8

2.4K 218 50
                                    

"Öncelikle benim adım Min Yoongi. Bulunduğun sürünün lideriyim." Jungkook sonunda adamın adını öğrendiği için fazlasıyla mutluydu. Ancak hala bu sürü dedikleri olayı anlayamıyordu.

Yoongi daha sonra oturanları tanıtmaya başladı. Kendisine utanmaması gerektiğini söyleyen kişinin adının Kim Namjoon, kendisi için telâşlanan ve yemek getirenin Kim Seok olduğunu öğrendi. Sonradan aralarına iki kişi daha katılmıştı. Bunlardan biri olan Jung Hoseok'un sürünün şifacısı olduğunu öğrenmiş ve adamı hemen sevmişti. Yüzündeki eşsiz gülümsemesi ile Jungkook'un içini ısıtmıştı. Tıpkı bir güneş gibi..

Diğer kişinin ise kendisi uyurken başında bekleyen kişi olduğunu farketti. Adı Yeonjun olan genç, Jungkook'a bir şey söylemek ister gibi bakıyordu ancak hiçbir şey de söylememişti. Jungkook ise sadece gülümsemişti. Kafasını yeniden Yoongi'ye çevirdi. Yoongi herkesi tanıttığı için konuşmaya devam etti.

"Şimdi sende kendini tanıt bakalım. Madem Yong Sun olmadığını söylüyorsun kimsin bilelim." Jin, Yoongi'nin konuşmasından sonra ayağa kalkmış konuşmaya çalışmıştı ancak Yoongi onu durdurmuştu. Jungkook ise oldukça sinirliydi. Yong Sun denilen kişi kimdi bilmiyordu ama ona da sinirliydi. Bu kadar insanı bırakıp nereye gitmişti merak ediyordu. Onu seven insanları. Bunu oldukça net anlamıştı. Jungkook bu kadar sevilse asla bir yere gidemeyeceğini düşündü.

"Adım Jeon Jungkook ve Seul'de yaşıyorum. Aslında Busan'da amcamla kalıyorum ancak okula gittiğim için ayrı yaşıyoruz. Burası neresi ve nasıl geldim bilmiyorum. Tek bildiğim ormandan geçerken feci şekilde yağmur yağdığı ve yardım istemek amacıyla lanet olası çalıların arasından geçmem. Tabii sonrasında o pisliklerin bana saldırması!"

Jungkook nefes almadan konuşmuştu. Sonlara doğru yine aklına olanlar geldiği için sesini yükseltmişti. Şuan bundan dolayı pişmandı.

"Size bağırdığım için özür dilerim. Siz sadece bana yardım ettiniz, ancak artık geri dönmem gerekiyor. Okulum başladı ve benim devamsızlık yapma gibi bir lüksüm yok."

Herkes konuşan gencin dediklerini anlamaya ve sindirmeye çalışıyordu. Hiçbir şey bilmiyordu. Hiç kimseyi tanımıyordu ve asıl evini bırakıp evi olarak adlandırdığı yere gitmek istiyordu.

"Oğlum inan ne dediğini hiçbirimiz anlamadık. Ancak tek bildiğimiz senin evinin burası olduğu." Namjoon yalvarır gibi konuşuyordu anlaması için. Jungkook ise kafasını hızla salladı.

"Hayır burası benim evim değil bayım. Evimin nerede olduğunu biliyorum. 23 yaşındayım ve bir çocuk değilim."

"23 yaşında mısın?" Bunu soran Yeonjun'du. Kendisi 47 yaşındaydı o nasıl 23 olabilirdi. Tanrı aşkına Yong Sun onun abisiydi!

"Evet 23. Daha küçük göründüğümü de söylüyorlar ancak doğru olan bu." Jungkook omuzlarını silkerek tekrar sandalyesinde geriye yaslandı.

"Seul neresi hiçbir fikrimiz yok. Dediklerinin de tek kelimesini bile anlamadık. Kulaklarını aç ve iyi dinle Jeon Jungkook. Sen Min Sürüsü topraklarındasın ve burası senin evin." Yoongi anlaması için gözlerinin içine bakarak konuşuyordu.

"Seul neresi mi? Siz aklınızı mı kaçırdınız? Yaşadığınız ülkenin başkentini bile bilmeyecek kadar cahil misiniz yoksa?" Jungkook ayağa kalkmış ve ellerini masaya koyarak eğilmişti. Hepsinin gözlerine tek tek baktı ancak hepsi gayet ciddi görünüyordu.

"Siktir! Siz gerçekten delisiniz. Ve ciddisiniz."

"Genç adam küfür etmeyi kes ve yerine geri otur hemen!" Jin oğlunun küfür etmesine fazlasıyla şaşırmış ve kızmıştı. O yüzden daha fazla kendine hakim olamadı.
Jungkook bağıran adama karşı gelmek hatta buradan koşarak uzaklaşmak istemişti ancak harfiyen dediklerini yerine getirdi.

Fernweh || YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin