slow loris ✔

24

ㅡ lee minho

"Jisung-ah.."

Aldığım haberden sonra oldukça üzülmüştüm. Jisung'un okula gitmek istediğini San'a sormuştum fakat bana psikolojisi açısından iyi olmayacağını söylemişti.

Her çeşit insanın olduğu okulda dalga geçilme gibi olaylara maruz kalırsa daha çok kötüleşeceğini ve buna izin veremeyeceğini da eklemişti.

"San, okula gitmenin psikolojini kötü etkileyeceğini söyledi. Üzgünüm bebeğim, elimden geleni yaptım."

"Tamam, sorun değil."

Üzülse de belli etmediğinde yanına oturup ona bakmaya başladım. Bir dakika kadar gözlerimi çekmeden onu izlemiştim. Sonunda farkettiğinde gülümseyerek neden ona baktığımı sordu.

"Her detayının mükemmel olduğunu biliyor musun?"

Ona gülümseyerek bakmaya devam ettiğimde çekinerek önüne döndü.

"Bak ne diyeceğim. Yıldızları izlemeye gidelim mi?"

"Yıldızları mı?"

Bana merakla baktığında açıklama yapmayıp onu hazırlanmamız için odamıza götürdüm.

Yarım saat sonra hazır olduğumuzda elini sıkıca kavrayıp evden ayrıldık.

Wooyoung ve San ile yemeğe çıktığımız günden sonra ilk defa gece dışarıya çıkıyorduk.

"Nereye gidiyoruz?"

"Göreceksin."

Onu, denizin kenarına götürdükten sonra az çok insanların gezdiği yerde çimlere oturduk.

"Biraz sonra ışıklar kapanacak, korkma."

Dibime daha çok girdikten birkaç saniye sonra sokak lambalarının ışıklarının kesilmesi ile yıldızlar daha görünür hale gelmişti.

"Bak, işte."

Yıldızları işaret ettiğimde Jisung heyecanla bakmaya başlamıştı.

"Çok güzeller.."

"Biliyor musun çoğu insan yıldızlara bakarken bir dilek tutar. Biz de deneyelim mi?"

"Tamam. Ama ikimiz de birbirimize söylemeyeceğiz."

İkisi de gözlerini kapatırken dileklerini dilemiş, yıldızlara bakmaya devam etmişlerdi.

Minho'nun bakışları Jisung'da sabitlenirken, bu sefer ay ışığında Jisung da ona bakmaya başlamıştı.

Minho, yavaş yavaş yaklaşıp sonunda dudaklarını birleştirdiğinde, gökyüzünden bir yıldız kaydı.

bölüm sonu