2

6.1K 562 356
                                    


CHANGBİN

“Ne yani hiçbir isim yok muydu?”

Başımı iki yana sallayarak kahvemden bir yudum aldım. Dün o tuvali bulduktan sonra yurda götürmüştüm. Benimle aynı odada kalan Jisung görünce ne olduğunu sormuş, anlatınca ise bolca dalga geçmişti. Uyumaya gidiyorum diyip odasına girdiği gibi Hyunjin’i aramış saatlerce benim dedikodumu yapıp gülmüşlerdi. Alıştığım için birkaç kere onu boğmaya çalışıp odama geri dönmüştüm. Şimdi ise kampüslerin ortak kafeteryasında oturmuş bunu konuyorduk. Tabiki Hyunjin ve Jisung olayın alay kısmındaydı. Ciddiye aldıkları bir zaman yoktu ki zaten. Benimle ilgilenen kişiler sadece Chan hyung ve Jeongin’di.

“Düşünsene, Changbin’i seven bir kız, bunlar karşılaşıyorlar. OPPA benim çıplak modelim olur musun?”

kız taklidi yapan hyunjin gözlerini kırpıştırarak Jisung’a bakarken Jisung elini hyunjin’İn çenesine koyup dudağını büzerek ona yaklaştı.

Ah sevgilim,çok tehlikeli bir istek bu

“Siktirin gidin aq!”

Yanımda ki Jisung’un sandalyesine sinirden kıpkırmızı olmuş bir şekilde tekme attığım da ikisi de kahkaha atarak birbirinden uzaklaştı. Cidden onlarla bir şey konuşulmuyordu.

“ Jisung ve Hyunjin cidden biraz bak çok az ciddi olun”

Chan hyung yalvarır bir şekilde konuştuğun da Jisung ve hyunjin anında ciddi bir yüz ifadesine büründüler.

“Biz her zaman ciddiyiz hyung”

Asker gibi durup ellerini Anıllarına koydukların da elimi anlıma vurup onlara “Siz iflah olmazsınız” Bakışları attım. Benimle birlikte Jeongin ve Chan hyungun da attığına emindim.

“Hyung, ne yapacağım? Bu kişiyi merak ediyorum” Cidden meraktan çatlayacaktım. Chan hyung kaşlarını çatarak bir süre düşündü.

“görsel sanatlar fakültesinde olduğuna eminiz. Oradan bir tanıdığım var onunla konuşurum da Hiçbir şey bilmediğimiz için imkansız gibi. Şimdilik bekleyelim, ilk hediye dediğine göre ikinci de olacak. Belki o zaman bir şeyler bulabiliriz.”

Chan hyunga başımı sallayıp kahvemden son yudumumu aldım ve Jisungu ensesinden tutup kaldırdım.

“Bizim sözleri vermemiz gerek, sonra görüşürüz” diğerleriyle vedalaşıp Jisung’un ensesinde ki elimi omzuna attım. Dalga geçseler bile kardeşimdi. İki senedir beraberdik ve oldukça kavga etsek de iyi anlaşırdık.   
 
“Hyung bak böyle yaparsan sapığından dayak yerim. Bundan sonra Aramıza mesafe koyalım lütfen”

Benden uzaklaşıp elini göğsüme koyarak mesafeyi ayarladığın da gözlerimi devirdim.

“Jisung bak dayak yiyeceksin”

“Bir dakika hyung!” birden Bağırıp gülmeye başlamasıyla etrafta ki herkes bize bakmaya başladı.

“onu tanımıyorum” yanımdan geçenlere söylediğim şey ile başlarını sallayarak uzaklaşırlarken Jisung’un neye güldüğünü anlamaya çalıştım.

“Hyung, Eğer erkek çıkarsa… Senden uzun olacak! Senden kısası yok ki?!”

Daha çok güldüğün de sinirden kıpkırmızı olduğuma emindim. Onu uyarmıştım değil mi? Üzerine sinirle yürürken gülmeyi anında kesmiş ve ellerini yukarıya kaldırırken geriye gitmeye başlamıştı.

“Hyung, seni sevdiğimi biliyorsun değil mi?”

“Bilmez miyim! Öyle güzel seveceğim ki seni!” Kaçmaya başlaması ile onun peşinden koşmaya başladım. Her türlü dayak yiyecekti zaten.

***

“LAAANNN! YAPTINIZ MI CİDDEN?! JİSUNG! BİR DE ALTTA MIYDIN?! PUAHHAHAH!”

Hyunjin bağırarak gülerken sandalyeden geriye doğru düşmüştü. Bunun üzerine çevremizde ki herkes bize bakmıştı. Jisung eli kalçasın da zorla yürüyerek sandalyeye otururken Hyunjin’e sert bir bakış attı.

“He amına koyayım alttaydım. Bin’de ne azgın çıktı görmeliydin! Denemeni öneririm yani”

Jisung gözlerini devirerek yerden gülerek kalkan Hyunjin’e baktığın da keyifle yerime oturdum. Jisung’un saçı başı dağılmış, dudağı hafif kanamış ve kalçasını tutarak zorla yürüdüğü için öyle anlaşılması çok normaldi. Chan hyung ve jeongin olayları anlamaya çalışır gibi bakınca gülerek onları aydınlattım

“Giderken benimle dalga geçti, bende kovaladım. Gerizekalı merdivenleri inmeye üşenip atlayınca kıçının üzerine düştü.”

Gözümün önünde canlanan sahne ile güldüğüm de diğerleri de gülmeye başlamıştı. Jisung dudağını büzüp kalçasını ovalarken daha da gülmeye başladık.

“Bin, Dersin bitti değil mi? Dediğim arkadaşım ile buluşacağım gelmek ister misin?”

Görsel sanatlar fakültesine gidecekti. Gitsem bile onu bulamayacaktım ama bir zarar gelmez diyerek onu onayladım.

“Jisung, tek başına gidebilecek misin yurda?”

Alayla söylediğim şeye hyunjin içtiği sütü püskürtmemek için şekilden şekle girdiğin de Jisung ona yandan bir bakış atıp bana döndü.

“Aaa ama aşkım gidersen kendimi yatakta terk edilmiş bir kadın gibi hissederim”

Dudağını büzerek bana yaklaştığın da Hyunjin dayanamayıp sütü jeongin’in üstüne püskürttüğün de Jisung’un yüzüne elimi koyup ittirdim.

“Çok bile dayandın salak” Cidden iki dakika ciddi kalarak sınırına ulaşmıştı. Yine saçmalamaya başladığına göre gidebilirdim. Chan hyunga işaret verip doğruldum ve Gülen ikiliye baktıktan sonra Jeongin’in omzuna elimi koydum.

“Umarım sağ kalırsın” Onu diğer iki salakla yalnız bırakmak istemesem de Chan hyungun kolumu tutup çekmesi ile kafeteryadan çıktık.

Saçmaladığımı biliyorum ama saçmalamadan da kitap yazılmıyor

Neyse umarım beğenirsiniz

The art of fear/Changlix Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum