3.Bölüm - Toplantı

140 8 2
                                    

3.Bölüm – Toplantı

Don Vincent Mancini, içeri girdiğinde odanın çok sıcak olduğunu fark etti. Ceketini çıkartıp Al Neri'ye verdi. Ardından malikânenin sahibi ve komisyon başkanı olan Don Arrigo Romano, Vincent'i görünce ayağa kalktı ve elini sıktı. Don Romano 70'li yaşlarda, gür saçlı bir adamdı. Saçlarını, kaşlarını ve bıyığını boyamıştı. 50'li yaşlarda gözüküyordu adeta... Vincent'e yaklaşarak, "Hoş geldin genç adam, seninle güzel şeyler konuşacağız bugün," dedi.

Ardından Don Mancini'nin sırtına elini atarak ağır tütün kokan odada bulunan Don'ları tanıtmaya başladı. "Öncelikle sağ tarafımda bulunan Valente Ailesi'nin patronu Don Pavel Valente... Kendisi getir götür işlerinde uzmanken, kadınların da çalışmasını destekleyen bir işadamıdır. Solumda bulunan beyefendi Martinelli Ailesi'nin patronu Don Geo Martinelli. Kendisi bahis oynamayı çok sever. Valente Ailesi'nin yanında bulunan genç adam ise Fidelio Ailesi'nin patronu Don Galterio Fidelio. Kendisi komünist değil yalnız." Deyince odadakiler gülmeye başladı. "Don Fidelio'nun karşısına geçebilirsin."

Don Mancini, yaşlı adamın söylediklerine kafa salladıktan sonra ağır adımlar ile odadaki tütün kokusunu sindire sindire koltuğuna geçti. Odadakileri tek tek incelemeye başladı. Don Romano'da bir güvensizlik sezdi. Ardından Don Valente'ye baktı. Don Valente, 60'lı yaşlarda, gür saçlı, asık suratlı, minyon tipli bir adamdı. Rusları andırıyordu. Ardından Don Martinelli'ye göz gezindirdi. Don Martinelli, sürekli gülümseyen, Don Romano gibi 70'li yaşlarda bir adamdı. Kısa boylu, şişmandı. Tombul yanakları ile ortama neşe saçıyordu. Don Mancini, Don Martinelli'ye ısınmıştı. Ardından gözü karşısındaki Don Fidelio'ya kaydı. Kübalı olduğu belliydi. Esmer, sert bakışlara sahip, 40'lı yaşlarda bir adamdı. Don Fidelio'da Vincent'e bakınca Vincent gözlerini adamdan kaçırdı.

Don Romano gülümseyerek konuşmaya başladı, "Öncelikle beyler, aramızda bugün bir ziyaretçi var. Komisyonun konusu da bugün ziyaretçimiz olacak. Kendisini iyi tanıyoruz, özellikle de babasını ve ailesini. Bugün bu odadan güzel sonuçlar çıkarmayı temenni ediyorum. Bizler miladımızı doldururken, genç adamlara da şans tanımamız gerekiyor," dedi. Ardından yerine oturarak, purosunu tüttürmeye başladı. Konuşmasını bu sefer sert bir şekilde devam ettirdi. "Bu konuda hemfikir miyiz?"

Don Martinelli, consigliere'sine işaret etti ve ayağa kalkarken, danışmanı sandalyesini geriye çekti. Odada sigara içmeyen tek Don'du. Don Romano ile hemen hemen aynı yaşta olmasına rağmen daha diri bir ses tonu vardı. "Genç adamlara her zaman destek çıkmak gerekir. Bu işleri her zaman yaşlılar yönetmemeli. Onlar yerine göre fevri kararlar verseler de, yerine göre bizden daha iyi kara verdikleri de oluyor. Bunları göz önünde bulundurarak bu gence şans tanımalıyız diyorum." Yerine oturduktan sonra boğazının kuruduğunu fark eden Don, önündeki sudan bir yudum aldı.

Don Romano tam konuşmaya atılacaktı ki, patavatsız davranışları ile bilinen Don Fidelio oturduğu yerden, "Genç adamlar, genç adamlar nereye kadar? Sizin istediğiniz bu komisyonu çocuklara bırakmak. Bir boka dahi yarayamamış, gelip burada dilencilik yapmaya kalkışan bir piçe bu komisyonda yer vereceksiniz! Çok dâhice düşünüyorsunuz beyler. Ben de genç olabilirim ama kestiğim boğazlar bu adamın yaşını beşe katlar!" dedikten sonra consigliere'sine yeni purosunu yakmasını işaret etti.

Bu sırada Don Mancini, Al Neri'ye işaret parmağıyla yaklaşmasını işaret edip, kulağına fısıldadı. Bu olay dikkat çekmişti. Don Mancini sessizliğini devam ettirmeyi tercih etti.

Don Valente güçlükle yerinden doğruldu. Consigliere'sinden yardım almadı. Ve elini masaya vurarak yavaş yavaş konuşmasına başladı. "Bu işlerin kolay olmadığını hepimiz biliyoruz. Söylesenize ben buraya gelene kadar kaç çocuğumu daha kurban etmeliyim. Heh! Don Fidelio doğruları söyledi. Burada bir haksızlık olur. Bu haksızlık ise komisyonun geleceğini önemli derecede etkiler. Bu yüzden bende bu konuda Don Fidelio'ya katılıyorum. Bu tartışılabilir bir konu."

Don Mancini sırıtarak, "Tartışmak için burada değil miyiz zaten?" deyince odadakiler gülmeye başladı. "Konuşmanızı tamamladınız değil mi? Ben buraya boşuna gelmedim beyler. Genç adam safsatasını bir kenara bırakmalıyız. Hanginiz Joe Zasa'yı öldürmeye cesaret etti? Komisyona baskın düzenleyen o piçi öldüren ben değil miydim? Kıçınızı güvence altına aldıysanız bu benim ailem sayesindedir. Ve burada ailemin üzerinden prim yapmaya gelmedim. Tamamen kendi işimi kurmak için buradayım. İster uygun görün, ister görmeyin. Bu işi yapacağım. Ve Don Fidelio bir daha bana 'piç' demeye cüret ederseniz size bu kadar nazik davranmayacağımı bilesiniz."

Don Romano birden oturduğu yerden sıçradı. "Beyler sakin olalım. Burada güzel güzel iş konuşmayı planlamıyor muyduk? Bu hakaretleri bu masalardan uzak tutmamız lazım. Hepimizin işi görülmeli. Elbette Don Mancini'nin kendince planları var. Bu planlara da rahat ve sorunsuz bir şekilde ulaşmayı istiyor. Bu konuda yapılacak pek bir iş olmasa da yine de size sormak istiyorum. Ona nasıl bir ortaklık telif edebilirsiniz?"

Don Martinelli consigliere'si ile bir süre konuştuktan sonra yerinden kalkmaya zahmet etmeden, "Don Mancini senin bize sağladıklarının farkında olduğumdan seninle iş görüşmeyi uygun görüyorum. Bu olayın daha fazla büyütülmesi taraftarı değilim. Artık eskisi gibi değil hiçbir şey. O yüzden bu adama bir iyilik yapacağım. Sırf işlerin daha da kötü bir hal almaması için. Bu hareketimin örnek olması dileğiyle," dedikten sonra Don'lar alkışlamaya başladı. Don Fidelio bile alkışladı. Bu iş ihtiyar Don Martinelli'ye yüklenmişti. Don Martinelli, consigliere'si ile ufak bir konuşma daha yaptıktan sonra yerinden kalktı. Don Mancini, Don Martinelli'yi bu davranışından dolayı büyük bir saygı gösterisi olarak, elinden öptü. Ardından sarıldılar. Tekrardan bir alkış tufanı koptu.

Don Mancini, Al Neri'den ceketini alıp, Don'ların elini sıktı. Ardından da bunaltıcı, tütün kokusunun ağır bastığı odadan ayrıldı. Don Romano'nun oğlu babasının yanında kalmıştı. Bu sefer ikilinin yanında birileri yoktu. Merdivenleri hızlı bir şekilde indiler. Don Vincent Mancini, parmağını bir ileri, bir geri sallayıp, "Bu orospu çocuklarına gereken dersi vereceğim," dedi ve arabasına bindi.

Arabaya bindiğinde sarı sigara paketinden bir dal aldı. Sinirden elleri titriyordu. Bu yüzden sigarayı Al Neri yaktı. Arabanın kapısına vurdu. Sinirli bir şekilde, "Bu orospu çocukları kendilerini bir şey sanıyorlar. Al, consigliere'im bir şeyler söyle. Şu olayları bilmesem, şu olayları bilmesem anında orada hepsini kurşuna dizerdim de amcama sözüm var," deyince Al gülmeye başladı.

Al, sinsi bir şekilde, "Söz senettir ama bu senedin vadesi yavaş yavaş dolacak. Şimdilik bekleyelim, dediğim gibi yavaş yavaş," deyince Vincent'i gülme tuttu. Kahkahalar içerisinde Al Neri'nin bacağına vurdu. Sigarasını şimdi keyifle tüttürüyordu.


Yeni BabaWhere stories live. Discover now