20

14.9K 1.8K 754
                                    

ㅡ üçüncü kişi anlatımı

"Hyung, hangi kıyafetimi giymeliyim?"

"Ne için?"

"Felix, beni bir yere götürecekmiş~ Güzel giyinmemi istedi. Ne giyebilirim?"

Jisung rastgele kıyafetlere bakarken, Minho elinde tuttuğu soğumaya başlayan kahvesi ile beraber uyudukları yatağın üzerine oturdu.

"Jisung-ah."

"Efendim?"

"İlk defa ben olmadan bir yere çıkıyorsun, kriz geçirmeyeceğine emin misin? Eğer iyi hissedeceksen ben de seninle gelebilirim. Chan hyung konu sen olduğunda izin veriyor, biliyorsun."

"Sanırım, Felix'e de güveniyorum. Sen çok farklısın ama.. sürekli seninle olamam ki?"

Jisung buruk bir şekilde gülümsediğinde Minho kahvesini masanın üzerine bırakarak sevgilisinin yanına ilerledi.

Jisung, kıyafetleri kenara koyarken, Minho yaklaşarak hafifçe ona sarıldı.

"Sana kendini yük gibi görmemeni söylemiştim.. Hiçbirimiz senden rahatsız değiliz, Felix'i hem biraz sosyalleşebilmen için hem de yaşıtın olduğu için seninle tanıştırdım. Sana iyi gelmeyeceğini bilsem, buna en başından kalkışmazdım."

Minho, kolları ayrılsa da ellerini Jisung'un yanaklarına koyup gözlerine baktı.

"Sadece biraz kendi kalıplarımı aşmak istiyorum, kendimizi kötü hissetmeyelim. O beyaz odada yapamadıklarımı yapacağım~"

İkisi de samimi bir şekilde gülümserken, Minho duvardaki saatten artık işe gitmesi gerektiğini farketmişti.

Jisung geldiğinden beri onunla beraber gidiyordu, bugün çok farklı gelecekti.

"Jisungie, benim çıkmam gerek. İyi olacağına emin misin?"

"Evet! Sen git hadi, Felix gelecek zaten beni almaya. Sevgilisi ile gelecekmiş~"

"Ah.. İyi o zaman? Ben çıkıyorum."

"Git artık.."

Jisung, Minho biraz daha konuşursa dayanamayıp onun gitmeyeceğini biliyordu.

Zar zor Minho'yu gitmesi gerektiğine ikna ettikten sonra hazırlanmaya başladı.

_______

ㅡ lee minho
ㅡ bir saat sonra

İşe geldiğimde, aklım tamamen Jisung'da kalmıştı.

Ona hâlâ bir telefon almamıştık, bu yüzden arayamıyordum. Restoran bugün çok dolu olduğundan eve gitmeye de zaman bulamamıştım.

Mutfağa gidip Kangmin hyung'a siparişleri iletirken, salondan gelen Felix'in sesini duydum. Hızlıca salona çevirdim adımlarımı.

"Felix, hoşgeldin. Jisung yok mu?"

"Ben de onu sormaya gelmiştim. Bir on beş dakika önce onu almaya geleceğim hakkında konuşmuştuk dün akşam. Belki önden gitmiştir diye gideceğimiz yerlere de baktım. Eve gittiğimde çok kez kapıyı çaldım ama açan olmadı. Belki senin yanında olabileceğini düşünmüştüm. "

"Felix.. Doğru eve gittiğine emin misin? Belki yerleri karıştırmışsındır."

"Hyung.. eminim. Kaç kapının yanında kafam kadar Lee Minho - Lee Jisung yazıyor?"

Elimi sertçe başıma vurup arkamdan gelmelerini veya üzerimdeki iş kıyafetine aldırmadan dışarıya fırladım.

Eğer ona bir şey olduysa, kendimi asla affedemezdim.

bölüm sonu

bölüm sonu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
slow loris ✔Where stories live. Discover now