8.Bölüm - Saldırı

85 6 2
                                    

"Don Martinelli, sizi saygıyla selamlıyorum. Bizi evinize buyrettiğiniz için size ayrı müteşekkiriz. Komisyonda yaşananları eminim siz de uygun görmemişsinizdir. Açgözlü olmak veyahut olmamak bunlar beni ilgilendirmez. Don Fidelio'yu fazlasıyla ilgilendiriyor, onu rahatça fark ettim. Siz de fark ettiniz mi?"

Don Martinelli, sol elini sağ eline koyarak, "Öncelikle, sana da selam olsun delikanlı. Gerçek bir Sicilyalısın. Bazı sorunların olduğunun farkındayım ama yine de kararsız kaldığım yerler var. Sakın yanlış anlama, seninle iş yapmayacağım anlamına gelmiyor. Ancak bazı kısımları iyi düşünmem gerekti. Fidelio ile bir iş ortaklığımız var. Seninle de olacak. Biraz pay kısmı senin için sıkıntı yaratabilir diye düşündüm. Bunu da senin gibi zeki bir delikanlı ile çözeriz diye düşündüm. Sonuçta hepimiz ticaret yapıyoruz. Dediğin gibi bazı olayları uygun görmedim. Davranışlar çok yanlıştı. Fidelio ile sen ayrıldıktan sonra yine bunun üzerinde konuştuk. Açıkçası gençliğinize verdik," deyince Don Mancini gülmeye başladı.

"Siz neden bahsediyorsunuz, Don Martinelli? Bana yapılan bir saygısızlık var ve bunu uygun gören kişiler olduğunu da biliyorum. Size şunu söylemem gerekli, ben Sonny Corleone'nin oğluyum. Lütfen, bazı şeyleri iyi kavrayın. Bana karşı yapılan saygısızlığa gerektiği gibi cevap verdim ve veririm. Daha ilerisine gitmediğim için, Fidelio kendisini şanslı hissetmeli."

"Her neyse, her neyse. Şimdi iş konuşalım. Sen bu bahis olayı hakkında ne düşünüyorsun delikanlı?"

"Henüz bir şey düşünmüyorum. Siz düşündürürseniz, düşünebilirim. Sonuçta burada yaşça büyük olan sizsiniz."

"Öncelikle bahis olayında garanti yoktur derler değil mi? Onu geçtim, şans işidir derler. Evet, katılıyorum. Tamamen şans işi ama bu şansı yönetebilecek kişiler de var. Unutma; şans her zaman rastlantıdan ibaret değildir. Dünyada her şey kontrol edilebilir. Tanrı'ya inanır mısın? Bilmem ancak ben inanmam. Her insan kendi dünyasının Tanrı'sıdır. Ve Tanrıysan, o dünyayı yaratmak da senin elindedir. Elinden geleni yapar ve yaratırsın. İşte ben de yarattım ve karşındayım. Sen de yaratmak istiyorsun ve karşımdasın."

"Tanrı'ya inanıyorum ancak dediğinize de katılmıyor değilim. Beni çok ortada bırakıyorsunuz, Don Martinelli..."

Don Martinelli, keyif içerisinde gülümserken, Don Mancini, kırışan yanakların birbirleriyle kurduğu bağlantıya odaklanmıştı. "Bir maç düşün. Oyuncular bu maçta büyük kozdur. Ya büyük koz, hakem olursa? Bu sefer bu büyük koz göze batar. Senin de yapacağın ne olur, oyuncuları hakemden de büyük koz haline getirmek. İşte olayımız tamamen bu."

"Sizi çok iyi anladım. Peki kazancımız ne olacak?"

"Bana sunacağın ne olacak? Bunu söylemeden, hesap yapılabilir mi?"

"50 Milyon sunuyorum. Direk istediğiniz hesaba yatırılacak. Ne taksit ne ön ödeme, sizi uğraştırmayacağım. Direk peşin olarak, istediğiniz hesaba ya da hesaplara yatırım yapılacak."

"Güzel para. Yılda kazancın hesapladığımızda 10 veya 15 Milyon arasında değişebilir."

"Sizce size sunduğum paraya karşılık, bana gelen para orantılı mı? Bu fiyatları uygun göremedim açıkçası, Don Martinelli..."

"Olaylara göre fiyatta değişir. Şu anda senin konumunu da düşünmemiz gerekiyor. Ve diğerlerinin. Yani bu olaylara göre değişirken, kişilerin konumlarına göre de değişim göstermektedir. Sana vereceğim ücret, gayet makul. Senin sunduğun da aynı şekilde. İstersen anlaşmayı biraz erteleyelim. Bu süreçte neler olacağına, konumlara daha iyi odaklanıp, senin istediğin fiyata da ulaşabiliriz. Uygun mudur?"

Yeni BabaWhere stories live. Discover now