15-Parçalanan Bağlar (2)

578 61 28
                                    

Medya: Choa Chiya (Nicole)

Ichika

Babam bana her şeyin iyi olacağını ve düzeleceğini söyledi. Ona herkesten çok güveniyorum çünkü ondan başka kimsem yok.

Babam büyük, çok büyük bir evin kapısını açtığında buranın neresi olduğu ile ilgili en ufak bir fikrim bile yoktu. Bizim iki evimiz mi vardı?

İlk babam içeri girdi, sonra ise elini bana uzattı. Hiç düşünmeden sıkıca tuttum elini, hiç bırakmayacakmışım gibi...
"Hadi, içeri gel."
Daha sonra aklıma daha bir saat önce yaşananlar geldi. Gözlerim doldu ama ağlamadım, tuttum kendimi. Elimi hemen geri çektim. Kimseye, hiç bir şeye dokunamazdım.

Babam durumu anlayınca zorlamadı. Gülümsedi ve içeri girdi. Arkasından ben de girdim ama çekingen ve tedirgin bir şekilde. Daha ne ile karşılaşacağımı bilmiyordum. Her ne kadar 'babana güven' desem de içimden, bu yine de korktuğum gerçeğini değiştirmiyordu.

Eve girdiğimde hemen kapının önünden başlayan genişçe açılan bir salon, beyaz halıları ve duvar köşelerinde bulunan bitki dekorasyonları vardı. Bu büyük salondan hemen sağında daha geniş olan bir salon daha vardı.

O sırada üst kattan sarı saçlı, iki topuz yapmış bir kız iniyordu ki bizi görünce, önce babama sonra bana anlamsız ve boş bakıyordu.
"Hey, Tomura sen mi geldin?" diye biri seslendi içeriden.
"Evet" diye karşılık verdi babam. "Tomura, bu kız çocuğu da kim?" diye sordu sarı saçlı kız. Ne yani babam benden bahsetmemiş miydi?
"Kızım" deyince, gözleri daha anlamsız ve şaşkın bir şekilde açıldı.

"Senin bir kızın mı var?"

Bunu duyan şapkalı ve maskeli bir kişi (Kompress) daha geldi ki o anda babam kapıyı kapattı ve başka bir yere ilerlemeye başladı. Ben de onu takip ettim. Geldiği yerde beyaz ve L şeklinde koltuklar vardı. Tam karşısında da televiziyon. Koltukta oturan ve gazoz içen siyah saçlı ve mavi gözlü bir oğlan da vardı. Gözleri çok güzeldi ama kollarında ve bir çok yerinde yaralar vardı yada yanık da olabilirlerdi. Adamın yanında ağzına cips sıkıştıran kahverengi saçları ve gözleri olan bir de kız vardı.

"Ichika, gel otur." dedi babam.
"Tomura bu kız kim?" diye sordu kahverengi saçlı kız.
"Ichika, benim kızım" dedi babam. Kahverengi saçlı kız kaşlarını çattı.
"Ne demek 'kızım'? Bu ne demek oluyor?"

Maske takmış ve kostümlü bir adam söze girdi. (Twice)
"Tomura... Sen baba mısın yani?"
Emindim, babam buradaki kişilere benden bahsetmemişti. Neresiydi ki? İş yeri mi? En önemlisi buradaki insanlar bunu duyunca neden bu kadar şaşırmıştılar? Kahverengi saçlı kız ayağa kalktı.
"Nasıl? Bunu nasıl yapabilirsin?"

Koltukta oturan siyah saçlı oğlan tek kaşını kaldırmış beni süzüyordu.
"Sana benziyor"
Kahverengi saçlı kız, adama baktı. Kaş göz hareketi yaptı. Siyah saçlı oğlan da ona kaş göz hareketi yaptı.

Nicole-Dabi İşaret Dili Çevirisi: "Bana destek çıksana Dabi?!?!!?"
"Ne yapayım yani?"
"Benim fikirlerime katıl, evet de, hıhı de."
"Öyle olsun."

"Tomura, biz burada canımızı dişimize katarak savaşırken sen... Tamam, sakinim. Hayır değilim.
Olamam!" Kız bunları söylerken, siyah saçlı oğlan kafasıyla onaylıyordu. Kız yanımızdan babama omuz atarak geçti. Sonra hızlıca geri döndü ve unuttuğu cipsini alıp tekrar omuz atarak yanımızdan hızlıca geçti.

Neden bu kadar tepki göstermişlerdi ki? Neden kız bu kadar sinirlenmişti? Neden?
"Burası neresi?" diye sordum babama. Ben sorduktan hemen sonra siyah saçlı oğlan da kalktı ve gitti.

"Bu bağırışmalar da neyin nesi?" Açık mor saçlı ve yeşil tenli biri söylemişti bunu. Saçları ıslaktı ve o anda havlu ile kurutuyordu. Beni görünce, Tomura'ya baktı. Sonra ise havluyu boynuna kattı.
"Öğrendiler demek..."
Benden haberi varmış.
"Sen biliyor muydun? HAIN! Bize nasıl söylemezsin sen ya?" Sarı saçlı kız kaşlarını çatmış, yeşil tenli adama bakıyordu.
"Evet! Hainsin sen!"
Kostümlü adam da kıza katıldı.
Yeşil tenli adam ikisini aldırmadan babama baktı.
"Ne oldu Tomura, onu neden buraya getirdin?"
"Bu konuyu daha sonra konuşacağız." dedi babam.

3. Şahıs

Nicole balkona çıkmış, sessizliği dinliyordu. Gökyüzünün karanlığa gömülmüş halini huzurla izledi. Neden? diye geçirdi içinden. Hiç yoktan onlara söyleyebilirdi. Bir gün aniden kapıdan küçük bir kızla girip 'kızım' demişti ama neden saklamıştı. Ve neden sağdece kızı yanındaydı, peki ya onun hiç ka-

"Huzur veriyor, değil mi?" ses Dabi'ye aitti. Dabi de yanına geldi, gökyüzünde yıldızlara ve aya baktılar.
"Neden bizden sakladı?" diye sordu kahverengi saçlı kız.
"Neden bize söylemedi?"

Dabi cevap vermedi, ne diyebilirdi? O da bu gün öğrenmişti. Sonra tek kaşını kaldırdı ve kıza baktı.
"Boşver, senin sorunun değil."
"Nasıl 'boşver'? Hep böyle diyorsun... Ben... Bilmiyorum."
Sonlara doğru sesi kısılmıştı. Elleriyle yüzünü kapadı.
Derin bir nefes aldı.
"Yatmaya gidiyorum" bunu söylerken aldığı nefesini verdi. Ve oradan ayrıldı.

Tomura, Ichika'ya bir oda ayarlayacaktı ama şimdi kendi odasında kalacaktı. Zamanla Ichika'yı kabulleneceklerdi. Ichika uyuyunca Tomura kalktı. Ceketini aldı ve hızlıca dışarı çıktı. Eiji'nin yanına gidecekti. Her ne kadar sakin davransa da onu görmeliydi, ya hala yaşıyorsa?

Hızı adımlarla geldiğinde olay yerine polisler ve ambulansın geldiğini gördü. Tabii ya, akşama kadar çoktan geleceklerdi. Tomura geç kalmıştı. Eğer daha erken gelseydi onu doktora götürebilirdi. Bir şekilde yaşamıyor olsa da geri gelebilirdi. Ama geç kalmıştı. Hem de çok. Saldırmayı düşündü ama sonra vazgeçti.

Çoktan kaybettiği bir kişiyi, nasıl geri alabilirdi ki...

Sağdece aklı karışmış bir halde öylece yerinde durdu. Ne yapabilirdi? Ichika yeteneğini kendisinden almıştı, çürütme. Ve gücünü Eiji üzerinde kullanmıştı. Geri dönüşü olmayan bir yetenekti bu. Tomura, arkasını döndü ve oradan ayrıldı.

Not: Parçalanan Bağlar bölümün ikincisi geç geldi. Daha erken gelseydi daha zamanında olurdu. Ama bilemiyorum ya. Olsundu.

Not 2: Nicole, Ichika'ya hep 'yer cüsesi' gibi şeyler söylemesi ve Tomura ile iyi anlaşamamlarının nedeni bu. Yıllardır Tomura'ya kırgın olması. Nicole belki de Ichika'yı çok geç kabullendi. Zaten o gün bu gün falan doğru düzgün anlaşamıyorlar.

Not 3: Şimdii, Eiji neden ölmedi? Birinci Parçalanan Bağlar bölümünde Eiji olacakları hissederek kendini 'erken' geri çekmişti. Bu yüzden o kadar kötü bir hasar almadı. Ama tabii ki yıllarca hastanede tedavi gördüğüne göre hafif bir hasar da değil.

Not 4 -MANGA SPOILERLI- : Tomura'nın 'doktor' dediği kişi normal bir doktor değil tabii ki. Savaştan sonra işbirliği yaptıkları doktor. Noumuları yapan o doktor. Hani birinci bölümde Midoriya'ya "özgünlüğün yok" diyen. Neyse, işte o doktor noumuları yaparken bir çok insanı veya özgünlükleri bir araya getirerek yapıyor. Tomura da burada 'Eiji eğer çok kötü bir hasar aldıysa doktor bunu iyileştirebilir' diye düşünüyor.

Merhabaaaalar!
Bölümü nasıl buldunuz?

Bu arada her bölümde medya bırakıyorum. Sevdiğim ve hoş resimleri. Bakmayı unutmayın.

Lütfen yorum yazmayı ve oy vermeyi eksik etmeyin. Kendinize çok iyi bakın💙

Sayonara!
♡♡♡

KAIRA  [BNHA]Where stories live. Discover now