Kelebek Etkisi 2 - 4. Bölüm

757 80 9
                                    




ELİF

"Birinin isteyeceği son şey, Adnan Kara'nın radarında soyadının olmasıdır Effy ve üzgünüm seninki listenin en başında."

Ruhumun boyunu aşan fikirlere kapılması karşılığında dehşete düşerek iç çektim. İçimde bir tür hayatta kalma içgüdüsü devreye girmişti. 'Senin buralarda olman da iyi değil' derken ne demek istediğini artık anlıyordum. Adnan Kara'nın işlerine çomak sokmak, kendi ölüm fermanının altına ıslak imza atmaktan farksızdı. Kabul etmeliydim ki bu korkutucuydu. Fakat hem suçlu hem güçlü tavırları, dün olduğu gibi bugün de beni doğru bildiğim yoldan ayıramayacaktı. 

"Bu yüzden senden uzak duruyoruz."

Tabi bu durum sevdiklerim için geçerli değildi sanırım. Kullandığı çoğul ekini tekrarlayarak "Demir'i anlıyorum da senin benimle sonun ne?" diye sordum. Emir sitemli bir serzenişle "Beni dinlediğine emin misin?" diye çıkıştı. "Demir'i yalnız bırakmayacağımı ve yardım ettiğimi söyledim ya."

"Nasıl?"

"Ne nasıl?"

"Nasıl yardım ediyorsun? İRON'un müzik sistemini ayarlıyorsun desem, kulüp denen bir şeyde kalmamış-"

"Yenileniyoruz."

Bozulmuş bir tavrı vardı. 'He canım he' dercesine gözlerimi devirince "Gerçekten yenileniyoruz Effy," dedi. Bu sefer sesi en ufak bir şüpheye yer vermemecesine kararlıydı. "Demir, babasıyla tüm bağlantısını kopardı. Hoş, o bu adımı atmasa büyük ihtimalle amcam gerekeni yapacaktı." Verdiği her cevap kafamın içindeki soru işaretlerine bir yenisini daha ekliyordu. "Anıl, Burak ve Kaan'ın arkasındaki enkazı toplamak için buradayım. Belki sen bana sadece şarkı türkü ayarlaması yakıştırıyorsun ama bir şeyleri araştırma konusunda fena sayılmam. Unuttun sanırım." Gerçekten bozulmuştu. Müziğin onun araştırmacı gazeteci kimliğinin kılıfı olduğunu biliyordum. Nasıl unutabilirdim ki. Okula attığım ilk adımla çetelemi elime tutuşturan ta kendisiydi. "Demir'e ait her şeyi yeniliyoruz."

"Her şeyi derken?"

"Aklında gelebilecek her şeyi. Güvenliğine, şahsına, mal varlığına ait en ufak bir detay bile es geçilmiyor."

İlgi çekici kelime kalabalığı aklımı karıştırdı. Fakat o bunu göremeyecek kadar olayın içindeydi. Sanki dakikalar önce yaptığı işin tekrar başına geçmiş, çözüm arayan ruhu devreye girmişti. Şu anda benim varlığımdan bile bi haber olduğunu hissediyordum.

"Kaan iyi bir hackerdi ve bu zamana kadar amcamın hiçbir adamı onun koyduğu koruma engellerini aşamadı. Fakat artık o yok ve giderken son şakasını yaparcasına her şeyi açık etmiş-"

"Şerefsiz!"

Sesim, soluğumuz havaya bıçak gibi saplandı. İçimde aniden kabaran öfke yüzünden parmak uçlarım karıncalandı. Ellerimi yumruk yaparak bunu yok etmeye çalıştım ama pek işe yaramadı. Adını duymak bile ağzımda iğrenç bir tat bırakırken ettiğim küfür midemi bulandırıyordu. Emir donakaldı. Ağzımdan küfür duymaya alışık olmadığını gözleriyle ele vermişti. Bu halleri utanmama neden olmalıydı belki de. Ama nedense ben, nokta gibi cümlenin sonuna oturan o sıfatın haklı gururunu taşıyordum. Çünkü konu o adamlardan biri olunca, bu yakıştırma küfür bile sayılmamalıydı.

"Neyse ki amcam fark etmeden kontrolü tekrar ele aldık. Kaan kadar iyi-"

"Şu adamın adını anmayı bıraksan mı?!"

İçimde yavaş ama boğucu bir öfke yükseliyordu. Tıpkı birini elle tutup, nefes alışverişinin gittikçe azaldığını avuç içinde hissetmek gibiydi. Öfkeli çıkışımla Emir'in kelimelerini ağzına tıktım. Birkaç saniyelik es vermesinin ardından başını haklı olduğumu belli edercesine salladı. "Onun kadar iyi olmasam da elimden geleni yapmaya çalışıyorum."

KELEBEK ETKİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin