20

3.7K 416 214
                                    


JİSUNG

Beni kucağına alıp taşıyan Minho’ya bakarken oflayarak beni götüreceği yere kadar etrafa bakındım. Ne yapayım yani inemiyorum. Ayrıca şuan çok rahatım ve kucakta taşınmak varken Yürümek için çabalayamam yani. O değil Minho’da iyi taşıyor hani. erkek değil de 40 kiloluk kız gibiyim. Ama tam bir seme değil mi ya? Bence Changbin hyung gereksizinden daha iyi seme.

“Oha cidden birlikte mi yapacağız? Saçmalama salak! Çıkar beni buradan”

Gerçekten beni neden banyoya soktu ki? Ben odaya götürür bir şeyler konuşup kavga ettikten sonra öpüşürüz diye düşünmüştüm. Beni indirdiğin de banyonun kapısını kapatmış ve bana dönmüştü.

“Senin derdin ne?”

“Neymiş benim derdim?”

Neyden bahsediyordu anlamıyordum. Onunla ne gibi bir derdim olabilirdi? En fazla kaçırıp anneme damat olarak götürdükten sonra evlenme gibi bir derdim vardı ama öyle gıcık ki kendisi kavga etmeden duramıyorduk.

"hyunjin ne sözünden bahsediyordu?"

"Neden söyleyeyim?"

"Her türlü öğreneceğimi biliyorsun değil mi?"

"püfff be, sadece onun sevdiği oyunun yeni sürümü çıkıyordu onu alacaktım"

Rahatlamış bir şekilde baktığın da gözlerimi devirdim. Hayır neden merak ediyorsa? Seviyorsan seviyorum de çok mu zor?

“Neden ilk Hyunjin’e yalan söyledin?”

“Ne? Haaa o şey ya. Şey o…”

Kollarını göğsünde bağlayıp bana tek kaşını kaldırarak bakınca diyemeyeceğim o şeyi de unuttum. Bir insan nasıl bu kadar sexy ve çekici olabilirdi?

“Ney o?”

“Immm şey ya. Sen kas mı yapıyorsun? İlk gün hiç yoktu da şimdi hafif sertleşmiş gibi bakayım ohh maşallah o 6 baklava hissedilir gibi ama daha çok çalışmalısın bence yani seme olmak için daha da kas yapmalısın. Şahsen ben senden daha seme gibiyim. Şu kas-“

Hass… BENİ ÖPÜYOR! Beni öpüyor mu? Dudaklarımın arasında bir dudak var ama emin değilim. Cidden öpüyor mu beni? Siktir Cidden öpüyor! Hehehe Karşılık vermezsek ayıp olur değil mi?

Ona karşılık vermemle alt dudağımı kavramış ve sertçe emmeye başlamıştı.Beni belimden kendine çektiğin de inledim ve bende ellerimi saçlarına çıkarıp tutamlarını çekiştirdim. İşin içine dilini de soktuğun da boğukça inledim Kendimi ona daha da bastırdım. O da inleyince nefessiz kaldığımız için kendimi ondan ayırmak zorunda kaldım. Tanrım… çok iyiydi. Tekrar yapmak istiyorum. KESLİNLİKLE!

Dudağın da gülümseme ile bana bakarken belimde ki kolunu ayırmış ve benden uzaklaşmıştı. Ama bir şey unutmuştum. Eee ben bacaklarımı hissetmiyorum! Nasıl bir etkidir o? Öpüştüğüm için dizlerim bağı çözülmüş bildiğin. Tutunmak için arkamda ki küvetin perdesini kavradığım da perde yırtılmış ve sertçe boş küvetin içine düşmüştüm.

“Ah!”

Duyduğum sesle İçinde kaybolduğum perdenin içinden zorla çıkmaya çalıştım. Sonunda çıktığım da Gördüğüm manzarayla ağzım açık kalmış ve öylece yerde baygın yatan Minho’ya bakakalmıştım. Başından akan kan mıydı? Bence değil ya? değildir yani… Lan öldürdüm mü taş gibi çocuğu!?

“Minho? Öldün mü? Ölmediğini söyle? Valla bilerek yapmadım. Ay tepki de vermiyor ne yapsam?”

Chan hyung beni öldürür onu görürse. Küvetten zorla kalkıp yanına gittim ve ona baktım. Perdenin asılı olduğu demir düşüp başına vurmuştu. Hayır düşen benim ona nasıl vuruyor ki? Nabzını kontrol ettiğim de attığını hissettim. Hala yaşıyor… Bence uyanana kadar bekleyeyim zaten yaşadığına göre uyanır. Sonra o kendini pansuman eder çünkü ben yara görmeye dayanamam. Ama Chan hyung o uyanmadan gelirse? Of saklasam mı? Ne yapmalıyım? Aklıma gelen dahihane fikir ile yere düşen telefonumu aldım ve internete girip araştırdım.

The art of fear/Changlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin