28. Bölüm : ALEV

En başından başla
                                    

„Ali." diye mırıldandım.

„Efendim?" Ses tonu yumuşaktı. Aynı teni gibi yumuşacık...

„Bana hayatını anlatsana." dedim yorgun bir ses ile. „Hiç geçmişinden bahsetmedin oysa ki geçmişin peşini hiç bırakmıyor. Paylaş benimle."

Burnundan alıp verdiği nefesler saç diplerime doğru yayılıyordu. Duştan yeni çıktığı için öyle ferah öyle güzel erkeksi kokuyordu ki... Sessizce yayılan kokusunu derince içime çekiyordum.

„Bilmek istiyor musun gerçekten?"

Ciddi miydi? Bir çoğunu biliyordum gerçi ama... Onun ağzından duymak istiyordum.

„Evet Alihan, bilmek istiyorum." dedim yumuşak bir tonda.

Uzun süre sustu. Belki kelimeleri sıralıyordu... Belki geçmişini düşünüp dalıp gitmişti... Beklemek için hazırdım. O ne zaman hazırsa beklerdim.

„Annemiz olucak kadın bizi bırakıp gittiğinde başladı her şey. On altı yaşındaydım. O gitmeden önce ki babamla olan şiddetli kavgaları ve benim odada kardeşim üzülmesin diye onu oyalamamı çok iyi hatırlıyorum... Tabii ki Neslihan Karalı o kadar korkmuştu ki çocuklarını düşünmeden bile kaçıp gitti. " Durdu.

Çocuklarını düşünmeden bile koşup giden o kadını düşünmek bile midemin bulanmasına neden oldu...

„Burhan Karalı." dedi ve derin bir nefes verdi. „Nam-ı değer babam. Hiçbir zaman onun sevgi gösterdiğini görmemiştim. Neslihan Karalı daha evdeyken bana kötü davranmaz ama iyi de davranmazdı. Ama o kadın gittiğinde bana ve kardeşime nefret ile doldu. Onun gözünde fahişe karısından ona kalan iki kahrolası çocuktuk..."

Annesi ve babası. Her ikisi aynı boktu.

„Neslihan Karalı siktir olup gittiğinde kendimi sorumlu tuttum. Bana böyle hissettiren de Burhan Karalı'dan başka kimsesi değildi. Lan daha on altı yaşındaydım ne yapmış olabilirdim ki? Ben sevgisiz büyüdüm ama buna rağmen kardeşimin asla benim gibi büyümesine izin vermedim. Ona annesinin ve babasının vermesi gereken sevgiyi ben verdim..."

Sesi çok sertti. Annesinin ve babasının ismini her söylediğinde vurguluyordu. Bedeni gerilmişti bunu hissediyordum. Daha on altı yaşındayken bile güçlüydü ve yıkılmazdı. Kimseye kendini ezdirmezdi. O ezerdi. Sevdiği için yapamayacağı şeyi yoktu Alihan'ın. En çokta bu yanını seviyordum.

„İlk..." dedim sözüme başlayarak. Seslice yutkundum. „İlk birini öldürdüğünde kaç yaşındaydın?"

Efekan'a bahsederken gençtim demişti. Verecek cevabından korkuyordum. Ama bunu bilmek istiyordum. Acılarını hissetmek istiyordum.

„On sekiz yaşındaydım." dedi tok bir ses ile. „On sekiz yaşındayken katil oldum."

Dudaklarımı kemirdim. Kahretsin. Çok genç bir yaştı on sekiz. Reşit olacağın bir yaştı... Ehliyetini alacağın bir yaş... Belki üniversiteye başlayacağın yaş... Ama o katil olmuştu.

Adil değildi.

„Pişman oldun mu sonra o adamı öldürdükten sonra?" Kendini koruma amaçlı yapmıştı bunun farkındaydım...

„Günlerdir yaptığımı sorgulamıştım. Kendimi korudum dedim kendime. Pişman olma dedim. Ama pişman değildim çünkü ben kendi canımı korumuştum sadece." Yutkundu. "O adamı babam tuttu. Beni öldürmesi için."

Gözlerimi irileştirdim. Ağzımdan kısık sesli bir "Ne?" çıkmıştı.

Yutkundum ve bakışlarımı kucağımda ki ellerime yönlendirdim.

Mahkumiyet (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin