FİNAL

127K 3.7K 2.1K
                                    

Sevgili sayın saygıdeğer okuyucular :) Hikayeyi sonuna kadar okuyun ve lütfen küfretmeyin veya siz bilirsiniz. Saçmaladığımı biliyorum ama saçmalamak güzeldir sizde bunu bilin :) Ki zaten bilirsiniz neyse yine saçmalıyorum siz okuyun bi güzel :) Sizi çok seviyorum.

1 hafta sonra

Birisi, sanki bebeklerin çıngıraklı oyuncaklarından birini başıma vuruyormuş gibi bir ağrı vardı beynimde.Ellerim ve ayaklarım yatağa kelepçeliydi. Kendimi Kutsal Damacana filminde zannediyordum. Hadi ama niye böyle bir saçmalık yapmak zorundaydınız ki sanki. Ben böyleysem ya Rüzgar nasıldı acaba? Uyanmış mıydı? Durumu iyi miydi? Niye kimse yoktu burada? Annem neredeydi? Cidden delirecektim. Lütfen hemşire veya annem,odaya biri gelsin. Rüzgar'ın durumundan bahsetsin lütfen. Belkide birinin gelmesini beklemek fazla saçma olurdu. Ağzım vardı, bağırabilirdim. Üstelik bana deli diyorlardı değil mi! Evet ya madem deliyim, bu görevin üstesinden gelmeliyim bence.

"Hey! Biri buraya bakabilir mi acaba?"

Yüksek sesle bağırdıktan sonra, duvardaki kırmızı yuvarlak saate bakarak ve saniyelerin dakikaları kovalama sesini dinleyerek biraz beklemeye başladım. Yatakta ellerim ve ayaklarım kelepçeli bir vaziyette duvara bakarak-aceleniz varken boş duvara bakmak gerçekten de berbat sıkıcı-vakit geçirmeye çalışıyordum. Tam 15 dakika olduktan sonra içeriye orta boylu-boyunu ayağına giydiği beyaz dolgu topuk spor ayakkabılarla dahada uzatmaya çalışmış- , açık sarı saçlarını omuzlarında salmış önden uğraşılmamış görünümde tel tokayla tutturmuş, mavi üniformalı bir hemşire girdi. Bana sağ yanağındaki küçük gamzesini göstererek tebessüm etti ve yanıma yaklaştı.

" Merhaba Masal Hanım. Ben sizin hemşireniz Derya, memnun oldum. Gayet iyi görünüyorsunuz fakat karnınız aç olmalı. Az sonra yemek de getirirler..."

Gayet iyi gördüm sizi mi? Ah hadi ama gerçekten mi? İyi mi görünüyorum. Bir-iki gün içerisinde kocam vuruluyor. Ona her zaman yanında olma sözü veriyorum ki bana deli deyip odaya kapatıyorlar üstelik evlenmemizin üstünden neredeyse yeni bir hafta oldu olacak. Gerçekten olaylar bu kadar çabuk işlenirken iyiyimdir herhalde.

"Evet deliler kafaya neyi takacak deli işte.İyiyim. Rüzgar nasıl?"

Kızın tatlı tebessümü yavaşça küçük buğday tenli yüzünden kayboldu. Ağzını açacak gibi oldu fakat sonra pembe küçük dudaklarını sımsıkı yumdu. Zaten boğuk olan oda iyice boğuklaştı. Oksijen bitmiş gibiydi. Kızın susması beni iyice karamsarlığa götürüyordu. Niye bir şeyler söylemiyordu. Dilini yutmuş gibi duruyordu. Daha fazla bu sessizliğe dayanamadım ve sinirle kıza bağırdım.

"Konuşsana dilini mi yuttun! Rüzgar nerede? Uyandı değil mi o? Uyandı biliyorum.. Uyanmak zorunda."

Kendimi çok çaresiz hissediyordum. Hemşirenin hiç bir şey dememesi beni korkutuyordu. Bağırışlarımdan uyandığımı anlamış olacak ki kapıdan annemin ince sesi duyuldu ve hızlı adımlarla yanıma gelip beni kollarına aldı. Tabi ben ona ellerimdeki kelepçelerden dolayı sarılamıyordum. Annemin sıkıca sarılıp,saçlarımı koklaması beni biraz da olsa yatıştırdı. Yanımdaydı ve bu bana iyi geliyordu. Az sonra annemin kollarından sıyrıldım ve biraz daha sakin bir tonla konuşmaya başladım.

"Anne, Rüzgar nasıl?"

Annem o hemşire gibi susma hakkını kullanmayacak gibiydi.

"Durumu hala stabil. Bir gelişme yok."

Bana doğruyu mu söylüyordu acaba. Kahverengi iri gözlerini üzerime dikmiş bana üzülen gözlerle bakıyordu. Gözleri sulanmıştı. Acaba beni, kızını böyle görmeye dayanamadığı için miydi bu bakışlar? Yoksa daha yeni evlenmiş kızının dul kalmasına mı ağlıyordu. Çok sevdiği kocasının ölmesine...

Kiralık GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin