22-Kısa Ama Kederli Görüşme

357 40 73
                                    

Medya: 🎉🎊

3. Şahıs

Eiji üstünde siyah bir pantalon, beyaz bir gömlek ve siyah bir kravat giymişti. Boy aynasının karşısında beyaz ve uzun saçlarını tararken bir yandan da gözü duvar saatindeydi.
"Ichika!" diye bağırdı. Bu küçük kızın zıplamasına neden oldu.
"N-ne? Yani efendim anne!"
"Geç kalacağız!"
Eiji bunları söylerlen bir yandan da Ichika'ya aldıkları pembe ve üstünde sarışın kızların parıltılı kıyafetler giydiği çantasının içineki defter ve kalemlerin olup olmadığını kontrol ediyordu. Sonra da hazırladığı onigirileri beslenme çantasına koydu.

Ichika üzerinde lacivert ve beyaz çizgili okul formasıyla, üst kattan inip annesinin yanına gelmişti. Eiji siyah çantasının içine telefonunu koyduktan sonra, pembe okul çantasını küçük kızına uzattı. Ichika çantaya bir süre baktı.
"Bu çantadan tiksiniyorum." dedi soğuk bir sesle. Sonra ise aynadaki görüntüsüne baktı. Annesi mavi saçlarını iki kulak yapmıştı ve saçlarını toplamak için de pembe ponponlu tokalar kullanmıştı. Koluna da pembe ve ayıcık resimleri olan bir kol saati takmıştı. Herşey pembe ve tatlıydı, bunlar Ichika'nın midesini bulandırmak için yeterliydi. Ichika kusmak istiyordu.

Eiji küçük kızını sınıfına kadar eşlik etti, sonra da alnından öptükten sonra kızının kırmızı gözlerine baktı.
"Seni okuldan sonra almaya geleceğin sınıfta bekle. Öğretmeninle de konuşmam gerek zaten, anlaştık mı?"
Ichika kafasını salladı.
"Gül biraz," Eiji bunu söyledikten sonra gülümseyerek oradan uzaklaştı. Ichika annesinin arkasından bir süre baktıktan sonra sınıfın kapısını çaldı.
"Girebilirsin," dedi ince bir kadın sesi. Ichika yüzüne sahte bir tebessüm ve derin bir nefes alarak içeri girdi.

Sınıfa girdiğinde birçok kendi yaşıtını görünce biraz duraksadı.
"Pekii bu yeni arkadaşımız," dedi öğretmen. Ichika kadına yaklaştı ve yanına gelince durdu. "Hadi bize kendini tanıt," dedi.
"Adım Ichika," dedi. Sınıftaki kişilere bakarak. Gülümsemiyordu artık. Daha doğrusu hayattan bıkmış gibi görünüyordu.
"Ichika Shigaraki. 5 yaşındayım," dedi. Öğretmen de dahil herkes soyismini duyduğunda biraz şaşırmışlardı. Ichika devam etti,
"Buraya gelmemin tek sorumlusu annem. Annem bir dedektif.  Şuan kusmak üzereyim çünkü tuhaf derecede tatlıyım. Herşeyden ve herkesten nefret ediyorum. Sizden de nefret edeceğim gibi duruyor. Bu kadar," dedikten sonra öğretmene baktı. Hiç bir çıt çıkmıyordu. Öğrenciler gözleri fal taşı gibi açılmıştı ve öğretmen neyin ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Sen söyle geç Ichika," dedi öğretmen bir yer göstererek. Ichika gösterdiği yerde siyah saçlı bir oğlanın yanına oturdu.
"Seni tanıdığımıza çok sevindik," dedi öğretmen güler yüzle.
Eline bir tahta kalemi alarak, tahtaya birşeyler yazmaya başladı.
"Bu bir harf. 'A' harfi. A deyin bakayım," dedi ve elini kulağına götürdü.

Ichika şimdiden sıkılmıştı çünkü bunları biliyordu. Nicole, ne zaman boş olsa ve Ichika ne zaman yanına gelse, birşeyler anlatırdı. Sayıları, harfleri ve hatta okumayı bile biliyordu. Basit toplama, çıkarma işlemleri ve dahasını. Nicole aklına helince bir an duraksadı. Onu özlemişti. Annesi hiçbir şey söylemiyordu. Üstüne giydiği okul formasının lacivert-beyaz yakası, Toga'nın yakasına benziyordu. Onu da özlemişti. Herkesi çok özlemişti.

Eiji polis bürosuna geldiğinde çantasını kendi masasına yerleştirdi. Sonra da kahve makinasının yanına gitti. Karton bardağa kahve doldururken yanına Tsukauchi geldi.
"İşine geri dönmene çok sevindim,"
"Ben de,"
"Bir dosyamız var. Bir eve gidip, bir vaka hakkında birilerini sorguya alacağız. Ondan önce de olay yerine gitmeliyiz."
"Tamam, ne zaman?"
"Şimdi. Geç kalmamalıyız. Sonra da birşeyler yeriz. Kesin kahvaltı yapmamışsındır. Çünkü ne zaman işe gelsen hep kahvaltı etmeden gelirdin."
"Eveet, nereden hatırladın?!?" dedi gülerek Eiji.

KAIRA  [BNHA]Where stories live. Discover now