3.8

568 40 15
                                    

Evime doğru hızla koşuyordum hiç bu kadar hızlı koştuğumu hatırlamıyorum. Eve gelmiştim. cebimden anahtarı çıkarttım ama göz yaşlarımdan dolayı anahtarı seçemiyordum en onunda elimden düştüğünde göz yaşımda onunla birlikte akmıştı eğilip anahtarı aldım ve gözlerimi silip tam görmeye başladım. Anahtarı deliğe soktuğum anda arkamdan ses geldi 

 ''Angel!" arkamı dönmeden anahtarı döndürdüm ve kendimi içeri atıp kapıya yaslanarak düştüm yere. Ne kadar hıçkırıklarımı ona duyurmayı istemesem de benden izinsiz çıkan hıçkırık seslerin ağzımı kapatmama sebep oldu. Cebimdeki telefonu aceleyle çıkardım ve ortak grubumuza girdim.

''Gidiyorum" gözlerimi kapatıp bekledim birkaç saniye. Burada kalamam, burada kalmak bile istemiyorum. Onu görmek istemiyorum.

Kaçmak kolay mı? Tamam o zaman kolayı seçiyorum. Hızlıca üst kata çıkıp kendimi küvete attığımda dolmaya devam eden sıcak su vücudumu gevşetmeye başladı. Kendimi daha da bıraktığımda göz yaşlarım da süzülmeye başladı tekrar.

---------------------------------------------------------

Valizimi hiç bozmadan üstüne birkaç parça daha bir şeyler koyup fermuarını çektim. Birazdan hepsinin kapıma dayanacağını bildiğimden banyo yapmak için de acele etmiştim ki zaten kaldığım süre boyunca da mal gibi ağlamıştım. Aşağıya indiğimde koltuğa geçmeden önce kapıyı biraz açık bıraktım öyle geçtim koltuğa. Beş dakika içinde burada olacaklarına adım kadar emin çünkü grupta bir sürü konulup en son 10 dakika önce geliyoruz yazmışlardı. Kii evet zil çaldı. 

''Kapı açıkkk'' diye bağırdımda ne kadar havalı bir davranış olduğunu fark ettim aman herneyse ya.

"Ne demek gidiyorum?!" Yattığım yerden kalkıp gerindim.

"Gidiyorum demek gidiyorum demek İsaac. Ne anladın?" Sakince konuştuğumda tekli koltuğa attı kendini resmen.

"Bugün gördüğümü gördün değil mi?" Keskin bakışlarımı ona yönelttiğimde gözlerini kaçırdı benden.

"Zaten çok fazla gidemem muhtemelen dönerim. Ama ne zaman bilmiyorum. Belki de dönemem garanti de vermiyorum."

''Ben böyle dediğimde neredeyse beni öldürüyordun hatırlıyorsun değil mi şimdi ben ne yapmalıyım '' Gülmeye çalışarak ama gülemeyerek

''Aynı şey değil, asla da olmadı İsaac. Ayrıca sen geri döneceğini söylememiştin abi" Abi dediğim için herkes şaşkınlık içinde bana bakarken önce Lydia konuştu 

''Geri dönmezen eğer o güzel çığlıklarımla kafanı uçururum'' deyip gülümsedi ona ufak bir gülümseme gönderdim.

"Çıkın dışarı" Derek'in sert sesini duyduğumda ifadesizce baktım ona.

"Ne?"

"Çıkın dedim!" Stiles gözlerini devirdiğinde gülümsedim ve çıkmalarını izledim. Sanki nereye gidiyorlar kapının önüne maksimum arabaya binerler.

"Beni hiç dinlemeden mi gideceksin?" Sorduğu soruyla yüzüne baktım.

"Evet" sakin ol Angela Mikaelson, sakin ol.

"Nasıl beni dinlemeden bir yere gidebilirsin Angela! Ben sevgilin değil miyim senin?" Bağırdığında ifadesiz yüzümü bozmadım. Şu ana kadar Elijah'tan bir şey öğrendiysem o da budur.

"Daha önce de yaptın çünkü" anlık olarak durduğunda ona olan bu güvensizliğimi ilk defa görüyordu

"Nasıl bu kadar ifadesiz durabilirsin?! Aklım almıyor" hiddetle ayağa kalktığımda her şeye rağmen vücudum üzüntüden titrerken bunu ona da gösterdim. Yüzümün ifadesiz olması sinirli olmadığım ya da üzgün olmadığım anlamına gelmiyor.

DARK { Derek Hale }Where stories live. Discover now