6. Bölüm

9.5K 670 51
                                    

Görsel: Melek Kaya.
Yapay zeka ile oluşturulmuş olup, sadece Kelebek Etkisine ait bir görseldir.

*

ELİF

Zihnimin içinde dolaşan çığlıklar, kulağıma dolan fısıltılara karışıyordu. Kalbimin düzensiz ritminin canıma garezi aşikârdı. Nefes almaya ihtiyacım vardı. Fakat aldığım her nefes, Azrail'in orağı misali anılarımı biçiyordu. Bir türlü hatırlayamadıklarımı...

"Günaydın!"

Kapının sertçe kapanmasıyla irkildim. Korku yüreğime saplanan bir oktu ve ben kimin yayından çıktığını çözmeye çalışır gibi sınıfı taradım. Mümkün olduğu kadar yanımda, bir süredir beni izlediğini hissettiğim adama bakmamaya çalışıyordum. Eli hala kapının kolunda duran, orta yaşlardaki kadının yüzünde hem şaşkın hem de memnun bir ifade vardı. Küt, sarı balyajlı saçlarını mümkün olduğu kadar yüzüne düşürse de yaptığı abartılı makyajı saklayamıyordu. O makyajın ardındaki gözleri ise fıldır fıldır dönüyordu.

"Yaz tatili sizi akıllandırdı mı ne?"

Keyifli bir tebessüm dudaklarının kenarında belirdi. Kapının kolunu tuttuğu eliyle birkaç kızı işaret etti. "Saçlarınızı toplayın." Ne sıradan birine benziyordu, ne de farklı. Sanırım biraz deliydi. Basit denebilecek kıyafetlerini tek bir aksesuarla abartıya dönüştürmüştü. Ayakkabıları. İspanyol paça pantolonunun bile gizleyemediği en az 15 cm dolgunun üzerine çakılmış gibi duruyordu.

"Yeni öğretim yılınız hayırlı olsun çocuklar." Tarzıyla çelişen kırmızı çantasını masaya yerleştirirken "Umarım son sınıfınız hepimiz için sorunsuz bir yıl olur," dedi ve benim olduğum tarafa doğru baktı. Birkaç saniye içinde yaşadığım duygu karmaşasının içinde baskın geleni, panikti. Hayatımda ilk kez gördüğüm kadın, beni nereden tanıyor olabilirdi? Yoksa sorunumun ne olduğunu biliyor muydu? Peki, o zaman bu bakışlarındaki nefreti hak edecek ne yapmıştım?
Kafamın içinde dönen sorulara cevap bulmama gerek kalmadan odağının ben olmadığımı anladım. Gözleri Demir'in üzerine dolaşırken hastalıklı bir şeye bakıyormuş gibi hissettiriyordu. Sanki Demir'le göz göze gelse kusacaktı. Bakışları bana doğru kaydı ve bir anda başkalaştı. Beni tanımıyordu. Bunu fazlasıyla belli etmişti. Rahatlamam gerekirken sanki başıma daha çok olay açmışım gibi hissetmeme neden olan bakışları, bir benim bir Demir'in üzerinde dolaşıyordu. Sanırım neden Demir'in yanında oturduğumu sorguluyordu. Belki de öfke kırıntılarının nedeni de sadece Demir'di. Bense sadece yaşın yanında yanan bir kuruydum.

"Bu sene okulumuza kayıt olanlardan biri bu sınıfta sanırım."

Tüm bakışlar, yine, yeni ve yeniden üzerime toplandı. Resmen yeni hayatımda yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştum.  "Derse başlamadan önce seni biraz tanıyalım mı?" Ses tonu öylesine sitemliydi ki, beni tanımak değil de daha çok evire çevire dövmek istiyor gibiydi. Bu nefretin nedenini anlamak zor değildi. Fakat peşin hükümlü olmakta bir hocaya yakışmıyordu.

"Oo..."
"Daha ilk günden ne dersi hocam ya."
"Ama ya! İlk günden ders mi olurmuş?!"

Hoca sınıfın gürültüsüne aldırış etmeden eliyle bana kalkmamı işaret etti. Masadan destek alarak ayaklandım. Bacaklarım o kadar titriyordu ki, bedenimi taşıması bir mucize olmalıydı. Yine de ayağa kalkmak iyi gelmişti. En azından yanımdaki adamın kokusu bir nebzede olsa azalmıştı.

Melek'le göz göze geldik. Endişeli ifadesi ve kıpırdayan dudakları iyi olup olmadığımı sorguluyordu.

İşte bunu bende çok merak ediyordum.

KELEBEK ETKİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin