✨0.6

2.5K 123 34
                                    

Sabah uyandığımda aklıma dolan balo düşüncesiyle derin bir nefes alırken heyecandan çok stres hissediyordum bünyemde. Balolara fazlasıyla alışkın olmama karşılık ilk defa yabancı bir ortamdayım. New Orleans'taki ailemin balolarında kesinlikle çok daha rahattım.

Sonunda yataktan çıkabildiğimde saat daha onu gösteriyordu ki bu da demek oluyor ki hızlıca bir antrenman yapabilirim. Üzerime spor kıyafetlerimi giyip ilk önce mutfağa indim çünkü antrenman yapmaya aç karna gitmem gerekmesine rağmen kesinlikle kendimi çok aç hissediyorum. 

Kendime kısa zaman içinde krep yapıp masaya oturduğumda gözlerimi duvarda asılı olan saate kaydırdım ki yine kadar da geç olmadığını fark ettim. Henüz yarım saat  olmuş. Hızlıca yemeğimi yedikten sonra spor ayakkabılarımı giydim ve ormana doğru koştum.

____________________________

Nefesim hafifçe bitmeye başladığında çok uzun süredir koştuğumu fark edip kendime bir alan yaratmak amacıyla durup derin bir nefes aldım ki burnuma gelen koku kesinlikle çok tanıdıktı.

"Neden buradasın?" yavaşa arkamı dönerken gördüğüm güzel yüz beni gülümsetecek gibi olsa da çatık kaşları ifademi bozmamama sebep oldu.

"Asıl sen neden buradasın?" Duyduğum şeylerle benim de kaşlarım çatılırken anlam verememiştim.

"Neden? Nerede olmam gerekiyordu ki?" Derek bu sefer çatılı kaşlarını düzeltmekle kalmamış bir de yukarı doğru kaldırmıştı.

"Ne bileyim, hazırlanman gerekmiyor mu?" 

"Ne için?" şaşkınlıkla konuştuğumda hafifçe gülümsemişti ama o kadar hafifti ki buna gülümseme demek için bin şahit gerekirdi.

"Balo için" ağzımdan bir şaşkınlık nidası çıkarken kafamı da salladım aynı anda.

"Ah doğru, balodan bahsediyorsun ama yani en fazla bir saat içerisinde hazır olacağım için acele etmek istemedim"  bu sefer onun ağzından şaşkınlık nidası çıkarken benim yüzümde belli belirsiz bir gülümseme oluştu.

"Ne oldu ki?" sakince omuz silkti.

"Bilmem, Lydia makyajını yapıyordur büyük ihtimalle bu yüzden tuhaf geldi sanırım" gülümseyerek yavaşça ona yaklaşıp tam yanında durduğumda cam gibi olan gözleriyle bana bakıyordu ki kendimi görebiliyordum.

"Bu benim Hale, beni kimseyle karıştırma. Kimseye benzemem ben" cevap vermesine izin vermeden yanından ayrıldığımda yüzümde durduramadığım bir gülümseme de vardı.

DEREKIN AGZINDAN

Ah Angela! Bu kız benim donmuş kalbime dokunuyordu galiba. Üstelik bunun için çaba bile harcamıyordu. Bu kadar farklı olması, gülümsemesi, gözleri ve daha birçok şeyiyle beni kendine çekiyordu. Bir kaç saat sonra onu almaya gideceğim ve ben bile onunla gideceğim için bu kadar özenmişken umarım o spor ayakkabıyla gelmeye kalkmaz. Çünkü bu konuda gerçekten ona kefil olamam. Ondan her şeyi beklerim. Spor ayakkabı ve eşofman takımı giyip gelebilir. Gerçi ona yakışacağından hiç şüphem yok ya neyse.

ANGELA NIN AGZINDAN

Aynadaki güzel yansımama bakarken hafifçe gülümsedim, üzerimdeki kombinimin bu kadar yakışacağını ben bile bilmezken güzel görünüyor olmak hoşuma gidiyordu. Siayhlar içinde olmayı her zaman sevmiş olmama karşılık belki de bu elbise bir okul balosu için ağır kaçar ama o kadar umurumda değil ki anlatamam. Balo kuralları arasında ilk öğrendiğim şey her zaman iddialı olmanız gerektiği ki şu anda gerçekten iddialıyım, hem de fazlasıyla.

Kapı çaldığında hali hazırda yakın olduğum için sakince kapının yanına giderek derince bir nefes aldım ve yavaşça açtım kapıyı ki göz göze geldiğim yeşil gözler anında koyulaşmış, beğeniyle bakmıştı bana. Hoşuma gittiğini çaktırmamaya çalışarak evden çıkıp bana kolunu uzatmasını bekledim ki anında kolunu uzatmıştı zaten. Hafifçe gülümseyip koluna girdiğimde onun da gülümsediğini görmüş, gülümsememi tutmamıştım.

=======================

Arabadan indiğimde hemen yanıma gelip bana kolunu uzatmıştı yeniden ki hemen koluna girdim ben de. Sessizlik içinde salona gelip bizimkileri gördüğümüzde hemen yanlarına ulaşmış, sandalyenin birine oturmuştum ki Derek de hemen yanıma oturmuştu zaten.

"Angela" yavaşça arkamı döndüğümde erkek kardeşimi görmemle gülümseyip ayağa kalktım.

"İsaac, hoş görünüyorsun" Yavaşça bana sarıldığında beni incitmekten çekinirmiş gibi bir hali vardı açıkçası.

"Sense çok güzel olmuşsun" gülümsemem yüzüme yayılırken sırtını patpatladım.

"Damsız mısın?" hafifçe kafasını sallayıp benden çekilirken omuz silktim.

"Üzülme çok gere-"

"Evet şimdi bütün çiftleri sahneye dans etmeye kaldırıyorum eğer bir kişiyi bile ayakta ya da otururken görürsen onun için kötü olur."

"Gerekli bir şey değil diyecektim ama gerekli galiba İsaac" kısık bir kahkaha atmasıyla kaçması bir oldu. Arkasından gülümserken Derek'e dönemle bana bakan gözlerle karşılaşmam bir oldu ki o anda elimi ona uzattım.

"Koç bizi sahneye davet etti değil mi?" dudakları iki yana kıvrılıp büyükçe gülümserken onu ilk defa gülümserken görmek beni kutsanmış gibi hissettirdi. Elimi tutup ayağa kalktığında vakit kaybetmeden sahneye geçip beni belimden tutarak kendine doğru çekti. 

Tanrım, kalbim

Tek eli belimdeyken diğer eli elimi bulmuş havaya kalkmıştı ki boşta kalan elim ensesini bulmuştu. Kafasını kafama yaslamasına karşılık derin bir nefes aldım. Daha çok az zaman olmasına ve hislerimi bastırmaya çalışmama rağmen onun yanında öyle iyi hissediyorum ki öyle kendim hissediyorum ki anlatmaya kelimelerim yetmez. Bu yaşansın istemiyorum, ona çekilmek istemiyorum ama bir şekilde oluyor işte.

**********************

Saat on biri gösterirken balodan çıkmış, Derek'le birlikte evime doğru yol almaya başlamıştık ki gecem iyi geçti sayılır. Danslar haricinde bütün gece oturup içmiş bazen de sohbet etmiştik. Gayet verimliydi bence. Araba yavaşça durduğunda emniyet kemerini çözüp arabadan indim ki o da inip yanıma yaklaşmıştı.

"Bu gece için teşekkürler, eğlenceliydi" Hafifçe kafasını salladı.

"Ben de teşekkür ederim, ben de eğlendim" Gülümseyip tam arkamı dönmüştüm ki bileğimde hissettiğim baskı ve aniden ona dönmemle gitmeyi bırak dudaklarımı dudaklarını  üstünde bulmuştum.

Siktir

O dudaklarını hareket ettirmeye başladığında ilk öpücüğüm olmasının vermiş olduğu tecrübesizlikle öptüm onu. Ne kadar kendimi geriye çekmeye çalışsam da ona olan hislerim bir gerçekti ve bu hisleri görmezden gelemezdim.

Dudaklarını benden ayırdığı anda yüzüne bile bakmadan arkamı dönmemle bu sefer neredeyse koşarak ayrıldım yanından, yüzüne bakamayacak kadar utandım çünkü. Aklımın çalışmasını engellemek amacıyla hiçbir şey düşünmeden koşarak odama çıktığımda dudaklarımı ısırmamak için zor duruyor gülümsememeye çalışıyordum.

Üzerimi değiştirip makyajımı çıkarttıktan sonra kendimi hızlıca yatağa attığım anda doldu aklım, bir saniye bile beklemeden hem de. Bana baktığı anlarda, dans ettiğimiz anlarda ve beni öptüğü anda kendimi o kadar güzel hissettim ki anlatmam. Çevremizde bir sürü insan varmış da o sadece bana bakıyormuş gibi.

Tanrım ben ne yapacağım şimdi?

-----------------------------------------

DARK { Derek Hale }Where stories live. Discover now