10. Bölüm

7.7K 465 67
                                    

Görsel: Bora Erdem.
Yapay zeka ile oluşturulmuş olup, sadece Kelebek Etkisine ait bir görseldir.

*

ELİF

Kulağıma dolan melodi şalter etkisi yaratmış gibi, tüm öğrencileri ayağakaldırdı. Müthiş bir uğultu sınıfı doldurdu. Boş muhabbetler tahammül sınırımındışında kalıyordu. Bu nedenle zili duymamla kulaklıklarımı takmam bir oldu. EsmaHoca ağzına tıkılan cümlelerle beraber masasına döndü. Akıntıya karşı yüzmeyeçalışan bir yüzücü gibi, dışarı çıkmaya çalışan öğrencileri yara yara bir kıziçeri girdi. Koluna takılmış kırmızı üzerine beyaz harflerle 'Nöbetçi' yazısıolmasa bile, görevin verdiği ciddiyeti üzerine öyle bir giymişti ki, onunnöbetçi olduğunu anlamamak için aptal olmak gerekirdi.

"Esma Hocam, Müdür Bey sizi çağırıyor."

Çantasını ve sınıf defterini kucaklayan kadın teşekkür edip sınıftan çıktı.Nöbetçi öğrenci bu sefer bakışlarını ön sırada çantasını toplamakla uğraşankıza kaydırdı. "Melek, seni de Gaye Hoca odasında bekliyormuş." Melek'inyüzünün aldığı şekli göremesem de az çok "Bilmiyorum neden olduğunu," diyeekleme yapmasından tahmin ettim. Başını tamam anlamında sallayarak ayağakalktı.  Henüz müziği başlatmamıştım amabelli ki Melek bunun farkında değildi. Bana doğru ellerini sallayarak dikkatimiçekmeye çalıştı. Bozuntuya vermemek için kulaklıklardan birini çıkardım.

"Biraz yalnız kalsan sorun olur mu?"

"Yoo... Rahatına bak."

"Peki işim bittiğinde seni nerede aramalıyım?"

Bilmiyorum der gibi omzumu silktim. "Biraz hava alırım galiba."

"Tamamdır. Bahçenin en boş olduğu zaman öğle arası zaten. Mutlaka senibulurum," deyip göz kırptı. "Birazdan görüşürüz."

Koşar adım sınıftan çıkan Melek'i gözden kaybolana kadar takip ettim. Dahasonra da gözlerimi boşalan sınıfta dolaştırdım. Hala dersin kasvetini taşıyanortamı havalandırmak için pencereleri teker teker açtım. Daha sonra da oksijenibol herhangi bir yer bulabilmek için sınıftan çıktım. Boşalan koridorlarda ağıradımlarla ilerlerken sırada çalmak için beklenen şarkıyı açtım.

"Zor belki de bunu söylemek
O yüzden bakıp sadece susuyorsun
Sen başka bir hayat yaşıyorsun
Oysa ben sen diye her gece ölüyorum."

Koridorun duvarlarını süsleyen yırtık afişlere, panoların üzerindeki yazılaragöz atarak merdivenlere doğru ilerledim. Devlet liseleri bu kadar etkinlikyapıyor muydu? Yıl sonu partisi, yaz okulu moral gecesi, okula dönüş eğlencesi,yılbaşı balosu...

"Bir anlasam boşa çabam, aşk boşa.
Gece soğur, tenim yanar senin yokluğunda
Ne yana dönse bu kalp yarım kalır,
Diğer yarım sensizliğe yanar durur."

Merdivenlerden yavaş yavaş inmeye başladım. Sanırım bu okulun tek güzel yanıeski, nostaljik merdivenleriydi. Demet Sağıroğlu'nun Arnavut kaldırımıklibindeymişim gibi hissetmeme neden oluyorlardı. 

"Yasak saymışım aşkı kendime
Belki de kendimi bulmuşum teninde
Sen canımı da alıp gidiyorsun.
Usandım sanma sadece yorgunum."

Merdivenlerin yarısına geldiğimde aşağıdaki hareketlilik dikkatimi çekti. Dahaönce bahçede gördüğüm tekerlekli sandalyeli çocuk ve başında dikilen birkaçserseri bozması öğrenci hareketli bir şeyler konuşuyor gibiydi. Aralarından entıknaz olanı, engelli çocuğun kucağında duran poşeti aldı ve içini açtı.Bıkmışlığı yüzünden okunan çocuk diğerlerinin yanından geçip gitmeyeçalışıyordu ama serseriler her hamlesinde yolunu kesiyorlardı. Bu okulda ammaeşkıya kılıklı öğrenci vardı. Müziği durdurduğumda alay eden kahkahalarıkulaklarımı tırmaladı.

KELEBEK ETKİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin