16| De Profundis Clamavi

16.3K 1.3K 2.6K
                                    

Çok ama çok dikkatli okuyun ve beni yorumlara boğun😔

Kimse anlamamış ama başlarda ismi geçen kişiler Yoongi'nin bahsettiği insanlar. Bir tane gazete küpürü görmüştü hatırlarsanız, garip giyimli kadın diye, işte Sakura şirketinin kuruluşu.

Hatalarım varsa affola. İyi okumalar!

[Ludwig Van Beethoven - Moonlight Sonata]

•••

Bir Seul akşamı Han Nehrine bakan gösterişli otelin önünden onlarca limuzin ve lüks araç geçmiş, birbirinden ihtişamlı kadın ve adamları özenle serilmiş zümrüt yeşili halının hemen ucuna bırakmıştı. İki yanda gecenin pozunu yakalamak için bekleyen gazeteciler fotoğraf makinelerinin flaşlarını sonuna dek açmış, iş hayatının ve sosyetenin ünlü simalarını ölümsüzleştirmişlerdi.

Yeni başlamış davete akın eden insanları otelin ışıltılı çatısından izleyen üç adamsa oldukça neşeli ve mutluydu; ellerinde henüz yarısına bile gelmedikleri egzotik kokteyli yudumlarken aralarında en gençları olan Hyojin göğsüne derin bir nefes çekti ve iki ortağına ışıltılı gözlerle baktı. "Böyle bir günün geleceğini hep biliyordum lakin bunu yaşamak apayrı bir duygu." Kim Sungwoo ilerlemiş yaşına rağmen kendinden genç olan çocuğu yaşındaki adamların omuzlarını gererek şirketlerinden söz etmesine gülümsedi, kendi oğlu Hyungbin'in isteksizliği ona başka bir çare bırakmamıştı.

"Minho bile oldukça heyecanlı Hyojin baksana onun yüzüne." Park Minho dostlarının kendinden bahsetmesiyle kıkırdayarak elindeki içeceğinden bir yudum aldı; dostlarının mutluluğuna katılmayı çok istiyordu fakat aklı hep ateşler içinde yatan oğluna gidiyor, eşine güvense bile çocuğunu bir an önce hastaneye götürmek istiyordu. "Beyler bu hepimizin başarısı ve mutluluğu." Minho'nun kaldırdığı kadehe bardaklarını hafifçe çarpıştıran üç adam kalabalıklaşmaya başlayan çatı katında kendilerine doğru gelen zarif adım seslerini hemen ayırt etmişlerdi.

"Baylar kocamı sizden çalmam sorun olur mu?" Kim Yoora her zaman ki güzelliği ve zarafetiyle üç adamın da bakışlarını kendinde topladığında Hyojin'in, eşinin, yanağına ufak bir öpücük kondurdu. "Gecenin sonunda bana bir dans borcun olacaksa neden olmasın?" Park Minho şakacı bir tavırla korkuluklara yaslanırken arkadaşının omzunun ardında gördüğü kadınla kıkırdadı istemeden. "Zavallı kadın, yarın bu elbeseyi giydiği için gazetelere manşet olacak ama haberi yok."

"Sakura şirketinin kuruluşunu bahseden büyük puntolardan ona yer kalırsa bahsederler elbette." Kim Singwoo'da iş arkadaşına katılıp güldü. O gece çok güzel geçti, herkes mutlu ve yeni açılan bir şirketin heyecanını taşıyordu; lakin aslında hepsi bir yalanı yaşıyordu.

°°°

Soğuk bir sonbahar günüydü; havada asılı güneş sıcak kollarını uzatsa bile ısısı tenime değmiyor, rüzgar arsızca üzerimizde süzülüyordu; belki çoğu insan için soğuk ve kasvetliydi ancak benim için sadece güzel kelimesinin anlamını karşılayan bir gündü. Parmaklarım ritmik şekilde omzumda taşıdığım çantamın koluna vuruyor, dudaklarım esen her kıpırtıda kuruduğu için dilim sürekli solgun olan iki et parçasını ıslatıyordu. Gözlerim dakikalardır olduğu gibi tekrar bileğimdeki saate kaydığında yanımda sabırsızca dikilen Jeongguk'un nefesleri daha da sertleşmiş, kendine oyalanacak bir şey bulamamanın verdiği sıkıntıyla okuldan çıkan insanları izler olmuştu. Dünkü içimi ısıtan sarılmamızın ardından bugün ona Jimin, ben ve Yoongi'nin olacağı buluşmaya davet ederken hiç çekinmemiştim, çünkü içten içe ondan ayrı kalmak istemiyor, gözümü çevirsem bakışlarımın yüzüne değmesini istiyordum.

The Minus | TaekookWhere stories live. Discover now