Senden Seni İstiyorum

89.4K 3.3K 107
                                    

Umarım beğenirsiniz iyi okumalar... uzun yazmıyorum çünkü arkadaşlarım çok uzun olunca akıcı olmuyor diyor.

"Kimin çocukça ufaklık hareketleri olduğuna karar verecek kişi adaletli aile üyelerimiz. Annemiz, dayımız, kuzenimiz ve Gizem ile Hakan. Üç ufaklık kelimesinde kaybeder."

Arabayı etkileyici ses tonuyla söylediği cümleden sonra hemen çalıştırdı ve bir daha ağzını açmadı. Bende birşey demek istemiyordum ne de olsa diyecek bir söz kalmamıştı. Kara kara oturduğum koltukta kaybedecek olduğum hırsla kabul ettiğim iddiayı düşünüyordum. Acaba bir bahane uydurup ben öyle birşey kabul etmedim mi deseydim sonuçta benden bir yaş büyüktü. Bu pek eşit bir durum sayılmazdı öyle değil mi?

"Bence gayet eşit bir durum ufaklık."

Ne? Dışımdan mı konuşmuştum, aferin Masal!

"Sadece şaka yapıyordum. Neyse ben biraz uyuyacağım sanırım."

Gülme sesini duymamla yanaklarımın kızarması bir oldu. Bu ne biçim bir saflık tı.

"Bir saat var sen bilirsin."

Uykum olduğu için değil, Utancımdan uyuyor numarası yapacaktım yani bir bakıma tilki uykusuna yatacaktım.
Gözlerimi iddiayı düşünmemeye özen göstererek kapadım. Araba ne çabuk bir saat geçti dememi sağlayacak biçimde hızlı gelmişti. Gözlerimi bizim villanın önünde açtım ve hemen dışarıya çıktım . Rüzgar arkamdan geliyordu . Kapıyı dört gözle açmalarını ve anneme dayıma doya sıya sarılmayı hayal ettim.

"Hoşgeldiniz Masal Hanım,Rüzgar Bey."

Gülerek içeri geçtim ve salonda oturan annem ile dayımın yanlarına koşup onları öptüm. Rüzgar arkamdan geldi ve onlara sarılıp kahverengi uzun koltuğa geçti.

"Anneni görür görmez delirdiğimi sandım."

Dayımın cümlesine hepimiz kahkaha attık ve annemle dayımın arasına oturup onlara sarıldım.

"Abi seni ve kızıma öyle hasret kalmıştım ki.."

İkisinin de laflarını karnından çıkan acayip bir ses kesti ve ardından gülüşüp bana baktılar.

"Anlaşılan küçük kızımın karnı acıkmış. Küçükken baban sana hep ufaklığın karnının aç olduğunu guruldamasından anlıyorum derdi."

Rüzgar'ın öksürerek sırıtması gözlerimi degirmeme neden oldu. Ufaklık mı? Anne ama ne yaptın!

"Ben masayı kurdutturayım."

Dayım hizmetçiye açıklama yaparken ben Rüzgar ile göz göze gelmemek için hep tavana veya anneme bakıp duruyordum.

"Şey aslında karnım aç değil çok yorgunum da ben uyuyacağım."

Dayım ve annem birbirlerine bakıp güldüler ve dayım söze başladı.

"Arkadaşlarınız Hakan ve gizem bizim evde kalacaklar siz ise o karşı ki villada kalacaksınız malum evlisiniz artık."

Hızır gibi yetiştin dayı. Sizi daha az görürsem o kadar ufaklık lafı az geçer. Hadi Rüzgar şimdi de sırıtışını görelim bakalım.

"Harika olur dayıcım çok iyisiniz sizi çok seviyoruz iyi geceler."

Ben ayaklanmaya başlayınca dayım ve annem kahkaha eşliğinde annem konuştu.

"Balayı sana yetmedi sanırım Masal çok acelecisin. Benim ufak kızım çok çabuk büyümüş sanırım ama sen bana göre hep ufaklığımsın iyi geceler çocuklar."

Anne gitmeden niye gol atıyorsun Rüzgar'a puan kazandırıyorsun. Kaybettiğim yetmezmiş gibi birde rezil olduğumla kalmıştım iyi mi!

"Yanakları kızardı bizim ufaklığın. Yanlış anladınız biz iddiaya gitmiştik de ondan acele etti yoksa meraklı değil. Neyse iyi geceler efendim yarın biz okula gideceğiz malum dersleri baya boşladık."

Utangaç biçimde içinde yerimde büzülürken Rüzgar'ın beni savunmasına hayret ettim bileğimden tutmasıyla kendimi ona bıraktım ve beni villamıza sürüklemesine izin verdim. Sanırım pes etmem en iyisiydi. İddiayı kazanmam imkansızdı zaten ufaklık değildim ama çocukça olduğum doğruydu. Ben her insanın içinde az da olsa çocuk olmasını doğru bulanlardandım. Soğuk havanın yüzüme temas etmesiyle dışarı çıktığımızı idrak etmiştim. Kapının önüne geldik ve kapının yanında gizlenmiş olan saklı anahtar ile Rüzgar'ın kapıyı açmasını bekledim. içeri girdiğimde buraya en son ne zaman geldiğimi hazırlamaya çalıştım özlemiştim bu villayı. Sonuçta iyi kötü anılarımız vardı.

"Rüzgar! Uyumadan önce şu salonda biraz konuşalım mı?"

Anlamaz ve şaşkın bir yüz ifadesiyle bana baktı ve az Sonra Ela gözlerinde ki yumuşama sözlerine yansıdı ve salona doğru yürümeye başladı.

"Ne oldu? Eğer iddiayı kabul etmiyorum..."

"Hayır aksine,iddia konusunda sen kazandın. Daha fazla zorlaştırmanın yararı yok. Ne istiyorsun söyle"

Bana şaşkınca baktıktan sonra derin bir nefes aldı.

"Senden isteyeceğim şey çok bencilce farkındayım fakat eğer..."

Zilin ısrarlı çalması üzerine lafını yarıda bıraktı ve kapıya doğru yürüdü. Bu saatte böyle deli gibi kim basardı ki zile?
"Rüzgar onlar geliyorlar yardım et peşimdeler!"

Mira'nın bağırdığın da cırtlayan sesini duyunca arkamı döndüm ve gördüğüm manzarayla istemsizce ışık hızında onların yanına gittim ve Rüzgar'ın boynuna dolamış olduğu kollarını çözerek sırıttım.

"Evli bir adama böyle yaklaşılmaz dayımın evine gitsene hemen karşıda duruyor işte."

Bana dudak büzdü ve koluna bağlamış olduğu bez parçasını çıkardı. İnanamaz biçimde morumsu damarına kilitlenmiştim.

"Birde kuzen olacaksın bana zorla uyuşturucu vereceklerdi. Babam bunu görürse çöker."

Biraz mahçup bir şekilde onu sol kolumun altına aldım ve sarı saçına öpücük kondurdum. Bunu tüm kalbimle yapıyordum. Nasıl böyle bir belaya bulaştı bilmiyordum fakat henüz şokun etkisindeyken konuşmak iyi bir fikir değildi bence.

"Gel otur şöyle ben sana salep yapıp geleyim. Dayıma bu gece bizde kalacağını ben haber veririm merak etme sen. Kendi evinmiş gibi davran."

Baba gülümsedi ve elini belime doladı.

"Peşimdelerdi ya dışarı da beni bekli..."

"Ben şimdi kontrol edeceğim siz buradan ayrılmayın."

Endişeyle Rüzgar'ın dışarı çıkmasını izledim ve ardından kapattığı kapıya uzunca baktıktan sonra Mira'nın sesiyle irkildim.

"Babama haber versek? "

Vakit kaybetmeden dayımı aradım ve durumu anlattım . Mutfakta salebi hazırlarken içimi kemiren bu rahatsız duyguyu düşünmemeye çalıştım. Sonuçta Rüzgar'ın uğraştığı adamlar daha belalıydı. Bunlar ise sadece uyuşturucu mafyasından ibaretti canım. Ah kendime İnanamıyordum eskiden olsa korkudan ölebilirdim şimdiyse uyuşturucu mafyasını küçümsüyordum . Sol elime telefonu sağ elime de hazırlamış olduğum salebi koydum ve tam salona götüreceğim sırada dışarıdan duyduğum silah sesiyle elimde ki bardağı düşürdüm. Yine mi silah olmak zorundaydı? Koşar adımlarla salona girdim ve salonda yerde titreyen sarı saçları halının bir ucuna dağılmış olan kireç yüzlü Mira'yı gördüm ve hemen yanına oturup ne yapmam gerektiğini düşündüm. Ben uyuşturucu hakkında hiç bir şey bilemezdim ki!

"Ne yapacağım şimdi?"

Bir yandan o silah sesinin nereden geldiğini düşünürken cama atılan taş yüzünden çığlık attım ve yerde yatan Mira'nın üstüne kapanıp elimde kalan telefondan dayımın numarasını tuşladım. Hadi dayı lütfen aç şu telefonu!

Kiralık GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin