Bölüm 19

53.7K 3.1K 14.2K
                                    

Arkadaşlar an itibariyle kalbim yok.

13K yorum?

Hiçbir kitabım almadı bir bölümde bu kadar yorumu. Helal olsun valla size. 50K olduk. Bu gidişle ohooo.

Siz birtanesiniz. Çok çok love bal peteklerim.


Tanrım, eğer aklımı kaybedersem onu bulmam için bana fırsat tanıma.

Çünkü delirmek ne olursa olsun güzeldi.

Kafamı kaşırayarak Duman'ın yüzüne baktığımda biraz önce gelmiş olan Duhan ve Başak da bakışıyordu.

"Şına çekmek daha iyi sanırım. Hem spor olur hem de kızların eşyalarının kafamızdan dahi geçebileceğini düşünmüyorum." dedi Duhan omuzlarını silerek.

"Kalbinize sığar mıyım Duhan Bey? Dün gece çok ateşliydin."

Eh, kimin konuştuğunu tahmin ediyorsunuzdur.

Başaktan başkası değildi. Duman kısık sesle gülerken bende kıkırdadım. Duhan ise hafif kızaran yanaklarıyla Başağa baktı ve hepimizi şaşırtan bir cümle kurdu.

"Daha ateşli günlerimiz de olacak."

Başağın gözleri irice açıldı. "Oha, Duhan'ı bile yoldan çıkardım valla benim gibi kız düşman başına." diyerek sırttı ve devam etti, "Haşin erkeğim benim."

Hepimiz onun bu tavırlarına alışık olduğumuz için sadece gülmekle yetiniyorduk.

"Darısı başımıza." dedi Duman dilini dişlerinin üzerinde gezdirip sinsice bana bakarak.

Evladım, güzel çocuğun yapma şöyle hareketler annecim.

Kalp bu kalp! Tencere kapağı değil.

"Ezgi, bebeğim. Gece umarım senden beklediğim performansı sergilemişsindir."

"Ya sorma. Nasıl eğlendik nasıl."

İmam karşısında dudaklarını birbirine bastırarak bana göz kırptı.

"Tamam o zaman, gelin kızlar şınav çekeceğiz." dedikten sonra üzerindeki tişörtü çıkardı Duman. Gözlerimi irice açarak ona baktım.

"Abov! Duhan, yiğidim. Benim helalim sensin bakmıyorum ona tamam mı? Bak kapadım gözlerimi." dedi Başak iki elini gözlerinin üzerine götürerek ve o an bir şey fark ettim.

Duhan'ın Başağa olan bakışlarını.

Şefkatle ve içi gidercesine ona bakıyordu. Sanki dokunmak istiyormuş da çekiniyormuş gibiydi. Bu güzel görüntü içimi bir hoş etmişti. Acaba beni de birileri sever miydi? Bana böyle bakar mıydı? Gözüme Duman takıldığında eşofmanının bel lastiğini sıktığını gördüm.

Öküz.

Sen niye bana öyle bakmıyorsun?

Gereksiz bir şekilde sinirlenerek Duman'ın omzuna vurduğumda şaşkın şaşkın yüzüme baktı. "Ben ne yaptım şimdi?"

"Canım istedi."

Boş boş suratıma bakıp sabır dilekditen sonra yere eğildi.

"Hadi, çık sırtıma." dediğinde Duhan da Başak'ın yüzündeki ellerini indirdi ve aynı şeyleri söyleyerek yere uzandı.

Kısa bir an duraksayıp Duman'ın arkasına geçtim. Bacak arasına geçip önce diz çöktüm sonrada sırtına uzanarak kollarımı karnına sardım.

Maksat, ellemek.

Hızlı hızlı şınav çekmeye başladığında şaşırıyordum. Erkekler nasıl bu kadar rahat Şına çekebiliyorum? Ben on tane çektikten sonra tıkanıyordum. Dinlemediğim sürece peş peşe yapamazdım.

30 u geçtikten sonra biraz yorulmuş olmalı ki hava da duraksadı. Nefes nefeseydi.

"Yoruldun mu yoksa?" diye fısıldadım kulağının dibine girip fısıldayarak. Vücudu kasılırken dudaklarını yaladığını gördüm. Aklıma gelen fikirle haince sırıtıp dudaklarımı hafif terlemeye yüz tutmuş ensesine dokundurdum. Nefesi kesilir gibi oldu. Onun yerinden tiksinmiyordum. Tabi aşırı olsa orası ayrıydı.

Aynı şekilde omzuna da bir öpücük bıraktığımda küfür ederek şınav çekerek bu anı unutmaya çalıştı ama ara ara nefesinin kesildiğini hissediyordum.

Nihayet elli olduğunda ellerimi karnından çözdüm ve o da bundan istifade tamamen kendini yere bırakarak uzandı.

"Çok zevkli kız bu." dedim Başağa dönerek. Fakat gördüğüm şey ile duraksadım.

Başak, Duhan'ın sırtında bağdaş kurmuş tırnaklarını Duhan'ın sırtında dolaştırıyordu. Ah Başak...

"Valla ömrümün sonuna kadar onun sırtında olabilirim."

"Ömrünün sınuna kadar sırtımda olursan erken ölürüm Başak."

"Sen bana kilolu mu demek istiyorsun?"

"Estağfurullah."

Onların da şınav çekmesi bittiğinde Duman'ın üzerinden istemeyerek kalktım.

"Bu arada bizim görevler de gelmiş. Cebime koymuştum." dedi Başak ve eşofmanının cebinden zarfları çıkardı.

"Baktın mı?"

"Yok, bakmadım."

Elindeki zarfın birini alarak açtım ve sesli okudum; "RedDawn'ni tek elinle iç çamaşırıyla kalana dek soy."

Gözlerimi kırpıştırarak Başağa baktım.

"RedDawn'ı ağzınla, ellerini kullanmadan iç çamaşırlarıyla kalana dek soy."

Ne?

Bunlar ne??

"Bu adamın bizle zoru ne lan? Zorla ilişkiye sokacak bizi." dedi Duhan sinirli bir solukla.

Ve aslında, her şeyin eğlenmekten öteye gittiğini ve aşama aşama zorlandığını o an anladım.

Bu oyun berbat bir oyundu.

Biz bu oyunu nasıl zevk alarak oynuyorduk?

***

Evet, bizim gençler biraz akıllanmaya başlıyor sanki...

Şıkkı seç, bölümü devam ettir!

A şıkkı: RedDawn'ı tek elinle iç çamaşırlarıyla kalana dek soy.

B şıkkı: RedDawn'ı ağzınla, iç çamaşırlarıyla kalana dek soy.

BÖLÜM yarın biraz geç gelecek. Gece saatlerinde.

Ne zaman atacağımı Twitter dan sebebiyle beraber paylaşacağım.

Görüşmek üzere!

Twitter :crktulay

Seçim Senin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin