2

22.3K 2.6K 2.8K
                                    

Lee Minho

Restorantın içine girdiğimde, Hyunjin sinirle kapıda bekliyordu.

"Neredesin bu saate kadar sayın gerizekalı?"

"Anlatırım sonra, hyung nerede?"

"Kangmin hyung'un yanına mutfağa gitmişti. Üzerini değiştirip gel çabuk. Sabahtan beri tek başıma garsonluk yapmaktan her yerim ağrıyor."

Hızlı adımlarla eşyalarımızı bıraktığımız odaya girdim. Dolabımdaki iş kıyafetlerimi hızlıca üzerime giyerken, kendi eşyalarımı da dolaba tıkmıştım.

Telefonumu cebime koyduktan sonra dışarıya çıktım.

İçerideki kişiler ile Seungmin ve Hyunjin ilgileniyordu. O sırada mutfağa girdim.

"Gel bakalım.."

"Hyung, bu sefer gerçekten mazeretim var."

"Anlat, dinliyorum."

Gelirken yaşadığım olayı özetleyerek anlattım. Bana inanmıyormuş gibi bakıyordu.

"Hyung, gerçekten hastaneden geliyorum. Ara sor istersen."

Telefonumu ona uzatarak sorduğumda, omzuma elini koydu.

"Bir kere daha olursa kapının önündesin, ona göre."

Bir şey demediğimde, mutfaktan çıktı.

"İyi yırttın yine."

"Sevgilin bir gün beni kalpten götürecek hyung."

"Benim sevgilimse senin kuzenin gerizekalı."

Kangmin hyung, biberleri doğrarken söylemiş, sonrasında dikkatini bozduğumu söyleyerek içerideki masaları düzenlememi söylemiş, beni kovmuştu.

Salona girdiğimde içeride kimsenin olmadığını, masaların ise tertemiz olduğunu gördüğümde, Hyunjin ve Seungmin'in yanına gitmek için hazırlandım.

Hyunjin garsonluk yaparken, Seungmin gelen müşterileri hoş tutmak adına fotoğraflarını çekiyor, hediye ediyordu.

"Dur şurada, güzel çıkacaksın."

"Işık orada daha güzel değil mi?"

"Hayır, beni dinle burası daha iyi."

"Nasıl durayım?"

"Sen bilirsin."

Seungmin, Hyunjin'in fotoğrafını çekerken bir süre onları izledim. İkisinin arasındaki bağı iki senedir çözememiştim, çok garip bir ilişkileri vardı.

"Çocuklar."

İkisi de bana döndüğünde yanlarına adımladım.

"Size bir şey anlatmam gerekiyor."

Detay atlamadan, hızlıca gelirken yaşadıklarımı anlattım.

"Hastanelik derecesinde öğrencileri yaralayan bir çocuk, senin dediklerine uyuyor mu diyorsun? Hyung, reşit olalı çok oluyor, bizi böyle şeylerle kandıramazsın."

"Hayal gücüm o kadar kuvvetli değil böyle bir kurgu oluşturayım, yaşadım diyorum! Bana güvendi, ona bilekliğimi verdim, tekrar geleceğimi söyledim."

"İnansak mı?"

Hyunjin, Seungmin'e bakarak sorduğunda oflayarak ayağa kalktım.

"Bir daha dedikodu olduğunda Changbin'e gideyim de görün."

"Hayır!"

İkisi de aynı anda bağırdığında kahkaham salonda yankılanmıştı.

O aptal bir şey duyduğunda tekrar tekrar anlatıyor, üzerine saçma sapan sorular soruyordu. Bir hafta kesintisiz rahat bırakmazdı.

Bana 'delirdi galiba' bakışı atıyorlarken, masalardan birinin çiçeklerini düzelttim.

__________

Üçüncü Kişi
ㅡ Han

Yatağında dizlerini kendine çekmiş yatarken, bilekliğe bakıyordu.

Bileklik odası gibi değildi, gökkuşağının renklerini barındırıyordu.

Parmağını, bilekliğin üzerine gezdirdi, bunu çok sevmişti.

"Lee.. Min.. Ho.."

Defalarca tekrarladı.

Sonrasında bilekliği kalbine götürdü ve minik camından yansıyan güneş ışığına arkasını döndü.

"Ge-lecek.. Minho.. T-tekrar g-ge-gele-cek."

"Biri ona zarar vermedi diye bir şey sanıyor kendini aptal! Yine kaldırıldı, gelecek diyip duruyor, gelmeyecek, gelmeyecek!"

Çocuklardan biri kapının ardından onun dediklerine karşılık olarak bağırdığında, bilekliğine daha fazla sarıldı.

Çocuk bağırmaya devam ettikçe ağlamaya başlamıştı.

"Lee Minho.. Gelecek..."

Ve orada ağlayarak cenin pozisyonunda uyuyakalmıştı.

Tek dileği, Minho'nun tekrar gelmesiydi.

bölüm sonu

slow loris ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin