevdiğin şeyler var ya hani," gözlerini merakla irileştirerek bana baktı, "Hani suya attığımızda köpürüp renk veriyordu," sanki söyleyecek gibiydi ama doğruluğundan emin olamıyordu, tedirginliğini yok etmek adına gülümseyerek söylemesi için başımı usulca salladım, "Banyo topu mu babacığım?" heyecanla söylediğinde onu onaylayarak saçlarını öptüm. "Evet babacığım, şimdi gidip onunla yıkanmak ister misin?" başını hevesle salladığında onu koltuğa geri oturttum.

"Bekle şimdi sen, ben suyu küvete doldurup geliyorum," hevesle başını salladı. Yanından ayrılıp banyoya girdim ve küveti suyu ılık bir ısıya getirdiğimde doldurdum. Daha sonda üzerimdeki tişörtü çıkarıp katlayarak kenara koydum.

"Minki, koşmadan gelirsen banyo topunun rengini seçebilirsin bebeğim," birazcık hızlı adımlarıyla koşmadan yanıma geldiğinde onu kucağıma alarak banyo toplarının olduğu dolaba götürdüm. Hevesli hevesli banyo toplarına bakarken en sonunda en sevdiği renk olan mavi banyo topunu alarak bana sarıldı.

Onu kucağımdan indirerek üstünü çıkardığımda sadece iç çamaşırıyla kaldı. Bu sırada da mırıldanmayı unutmuyordu, "İç çamaşırı bölgeme senden ve benden başka kimse dokunamaz değil mi? Sadece doktorlar senden izin alıp bana dokunabilirler, sen yanımda yokken orama dokunurlarsa çığlık atmam gerekir, değil mi babacığım?" hatırladığı bilgilerle tebessüm ettim. Bunları unutmaması beni her şeyden çok mutlu etmişti. "Evet babacığım, peki nasıl çığlık atmalısın? Benim için çığlık atabilir misin?" kıkırdayarak beni onayladı. Sonra ufak bir çığlık attı, "Peki daha büyük çığlık atabilir misin? Çünkü biri sana senden izinsiz dokunduğunda çok büyük ve kalın bir şekilde çığlık atmalısın," başını sallayarak gür bir sesle bağırdığında onu onaylayarak saçlarını öptüm.

Daha sonra onu kucağıma alarak eline banyo topunu verdim. Banyo topunu yavaşça suya bıraktığında banyo topu hareketlendi ve benim miniğim kıkır kıkır gülmeye başladı. Ben de onunla beraber gülerken sudan aldığım köpüğü burnunun ucuna sürdüm, gözlerini şaşı yaparak bakmaya çalışırken birkaç fotoğrafını çektim ve Jungkook'a attım. Daha sonra ise bedenlerimi küvete yerleştirdim ve köpüklerle oynamaya başladık.

Eline aldığı büyük bir köpüğü çenesine yaydı ve gülerek bana baktı, "Yakıştı mı babacığım?" onu onaylar anlamda başımı salladığımda yüzümüzden tebessümümüz hiç ayrılmadı.

Onu önüme çekerek saçlarını güzelce köpürttükten sonra durulandık. Durulandığımızda bebeğimin gözüne birazcık köpük kaçıp canını yakmıştı ama sonra onu güzelce durulamıştık. Şimdi ise saçlarımızı havlu ile kurutuyorduk, daha doğrusu kurutmaya çalışıyorduk çünkü Minki asla rahat durmuyor ve sürekli bir yolunu bulup her şeyi oyuna çeviriyordu. En sonunda bir şekilde saçlarımızı kuruladığımızda ise acıkmıştık. Dolapları karıştırıp bir şey bulamayınca markete gitmeye karar kılmıştık. Minki üzerine gri bir tişört ve lacivert bir eşofman giyerek gülücüklü bir kolye ve bileklikle kombinini tamamlamıştı. Ardından ben beyaz bir tişört yeşil bir ceket ve siyah pantolonla kombinimi tamamladım ve evden dışarıya çıktık.

fracturas del corazón | yoonkookWhere stories live. Discover now