Gerçekler

206K 7.4K 710
                                    

Kahverengi parkelerin üstünde yatarken,bir yanda başımda yıldızlar uçuyor bir yandan da Rüzgar'ın orta kalınlıktaki sesinden kendi adımı duyuyordum.Fakat başım ağrıyordu.

Daha fazla dayanamadım ve gözlerimin kapanmasına izin verdim.

★★★★★★★★★★★★★★★★★★
İyi okumalar multimedya da Rüzgar ve gwiyomi şarkısı var.Bakmanızı tavsiye ederim ^^

Gözlerimi , en sevdiğim aynı zamanda telefonumun zil sesi yani Güney Kore de bir çocuk şarkısı olan gwiyomi ile açtım.

Gözlerim hemen yabancı odayı taradı.Kahverengi komidinler, gardırop üzerinde yattığım krem yatak ve solunda Rüzgar'ın oturduğu siyah koltuk ile küçük bir yatak odasıydı.

"Oww karateci kızım.Uyandınız mı ?
Neyse ben bu konuyla daha bir hafta dalga geçerim de, bu nedir ya? Telefonun zil sesi resmen yabancı bir çocuk şarkısı. Sana niye ufaklık diyorum anladın mı? Ufaklık."

Her zaman olmayan,ama oluncada "Nolur gamzeni yüzüne göm,çok şeker." diyesim gelen gamzelerini göstererek güldü.

"Ne var ki bunda gülecek.Çok tatlılar bi kere. Ya dalga geçmeyi bırakta benim çantam çalınmıştı,mutfağa çantamla ve o pis hırsızla girdin?"

Bana sanki inek doğurucam demişim gibi baktı.

"Ufaklık sanırım başını çok sert vurdun.Evet hırsızı ve çantayı getirdim ne olmuş ki?"

Ah biliyordum işte.Koskoca İstanbul da nereden bulacak benim çantamı da hırsızı da.

"Yalancısın sen! Çanta mı çalan adamla iş birliği yaptın."

Üstümde örtülü olan kırmızı battaniyeyi hızla ittim ve hışımla ayağa kalktım.

Rüzgarın göğüslerine ,oturduğu koltukta, yumruklamaya başladım.

Sıcacık eller birden bileklerimden tuttu.

Yatağın yanında oturduğu koltuktan kalktı .Bu hareketi yüzünden dengemi kaybettim ve koltuğun yanındaki yatağa sırt üstü düştüm tabi bileğimden tutan piskomanyaksadist tam üstüme düştü.

Sıcacık nefesini yüzümde hissediyordum. Dudaklarımız, konuşsam veya o konuşsa birbirine değecek mesafedeydi.

Ela gözlerini ilk defa bu kadar yakın görüyordum. Cildine ilk defa bu kadar yoğun odaklanmıştım fazlasıyla pürüzsüzdü.

Ellerini bileklerimden çekti ve ayağa kalktı.

"Sana açıklama yaptım. Senin uyduruk çantanı ne yapayım ki? Ben çalsaydım veya yardım etseydim çantanı niye getiriyim ki? Gerçekten artık canımı sıkıyorsun,bazen seni o adamlara bıraksaydım diyorum."

Dediklerinde haklıydı ama neden çantamı bulmuştu o zaman.

"Peki neden çanta mı buldun?"

"Canım öyle istedi."

Ben ne mal biriydim.Çocuğu iki kez suçlamıştım ve hala sorguluyordum.

"Sana güveniyorum rüzgar. Sadece kafam karıştı."

"Bana güvenme ufaklık."

Ne demek bana güvenme ya?

"İyi ama ben sad.."

Ela gözleri keskin bir bıçak gibi gözlerimle beraber sözlerimi de kesti.

"Masal Soydan! Bilmediğin,bilmediğim çok şey var. Önce benim bildiklerimi sonra senin bildiklerini konuşacağız. İkimizin de tek amacı var ve Anıl'ın ölmeden önce dediğine göre bu amaç aynı."

Aynı amaç mı? Nasıl ya bu imkansız

Benim amacım ailemin intikamı.

"Bana öyle mal mal bakma istersen hayır zaten aptalsın öyle bakınca iyice bir salaklaşıyosun."

"Sende karar ver ya mal mıyım?,aptal mı?,salak mı? Ne bu böyle ya."

Off hakaretlerden sıkıldım.

"Üçü bir aradasın ufaklık Hadi kalkta salona geç.Sana her şeyi anlatayım."

Offlayarak başımı salladım. Ve küçük şirin salona geçtik. İkimizde büyük koltuğa oturmuştuk. Rüzgar'ın önünde bir sürü kağıt vardı ve onları kurcalarken kaşları çatılıyor ,bu onu iyice çekici yapıyordu.

"Ben küçükken arkadaşıma gitmiştim, geri geldiğimde ailem yerde kanlar içinde yatıyordu.Neyse yıllardır bunu yapanı araştırdım.Babam doktordu ve bir adamın babasını kurtaramamıştı.O akşam evde bile huzursuzluk vardı. Babam aslında belalı bir adamın babasını kurtaramamış. İşte o adam da ailemi öldürmüş,babası öldü diye piç. İşte o kaçırdığım kız. Bu adamın kızıydı. Onu öldürür veya istediğimi yapardım ama birileri sağolsun kaçırdı."

Rüzgar'ın anlattıklarına üzülmüştüm.Küçük yaşta ailesini kaybetmişti. Fakat bunların benimle ne ilgisi vardı ki?

"Şey ben üzüldüm...Ama benimle ne ilgisi var yani ortak amaç?"

"Ailemi öldüren bu adam büyük bir mafya ve uyuşturucu satıcıları. Senin babanla da bir bağı varmış ve..."

"Rüzgar ne dediğini sanıyorsun ya? Bizim böyle adamlarla işimiz olmaz."

Ellerim sinirden titriyordu.

"Biliyorum ama şu resimlere bak o adam babana dükkanda silah doğrultmuş."

"İyide niye biz? Babamın böyle adamlarla işi ne ki?"

Rüzgar gözlerime derin bir bakış attı ve:

"Masal, bu adamlar sanırım babanı kandırmış. Paraya ihtiyacınız varmış ve adamlar tefecilik yapmışlar,baban parayı ödeyemeyince sonuç."

Gözlerim dolmuştu babam o parayı benim okul masraflarım için istemiş olmalıydı.

"Benim yüzünden yani. Eğer devlet okulundan kovulmasaydım,babam beni özel okula vermezdi."

"Saçmalama. Seninle ilgisi yok. Kendini suçlayıp da salaklık etme."

Gözlerimi titrek elimle silmeye çalışırken,bir el benden önce davrandı ve göz yaşlarımı silip yüzümü kaldırdı.

"Merak etme muhteşem bir planım var. Onlardan intikamımızı alacağız. Tabi önce sana bir ders vermek lazım. Tekme atmayı bile bilmiyorsun."

Gözlerimi devirdim ve masada ki kağıtlara baktım. Bu olanlar çok garipti yıllardır bu bilgileri arıyor ama benim gibi bir kıza kimse bir şey söylemiyordu..

"İstanbul'a ajan birliğine katılmak için gelmiştim. Tüm bu bilgileri öğrenip, ailem için intikam almak için."

"Ajan birliği mi?"

Gülmeye başladı. Ciddi olduğumu anlayınca ayağa kalktı ve gezinmeye başladı:

"İstersen burası da Amerika de. Ajan birliği İstanbul da ne arasın. Sen Mit diyorsun sanırım fakat seni oraya almazlar,hem ders almak için ajan birliğine gerek yok."

Kısaca yüzünü inceledim. Kendinden emin sözlerini.

"O zaman nasıl öğreneceğim ki?"

Dudağı muzipçe üste kıvrıldı ve eliyle kendini işaret etti.

"Ben varım ya, yıllardır bunun okuluna gidiyorum."

Gözlerim şaşkınlıktan pörtlemişti ne yani? Şimdi o mu beni çalıştıracaktı?

"Hadi kalk kalk kalk, duş al üstüne gardıroptan rahat bir şeyler giy ve akşam sporu yapıp seni esnetelim. Vakit nakittir, ufaklık."

İşte Rüzgar'dan çekeceğim vardı .piskomanyaksadist ne olacak. Ama yinede intikam için elimden geleni yapmalıydım.ölsem bile!!!

Kiralık GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin