13.Bölüm - Ders

72 6 2
                                    

13.Bölüm – Ders

John'un mekânında, alt katta yer alan polisler neye uğradıklarını şaşırmışlardı. Kapıyı sonunda kırabilmişler ve üst kata çıkabilmişlerdi. Ancak görünürde kanlardan başka bir şey yoktu. Kanlardan örnek aldılar. Ardından çatıya çıktıklarında köprüyü ve helikopter alanını gördüklerinde planı kavrayabilmişlerdi. Henry Cable'a ulaşmaya çalışsalar da nafileydi. Çoktan ölümün lezzetini tatmıştı, dedektif. Köprüden aşağıya baktıklarında ise sokak ışıklarının kanları cilalar gibi parlattığını görünce hemen aşağıya indiler. Oradaki kan örneğini de aldıktan sonra departmana geri döndüler.

--

Sorgu için Renzo Fidelio hazırlanmıştı. Renzo Fidelio, şişman vücuduyla sandalyeye zor sığmıştı. Uyandığında kendini böyle bir yerde bulmasına şaşırdı. Sonrasında şaşırması geçti çünkü ağabeyini kaybetmişti. Ağabeyi olsaydı, böyle şeyler olmazdı. Ağabeyi onu her zaman kurtarırdı. Galterio Fidelio, onun her şeyiydi. Şimdi her şeyini kaybetmişti peki elinde ne kalmıştı, neyi kazanmıştı?

Don Mancini ve Al Neri yine kapının eşiğinde sigaralarını tüttürüyorlardı.

"Sence bu iş nasıl sonuçlanır?"

"Bilemiyorum, Vincent. Galterio yaşasaydı böyle olmazdı. Onu kaybetmek bizi zora soktu."

"Sonuçta yine öldürecektik?"

"İşi en temiz şekilde bitirmemiz gerekirdi. Şimdi kirletmiş bulunmaktayız. Kirli çamaşırlar çabuk fark edilir, oysa temiz çamaşırlar göze çarpmaz."

"Dedektiften duyduğumuz kadarıyla arkasında Don Romano'da olabilirmiş. Bu işin sarpa sarmasına yol açabilecek bir durum."

"Don Romano'yu bilemem ancak Valente bizi rahat bırakmayacaktır."

"Sürgünde olacağım için birkaç şey yaşayacağım kesin ama sen ne yapacaksın, Al? Seni de Leo gibi ölüme süremem, sen benim bu işteki en iyi dostumsun. Hatta duygusal olmak gerekirse ağabeyimsin."

"Teşekkürler, Vincent ancak burada olacakları engelleme şansımız maalesef yok. Bir savaş başlattık ve bu savaş New York'u karıştıracak."

"Dayanabilecek misiniz?"

"Mühimmatımız var, adamlarımız da var ancak bu uyuşturucu işini iyi yönetmeliyiz. Gelir olmazsa maalesef bu savaştan sağ çıkma ihtimalimiz sıfıra düşer."

"Anlıyorum, Sicilya'ya gider gitmez, bu işi kovalayacağım. Şimdi içeriye girelim, şu işimizi halledelim."

Sigaralarını yere attıktan sonra ikili içeriye geçti. Don Mancini adama su vermelerini söyledi. Adam suyu içti ve bir bardak daha istedi. Don Mancini ikinci bardağı bizzat kendisi içirdi. Adam büyük bir nefretle bakıyordu. Don Mancini yan taraftan bir sandalye çekti ve adamın karşısına geçti.

"Olanlar için üzgünüm, Bay Fidelio. Gönül isterdi olaylar böyle gelişmesin ancak gelişti. Bundan sonrasına bakmamız gerek. Bana yardım ederseniz eğer her şey çok daha güzel sonuçlanır."

"Ben ağabeyimi kaybettim, şimdi de size mi yardım edeceğim?"

"Ağabeyiniz kendi kendini kaybetti."

Adam birden ağlamaya başladı. Don Mancini bu duruma sinirlendi ve adamın duygusal biri olduğunu sezdi.

"Bakın Don Fidelio, size bir şeyi açıklayayım. Ağabeyiniz ile aramız iyi değildi, kabul ediyorum ancak oradan ya siz ya da biz sağ çıkacaktık. Bizim planlarımız iki ailenin de birleşmesi yönündeydi. Sizin planlarınızı bilmiyorum ancak ağabeyinin davranışları garipti. Ben de iyi şeyler sezemedim. Şimdi duygusallığı bırakalım, işimize bakalım. Ne dersin?"

Yeni BabaWhere stories live. Discover now