Cesur. •Ara verildi•

•25•

Bölüm ithafı: @NazliDone84

-

Çok soranlar olduğu için bir açıklama yapıyorum.

Bölüm ithafları oy/yorum verenlere verilir ve bazı zamanlarda bile yani durumuna göre birden daha fazla ithaf alabilirsiniz.

Sırf okuyanlara veremiyorum çünkü sizi 'göremiyorum'.

Bu hikaye olumsuz örnek ve yazım hataları içerebilir. Lütfen fazla önemseyip kafanızı karıştırtmayın. Bu sadece bir hikaye. Sağ/solcu vs politikalığına girmemeye çalışarak yazıyorum bölümleri.

Böyle tür neden seçtim?

Bildiğiniz gibi buralarda artık yazmak zorlaşıyor bende düşündüm ne yok diye ve aklıma bu geldi ve beğeniyorumda.

Uzun lafın kısası. Yeni bölüme hoşgeldiniz!

-

Berk röportajından sonra bir kafede oturup etrafa bakınıyordu. Sigarasını yakıp kahvesini beklerken bir adamın kızını tokatladığını ve azarladığını görmüştü.

O ise bu durumu umursamayıp gelen kahvesinin masaya konulduğunu farketti ve sigarasını tabağın kenarına koyup kahvesinden bir yudum aldı.

Berk hiç bir zaman herkesin hissettiği gibi hissetmezdi.

Bilerek herkesin önünde kendini tutamayıp da ağlamak mı?
Şaka gibi geliyordu.

Annesinin güçlü bir kadın olduğunu biliyordu ve sadece onun kollarının içinde olduğunda bir şeyler hissediyordu. Ölümünden sonra ise o küçük yaşta ilk kez acının tadına bakmıştı.

O ölümden sonra her şeyi kayıp etmişti ve yalnız olduğu zamanlarda sadece korku hissi yanındaydı.

O his söndüğünde ise yavaş yavaş güçlenmişti ve gücün tadını da ap ayrı beğenmişti. Onun tadına baktığı gün ise kendisine bir söz vermişti. Asla o duruma düşmemek niyetine yükselmek.

Artık öyle bir pozisyona gelmişti ki. Kimin ölüp kimin yaşayacağına kendi karar verebiliyordu.

Aklına Selin' e ettiği evlilik teklifinin anısı geldiğinde ise derin bir nefes alıp vermişti.

Cep telefonunun çalmasıyla ise anısından çıkıp cep telefonunu cebinden çıkartarak cevaplamıştı.

"Neler buldun?"

"Sonunda arabayı durdurdular." dedi Burak.

"Sakın onlardan gözlerini ayırma Burak. Kımıldadıkları gibi nerede olduklarını bilmek istiyorum!"

"Anlaşıldı patron!"

Berk cep telefonunu cebine geri koyarak sigarasını dudaklarının arasına yerleştirip son kez içten içten çektikten sonra yerinden kalktı ve sigarasını kahvesinin içine koyarak kafeden ayrılmıştı.

Nurgül ile Nihat ise Uğur' u yatak odasına götürüp halının üstüne oturtup birbirlerine yorgun bir şekilde bakışmışlardılar.

"Bu sence iyi bir fikir miydi?" diye sordu Nurgül.

"Bana onu yatağa koymaya yardım et Nurgül." dedi Nihat. Uğur hala halının üzerindeyken bu cevabı vermek istemiyordu.

Birlikte kollarından tutup onu yavaşça kaldırıp yatağa yatırttıklarından sonra odadan birlikte ayrılıp oturum odasına gittiler.

"Ya bu büyük bir hata ise?" diye sordu Nurgül.

"Daha başka ne seçenekimiz kaldı ki?" diye sordu Nihat Nurgül' e bakarak.