Değişim

116K 4.9K 180
                                    

Burnuma dolan vanilya kokusuyla uyku sersemliğininden sıyrıldım. Başımın altındaki rahat bulut gibi olan pofuduk yastığa iyice sarmış olduğum ellerimi gevşettim ve gözlerimi yavaşça araladım. Gözlerimle etrafı taradım. Uyanmaya neden olan vanilya kokusu,içinde bulunduğum küvetin duş jelinden geliyordu. Ben uyurken beni küvete üstelik iç çamaşırlarımla kim sokmuştu? Eyvah yoksa.. Kaan!

Birden banyonun kapısı açıldı ve içeri kıvırta kıvırta yürüyen sarışın dalgalı, yeşil gözlü,otuzlarında bir kadın girdi.

"Günaydın canım."

Ağzını eğdirerek konuşuyordu. Üstünde ki açık pembe tüylü mini elbise,sarı uzun kolye,pembe topuklu ayakkabısı ve sarı top küpelerine bakılırsa tam bir kokoştu.

"Burası neresi? Üstelik daha uyanmadan neden bu küvetin içindeyim!"

Gerçekten sinirliydim. Kaan resmen benden faydalanmıştı. Uyurken kıyafetlerimi nasıl çıkarıp beni küvete sokardı?

"Burası Karahan güzellik butiği. Kaan'cığım seni buraya taşıdı bende kıyafetlerini çıkarıp küvete soktum."

İyi bari kıyafetlerimi bu kokoş çıkarmıştı. Derin bir nefes aldım ve verdim.

"Beni uyandırsaydınız. Neyse çıkıyorum artık küvetten ."

Tek kaşını kaldırdı ve eliyle kapının yanında ki dolabı gösterdi.

"Tamam bende o yüzden gelmiştim zaten. Şu dolapta bornoz var onları giy ve dışarı çık. Kaan'cığım seni benim narin ellerime teslim etti. Seni değiştireceğim."

Arkasına döndü ve tekrar kıvırarak gitti.

Kokoş ve kendine güvenen biriydi. Burası güzellik butiği olduğuna göre fiziksel olarak değişecektim. Aslında gayet güzeldim ama..

"Hey hadi gel artık seni akşam 18.00'ya kadar hazırlamam gerek."

Hemen duvarda ki mavi saate baktım. İyi de saat daha 09.00 du ama. Daha çok vardı ve değişim altı üstü saç boyası veya kesimi olurdu..

Küvetten çıktım ve üstümdekileri çıkarıp bornozu giydim. Sıcaktan buharlaşmış olan aynada kendime baktım ve değişmeden önce saçlarımı iyice baktım. Artık çıkabilirdim. Banyonun kahverengi kapı kulbunu kendime doğru çektim ve dışarı çıktım. Kokoş tam karşımda elinde adlarını bilmediğim malzemelerle duruyordu.

"Şu sandalyeye otur bakalım. Saçlarını boyayıp düzleştireceğiz."

Oflayarak sandalyeye oturdum. Ben kahverengiden gayet memnundum ama.

Sandalyeye oturdum ve başımı geriye attım. Kokoş elindeki malzemeleri saçlarıma sürüyor bilmediğim değişik şeyler yapıyordu. Üstelik ben ise öyle oturmuş bakıyordum aç Aç!

Sonunda yarım saat içinde boyama işini halletti ve saçlarımı güzelce kuruttu.

Vay canına kızıla boyamıştı. Gayet hoş olmuştu doğrusu.

"Beğendin mi? Beyaz tenli olduğundan yakıştı bence."

Kafa salladım ve sabırsızlıkla sırada ne var dedim.

"Manikür pedikür."

Bunlarda bittikten sonra daha bilmediğim canımı acıtan şeylerde yaptı ve bunca yaptığı şeylere rağmen saat hemen 17.00 Oluverdi. Zaman gerçekten çok çabuk geçiyordu.

"Eyvah! Çabuk gel benimle. Elbiseni de giy. Kaan şimdi burada olur."

Ne elbisesi ya Uf. Beni alt katta bulunan küçük bir odaya soktu ve yatağın üstündeki kırmızı uzun elbiseyi ve ayakkabıları gösterip çıktı.

"Kırmızı.. Rüzgar o gün mini bir elbise almıştı yine kırmızıydı. Bu renk sanırım peşimi bırakmayacaktı."

Hemen üstüme geçirdim ve ayakkabıları giyip dışarı çıktım.

"Harika olmuşsun. Şimdi makyaj."

Ayak Üstü hemen kırmızı bir Ruj, eyeliner ve rimel sürdü. El pratikliği olsa gerek çok çabuk yapmıştı.

"Hadi şimdi dışarı."

Gülümsedim ve dışarı çıktım.

"Kaan niye gelmedi ki?"

"Üzüldünüz mü küçük hanım?"

Sesin geldiği yöne döndüm ve bana gülen Kaan'ı karşılık verdim.

"Üzüntümden öldürdüm gelmeseydin."

"Hadi bin arabaya."

Arabaya doğru yürüdüm ve bindim.

Kaan da arabaya binince konuşmaya başladım.

"Nereye gidiyoruz?"

Bana ters ters yine baktı.

"Bunak mısın acaba? Dün dedin ya anlaşma yapalım diye. Rüzgar'ın yanına gidiyoruz."

Birden kalbimin gereğinden fazla attığını düşündüm. Bunu duymak yani Rüzgar'ı görmek bunca yaptıklarından sonra.. Ama gerçeği bilmeliydi. Onun yaptığı kötülüğü karşı iyilik yaparak ona büyük bir ders verecektim.

"Aradın mı peki?"

"Evet sahilde buluşacağız."

Kafamı arabanın camına koydum ve derin düşüncelere daldım.

Rüzgar'ın Ağzından

Kaan'ın benimle konuşmak için aradığını sanmıyordum. Sahile Kaan'ın dediği saatten önce gitmiştim. Denizin dalgaları kenara vurdukça rahatlıyordum. Birden telefonum çaldı. Arayan Ekrem Beydi. Benim kötü anlarımda yanımda olan Kaan'ın sevmediği üvey babası.

-Efendim Ekrem Bey.

-Villadayım evet. Masal uyuyor iyi geceler.

Kaan kimseye söylememi istemiyordu.

Zaten Masal'ın kaçtığını söyleyemezdim.

Saat yaklaşıyordu. Şimdi gelirlerdi. Acaba Masal nasıldı? Bana hala kızgın mıydı?

"Oo Rüzgar Bey. Erkencisiniz."

Bu Kaan'ın sesiydi. Hemen arkamı döndüm ve sinirle yanına gidip yakasına yapıştım. Masal yanında değildi.

"Masal Nerede?"

Karşımda deli gibi sırıtması yüzüne bir tane yumruk çakmama neden oldu. Gözünün ortasına okkalı bir tane vurdum.

"Masal'ı mı merak ediyorsun? O nu merak ediyorsan üvey babama sor. Çünkü ona bıraktım."

Ne! İyi de neden! Üvey babasıyla küstül er ama...


Kiralık GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin