13

17K 2.1K 1.3K
                                    

ㅡ saatler sonra

Chan, sonuçların çıktığını söylediğinde tekrardan aynı odaya girdiler.

Jisung çoktan bitirmişti elindeki lolipopu. Minho çilek kokusunu ise çok yakından alabiliyordu.

Hoşuna gitmişti.

Doktorun elinde bir sürü kağıt varken üçü de sadece bakmakla yetiniyordu.

"Testleri sizin için hızlandırdım. Zor oldu ama, işte.. Sonuçlar burada."

Doktor, bir şeyler anlatmaya başlamıştı ama hiçbiri anlamıyordu, muhtemelen bunun sebebi onların ilaç isimleri olmalarıydı.

"Her neyse.. Sizin anlayacağınız dilde söyleyeyim. Jisung'un kanında birçok ilaca rastladık. Bazıları çok kuvvetli ve çok sık verildiğinden, eğer bir ay gibi bir süre daha onları kullansaymış ölecekmiş. Tahminlerime göre, hastane oradaki kişileri bu şekilde öldürüp intihar süsü veriyor. Eğer, Jisung'u yanına almasaydın, o da şu an zehirlenmeye devam ediyor olacaktı."

Minho, korktuğu için parmaklarını onun parmaklarına geçirmiş sıkan Jisung'a baktı.

Anılar beynine doluşuyor olmalıydı. Onu yine üzdüklerini düşünerek kendilerine kızdı.

Bir bebek mutlu bir şekilde oyuncağı ile oynarken elinden oyuncak alınır ve bebek dudaklarını büzer, ağlamaya hazırlanırdı ya, Jisung ne eksik ne fazla o bebekti.

Minho ona sıkıca sarılıp saçını uzun süre öptü. Ağladığını farkettiklerinde, daha sıkı sarıldı.

Çocuğu kalbine koyup bir daha çıkartmamak istiyordu.

"Jisung eğer Minho'sunun sözünden çıkmazsa, kısa sürede iyileşecek~"

Wooyoung araya girdiğinde, Jisung istemsizce gülümsedi.

O sırada Wooyoung, Chan'a yaklaştı.

"Bunu kullanarak dava açabiliriz. Bu ilaçlar gerçekten çok ağır Chris.. Üzerine yemek vermediklerini de biliyoruz. Onu direkt olarak zehirlemeyi denemişler.. Bunu Choi San ile mutlaka tartışacağım."

Chan sessiz kaldığında, hep birlikte odadan çıktılar.

Wooyoung dosyaları ile tek kalırken Choi San'ın numarasını tuşladı.

"Choi? Müsait miydiniz?"

"Bay Jung? Ah.. Tabii! Müsaitim. Ne olmuştu?"

"Hastaneye gelebilir misiniz? Han Jisung'un sonuçları elimde."

"Yarım saate oradayım."

Telefonu kapattıklarında beklemeye başladı Wooyoung.

Boş durmamak için odasından çıkmış, birkaç hastasını kontrol etmek isterken zamanın nasıl geçtiğini anlamamış, yeni hemşirelerden birinin onu çağırması ile odasına dönmüştü.

"Beklediğimden erken geldiniz Bay Choi?"

"Önemli olduğunu düşündüğüm için hızlı olmaya çalıştım."

"Her neyse.." Wooyoung dosyaları düzeltti. Üçüne anlattıklarının benzerlerini ona da eksiksiz anlattı.

"Doğru düşünüyorsun. Buradan ilerleyebiliriz. Bunu biraz daha araştıracağım."

"Hastane ile ilgili bilgiler burada."

Wooyoung, yanındaki dolaptan başka bir dosya çıkartıp ona uzattı.

San, dosyayı almak için uzanmışken, ellerinin üst üste geldiğini henüz farkedebilmişti.

Wooyoung, elini hızla çekerken, San'ın aslında ne kadar havalı biri olduğunu düşünmüştü içinden.

Biraz da, yakışıklı, bazen şirin olduğunu düşündü.

"Birbirimize soyadlarımızla seslenmeyi bıraksak mı? Aynı yaştayız ve iki gündür beraber çalışıyoruz."

"Ben de sıkılmıştım zaten, çok iyi olur."

"O zaman.." San ayağa kalktığında Wooyoung da onu takip etmişti, ona elini bu sefer kendi isteğiyle uzatmış, doktor elini kavrayınca ise yüzündeki gülümseme genişlemişti,"Sana araştırmamdan sonra haber vereceğim..Wooyoung."

San, onun adını söylerken çekinmişti, ama hâlâ ellerinin arasındaki ipek gibi yumuşak elleri onun sakinleşmesine yardımcı olmuştu.

"Senden haber bekliyor olacağım.. San.."

İkisi de garip gerginlik içerisindeyken ellerini ayırdılar ve Wooyoung, San'ı uğurladı.

bölüm sonu

slow loris ✔Where stories live. Discover now