2.8

697 56 1
                                    

Eve girdiğimde kendimi kısa süreliğine koltuğa atıp derin bir nefes aldım. Evimde olmama rağmen yol boyu içimde olan kötü his yine de beni bırakmıyor, en iyisi Derek'e gitmek evi zaten yakın. Yavaşça kalkıp evden çıktığımda yavaş yavaş hareket etmek istedim, daha geleli 5 dakika oldu ve oldukça yorgunum.

10 dakika inde vardığımda asansöre girip direkt çatı katına bastım. Kapıya vardığımda içeriden gelen sesler içimi ürpertirken hızlıca içeri girdim ki gördüğüm manzara beni şok etti. Üç tane maskeli adam arkadaşlarımla savaşıyordu.

Lydia ve Stiles birbirlerine sarılmış şekilde köşede yerde oturuyorlardı ve belli ki korkuyorlardı. Koşarak içeri girdiğimde benin ilk fark eden Stiles olmuştu ve bağırdı.

"Angel burada!" İçeri doğru koşup Derek'te vurmak üzere olan doktora tekme attığımda adam yana doğru savruldu. Derek'in yüzünü tutup hasar taraması yaptım.

"İyi misin? Bir şeyin var mı?" Kafasını iki yana salladığında demin yere düşen adam kalkıyordu.

"Gel bakalım gel" sopasını bana doğru savurduğunda yana kayıp adamın eline tekme atıp sopasını düşürmesini sağladım. Adam sopası yokken çok bir şey yapamazken yine güçlü tekmemle onu yere düşürdüm ve yanına eğilip maskesini çıkarmaya çalıştım. Yerinden bile oynamazken bari kafasını yere vurayım da onu bayıltayım diyerek kafasını defalarca kez yere vurdum ki bir süre sonra da bayıldığına emin olup Stiles ve Lydia'nın yanına koştum.

''Siz iyi misiniz?" Stiles hızlıca başını salladı.

''Biz iyiyiz ama Malia yaralı gibi ona yardım et'' Malia'ya doğru döndüğümde yaralı karnıyla devam etmeye çalışıyordu. Dönüşüp hırlayarak onun yanına gittiğimde zıplayıp bacağımı uzatarak demin yaptığım gibi bu adama tekme atıp düşürdüm.

''Malia, Stiles ve Lydia'nin yanına git onları koru" Malia'ya resmen haykırdığımda koşarak onların yanına gitti. Tekrar önüme dönüp adama baktığımda ayağa kalkmıştı ki hemen sonrasında üçü de yan yana gelmişler. Üçü birden halüsinasyon gibi olup kaybolduklarında hızlıca onlara döndüm.

"Burada ne sikim dönüyor böyle? Sadece bir hafta yoktum!" Evime gidip sadece 5 dakika dinlendikten sonra rahatlamak ve arkadaşlarımla olmak adına buraya gelmiştim ve olana bak. Sorgusuz sualsiz bir kavgaya girip bütün enerjimi harcadım. Nedenini öğrenmek hakkım diye düşünüyorum.

''Bir haftadır olmadığın için ve aramadığın için hiçbir şey bilmiyorsun tabi'' İsaac bana gözlerini dikerek ters ters konuşmaya başladığında aniden şalterim attı.

''Bana bak, seni parçalarım kimse de alamaz elimden. Ben bir haftalığına bana ihtiyacı olan arkadaşlarım hatta ailemin yanına gittim, mecburen gittim hadi ben aramadım sen de aramadın. Öldüm mü kaldım mı hiç mi merak etmedin?
Ayrıca sen bana gittin gitmedin muhabbeti yapabilecek en son insansın, sen değil miydin beni bırakıp giden?

Bunu suratına vurmuyor olmam unuttuğum ya da görmezden geldiğim anlamına gelmez. Sadece seni üzmemek için konuşmuyorum ama konuşmam gerekiyormuş belli ki. Benim döneceğim belliydi en azından. Buradan bir hafta gittiğimde işimizi bitiremedim döndüm ben sizi özlediğimden, sadece bir haftada.

Ben burada sizin için sorgusuz sualsiz bir kavgaya girdim ki inan bir şikayetim yok, yanlış anlama. Ama bana sizi önemsemiyormuşum ya da sizi bırakıp gitmişim gibi davranmazsın. Beni yargılanmaktan vazgeç artık ben bunu hak etmiyorum, yemin ederim hak etmiyorum sizin için elimden gelenden fazlasını yapıyorum ben ki yine olsa yine yaparım ama yeter, artık yeter.

Benim de hislerim var ben de üzülüyorum, size göstermemeye çalışsam da benim kalbim kırılıyor. İnsanların yanlış olduklarını bildikleri şeyleri yapmasını anlayamıyorum ve İsaac sen de beni ilk zamanlar da kaybetmek istemiyordun sanırım şimdi kaybetsen de olur" kollarımı iki yana bıraktığımda gözyaşlarım benden izinsiz akıyordu.

Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum hep ama onun için asla yeterli olmuyor, o bencilliğin hep aramıza sokmak zorunda. Lydia bana da doğru adumladığında kafamı iki yana sllayıp elimle durdurdum onu.

"Önemli değil Lydia, iyileşirim zaten önemli değil"  onlara arkamı dönüp çatıyı terk ettim

______Derek'in ağzından______

Keskin bakışlarımı sevgilimin gerizekalı kardeşine çevirdim.

"Evet İsaac bir kere daha kardeşinin kalbini kırmayı başardın şimdi ne yapacaksın yine mi özür dileyeceksin ama söyleyeyim bu taktik eskidi daha yeni bir şey bul" bana gözlerini devirerek baktığında derince nefes alıp Angela'nın ardından çıktım evden

Habire Angela'nin kalbini kırmasından nefret ediyorum o da pişman oluyor ama sonunda çok geç oluyordu. Asansöre bindiğimde gözümün önüne Angela'nın İsaac yüzünden kendine zarar vermeye çalışması gelmesiyle sıkıca kapattım gözlerimi. Ah benim güzel bebeğim

Aslında İsaac'i de anlamaya çalışıyorum bir yandan. Yaklaşık 16 yıldır falan bir kardeşi yoktu ve bu ona ağır gelmiş olabilir ama bu kadar bencillik de şaka olmalı.

Asansörden indiğim anda etrafı dinlediğimde çok uzaktan olmayan burun çekme seslerinin gelmesiyle oraya doğru koşturduk ki yerde oturup ağlayan bir Angela bulmamla da hemen yanına oturdum.

"Şşttt bebeğim, bak bana" Güzel gözlerini bana çevirdiği anda yüzüne yapışan saçlarını geri doğru çektim ve kucağıma çektim onu.

"Ben buradayım, şşttt" ince kollarını boynuma sardığı anda boynuna öpücüklerimi kondurmuş kasılmış bedeninin gevşemesini sağlamıştım.

"İyiyim, sadece sana ihtiyacım var" gülümseyip o kucağımdayken ayağa kalktım ve onun evine doğru yöneldim.

"İhtiyaç listesi tamam o zaman"

-------------

DARK { Derek Hale }Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin