Bölüm 34 - Back Door

116 13 30
                                    

KARLA

Jungkook'un evi gerçekten muhteşemdi. İki katlı bahçeli, güvenlikli bir sitedeydi. Hayallerimde görebileceğim bu evi satın almaya yetecek param yoktu. Teknik olarak şu an hiç param yoktu. Tazminat davasını kazanacak bile olsam parayı yatırmak için son ana kadar bekleyeceklerinden emindim. Bir ay süreleri vardı. Ve emin olduğum tek şey bunu son güne bırakacaklarıydı.

Eşyalarımın bir kısmını yerleştirdikleri için bana yapacak bir şey kalmamıştı. Romi ile en son film izlemiştik. Ondan sonra provalarına gitmesi gerektiğini söyleyerek gitmişti. Jungkook da meşgul olduğu için gelememişti. Bu durumdan mutluydum. İkisi de yapacağının fazlasını yapmıştı. Artık onların hayatındaki engel olmak istemiyordum.

Benim için her şey düşünülmüş, mutfak alışverişi bile yapılmıştı. Daha doğrusu küçük bir market açmaya karar vermişlerdi sanırım. İçki olmayan bir market. Kendime bir bardak su doldurduktan sonra ilaçları zorlanarak yuttum. Lanet ilaçların tadı da kötüydü. En çok koyansa bunlar yüzünden içki içemeyecektim. Su yerine şarapla yutsam daha mı kolay olurdu acaba?

Zil sesini duyduğumda elimdeki bardağı masaya bırakarak kapıya yöneldim. İçim rahattı, güvenlikten arıyorlardı. "Karla Hanım, ziyaretçiniz var."

"Kim?" İçimi kaplayan merakla dudağımı ısırmaya başlamıştım. "Menajeriniz old- Eski menajeriniz olduğunu söylüyor. Jessie."

"Tamam, izin verin." Jessie'yi görmeyi hiç beklemiyordum. İçimi kaplayan huzursuzlukla dudağımı kapı çalana kadar kemirmeye başladım.

Kapıyı açtıktan sonra elindeki kocaman çiçek destesini bana uzatarak çığlık attıktan sonra bana sarıldı.

"Tanrım, çok iyi gözüküyorsun." Çiçek destesi aramızda ezilirken devam etti. "O kadar endişelendim ki senin için." Sesindeki yapmacık hüzne karşılık sırtını sıvazladım. "Ya evet.." diye mırıldandım.

Ağrım olduğunu söyleyerek uzaklaştım. "Ah tabii tatlım. Ben ne yaptığımı biliyor muyum ki?" Salondaki koltuğu işaret ettiğimde kafasını sallayıp çok kalamayacağını söyledi.

"Jennie de gelmek istedi ama işte yoğundu." Sahte üzüntüsüyle konuşmaya başladığında gözlerimi devirmeden edememiştim. "Ah Karla gerçekten çok üzülüyorum. Seninle neler hayal etmiştim. Beraber gezecektik. Bay Kim inan bana bu talihsiz durumdan dolayı turneyi ertelemeyi bile planlamıştı." Bay Kim'in ismi geçtikten sonra yumruğumu sıkmaya başlamıştım. O adamın ismini duymak sinirlerimi hoplatmıştı.

"Ama işte sen işi başka bir boyuta taşıyınca..." Anlamadım? Nasıl bana onu savunabilir şu an? Ani bir öfkeye ona doğru adım attım. "Jessie, sen o adamın neler yaptığının farkında mısın? O pislik, sapık herif hepimizi izliyormuş. Evimde ya benim salonumda kamera varmış." Kollarından sarsmak, gerçeği anlamasını istiyordum.

"Karla'cığım her şey yanlış anlaşılma-.." İnanamaz gözlerle ona döndüğümde "Sen ne saçmalıyorsun." diye bağırdım.

"Her şirket bunu yapıyor, sadece Bay Kim değil." Ellerimi alnıma geçirdiğimde dediğinin ne anlama geldiğini idrak etmek için biraz zamana ihtiyacım vardı.

"Biliyordun yani. İzlendiğimi." Suçlu bakışlarını benden kaçırdığında bunu kullanarak üzerine yürüdüm. "Bunu bana nasıl söylemezsin? Her şirket kadınları mı taciz ediyor? Her şirket sapık gibi mi izliyor çalışanlarını Jessie?"

Geriye doğru Bir adım attı. "Seni uyarmaya çalıştım. Dikkatini dağıtmaman gerektiğini söyledim." Kendini savunmak için takındığı tavırla ona olan bütün sevgim yok olmuştu. "Beni taciz etmedi mesela Karla. Ben inanmıyorum. Adam evli. Kesin kadınlar yanaşmak istedi, istediğini alamayınca da taciz ediyor diye iftira attılar."

Gölgelerdeki SessizlikOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz