Bölüm 27

52.3K 3K 793
                                    

Selllllam!

Nasılsınız? Hepiniz iyisiniz başlayalım...

10 ar yorum yapmayı unutmayın bebeklerim.

Başağın anlatımından;

Kafamın içindeki Duhan'lara sesleniyorum.

Sizin yüzünüzden yanımdaki gerçek varlığına adapte olamıyorum. Rahat bırakın beni!

"Ne yani, şimdi sen bana kilolu mu demek istiyorsun?"

"Öyle bir şey demedim."

"Demedin ama ima ettin."

"Başak, regl mı oldun?"

"Evet."

"Tamam."

Bizimde iletişimimiz böyle işte. Normal değildik ama normal olmak için zaten çaba sarf etmiyorduk. Böyleyken mutlu olabiliyorsa bir şeyleri başarmışız demektir. Sahi neyi başardık acaba?

Sevişemedik bile.

Yüzümü astım.

"Gıcık."

Ela gözlerini bana çevirip yattığı yerden baygın baygın baktı. "Yine ne yaptım?"

"Beni öpmedin bile! Daha ne yapabilirsin acaba?"

"Başak, ırzıma geçmek istiyorsan şu an tamamen savunmasızım. Yap ve sende kurtul bende kurtulayım."

Kaşlarımı çattım. "Ha yani senin için bir yüküm ve beni hemen başından savmak istiyorsun?" dediğim anda irileşen gözlerine ters ters bakmaya devam ettim. Ne demek istiyordu şimdi bana? Hem benimle sevilmiyor hem de beni istemediğini belirtiyordu.

Ben bunu döverim.

"Cidden muazzamsın. Dediğimden bu sonuca nasıl vardın bilmiyorum ama o güzel beyninin içinde geçen düşüncelere söyle ki; boş yapmasınlar."

"Sensin boş." diye sinirle üzerine hırlar gibi yaptığımda gözleri yeniden beni buldu ve şaşkın şaşkın yüzüme baktı.

"Bence biraz dinlen."

"Gerek yok. Sen madem beni istemiyorsun Ezgi benimle ilgilenir." dedikten sonra odadan çıkarak alt kata yani bizim odaya geldim. Duman yatakta oturmuş dışarıyı izliyordu. Ezgi ile aralarında bir şeyler dönüyordu ama hadi bakalım hayırlısı.

"Ezgi nerede?" dedim odanın içine göz atarak. Bu sefer kaşları çatılan oydu.

"Sizin yanınızda değil miydi? Ben sizinle sanıyordum."

"Hayır. Biz çıkarken arkamızdaydı ama sonra hiç dikkat etmedim." diyerek elimle saçımı kaşıdım.

Duman oturduğu yerden ayağa kalktı. "Bu saate kadar gelmiş olması gerekiyordu. Belki yemek yemeye inmiştir, bir bakalım." dediğinde onu başımla onayladım ve beraber en alt kata inmeye başladık. Şu merdivenlerden nefret ediyordum. Ne yazık ki asansör çalışmıyordu bile!

Hızlı adımlarla nihayet aşağıya indiğimizde mutfağın olduğu yemek alanına yürüdük.

Fakat ilk duraksayan ben oldum. "Ezgi?" dudaklarım titrerken gördüğüm görüntü kanımı dondurmaya yetişmişti.

Yerden hareketsiz bir şekilde yattığı yetmiyormuş gibi başının yan tarafında aşırı olmasa da kanlar vardı.

"Hassiktir." Duman, benden önce davranıp onun yanına koşarken benim resmen tüm uzuvlarım uyuşmuştu.

"Yaşıyor." dedi rahat bir nefes alarak Duman ve yavaşça Ezgi'yi kucakladı. Gözleri bana değdiğinde korkumu görmüş olmalı ki yumuşakça baktı yüzüme. "Sakin ol ve kendine gel. Her şey iyi olacak."

Her şey gerçekten iyi mi olacaktı?

Gözümden bir damla yaş geldi. Her geçen gün daha da dibe baıtyorduk ve boğulmamız an meselesiydi. Bu lanet yerden çıkmak istiyordum! Lanet olsun ki böyle bir oyunu oynadığım için kendimden dahi nefret edecek duruma gelmiştim. Kesik kesik ağlaya ağlaya geldiğimiz merdivenleri geri çıktım. Duman nefes nefese kalmıştı. 50 kiloluk kızı 6 kat taşıyordu sonuçta normaldi.

Umarım ona bir şey olmazdı.

Beraber bizim odaya girdiğimizde Duhan da buradaydı. Anlaşılan beni ya da Duman'ı merak edip inmişti.

"Ne oldu?" dedi endişeyle ayağa kalkıp.

"Bilmiyoruz, gittiğimizde baygındı." diyerek yanıtladı Duman onu fakat ben konuşacak halde bile değildim. İlk defa böyle bir şey yaşıyordum ve deli gibi korkuyordum.

"Bana biriniz kapının sağ tarafında kalan bölmeden ilk yardım malzemesi getirin." diyerek hızlıca konuşan Duman, Ezgi'yi yatağa yatırdı ve dikkatlice yaranın kaynağına baktı.

"Ya kafasını bir yere vurdu ya da birisi kafasına vurdu."

İkinci şıkkın olmamasını umuyordum. Yoksa o kişiyi gebertirdim.

Duhan, ilk yardım malzemelerini getirdiğinde Duman direkt müdehale de bulundu. Gerçekten profesyonel gözüküyordu. Hızlıca yarayı temizleyip sargı beziyle güzelce kafasının etrafını sardı.

"Kafasına aldığı darbe nedeniyle baygınlık geçirmiş. Birazdan uyanması gerekiyor."

"Baya bilgilisin?" dedim çatallaşmış sesimle. "

"Lise de sağlık okudum."

"Üniversite?"

"İşletme Fakültesi."

Daha fazla konuşmak yerine Ezgi'nin baş ucuna oturdum ve sessizce uyanmasını bekledim, bekledik.

Aradan geçen on dakikanın ardından Ezgi gözlerini araladığında içimin rahatladığını hissettim.

Gözlerini kırpıştırdı, kaşlarını çatar gibi oldu fakat sonra inledi.

"Şşş, ani hareketler yapma."

"Başak?"

"Efendim canımın içi?" dedim buruk bir sesle yüzüne eğilip. Ardından kalkmaya yeltendiğinde ona destek olarak oturur vaziyete getirdim. Duman da yan tarafına geçti.

"Nasıl buldunuz beni?" ilk söylediği bu olduğunda bedenimi şüphe hakimiyeti altına aldı.

"Bulmamamız için neden mi vardı?"

Düşündü.

"Var. Çünkü bana bunu yapan Abdullahdı." dedi gözleri sinirle patlarken ve o an Duman ile göz göze geldik.

Bütün sakinliğimi yitirdim, masanın üzerindeki makası elime aldım.

"O piçi öldüreceğim!"

***

Hu hu komşular ben geldim.

Bu bölüm de şıksız oldu ama diğer bölüm de şıklar var merak etmeyin.

Çok çabuk büyüyoruz. Sizi çooook çok love.

Dikkat edin kendinize

2 günde bir bölüm atacağım artık. Diğer kitaplara da bölüm yazmam gerekiyor :(

İnstagram : crktulay
Twitter :crktulay

Seçim Senin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin