•6•

74 14 0
                                    

Selin ile Burak kuyumcu dükkanından çıkıp hızlıca koşuyorlardı. Ellerin de silahlarıyla her an tetiktediler.

Selin karşısında ki polis arabasını gördüğünde ise yerinde durup yağmurlu havva da bağırmıştı. Polisler arabadan çıkıp silahlarını onlara tuttular. Burak da yanında durup silahını polislere doğru tutmuştu.

Esin yerinden kıpırdayamıyordu. Hala şoktaydı. Sude Cenk' e bakıp ise "Ne yapacağız şimdi?!" diye bağırdı.

Cenk derin nefes alıp veriyordu. "Gerçekten Cenk! Ne yapacağız söyle!"

"Bilmiyorum Sude!" diye bağırdı Cenk.

"Gidebileceğimiz en az bir tane aramız iyi olan bir tane hastane olması gerek!" dedi Uğur sinirli bir şekilde.

Cenk yere çömelip Rüzgar' a yaklaştı. "Rüzgar bunu başarabilirsin tamam mı. Bir şeyler ayarlayacağız senin için."

"Allah aşkına lütfen söyle! Kime ve nereye gidebiliriz!" dedi Sude ağlayarak.

Burak ve Selin karşılarında ki polislerle dövüşüyorlardı. Arkalarından lüks bir araba yaklaşıyordu olay yerlerine.

Takım elbiseli adam elinde ki silahı ve sigarası ile onları birkaç saniye izliyordu. Sigarasından bir kere daha çekip nefesini dışarıya bıraktı ve gözlerini devirdi.

Polislere ateş edip takımına yardım etti. Selin ona doğru koşup sarılmıştı. O ise onu arabasına yatırtıp öpmüştü.

Esin' in gözleri Rüzgar' dan ayrılmamıştı. Düşündükçe sadece bir neticeye varıyordu ama nasıl karşılarlar bilmiyordu ama deneyebilirdi dimi?

"Onu nereye götürebileceğimizi biliyorum.."

"Nereye?" diye sordu Sude ve herkesin gözleri Esin' deydi. "Söyleyeceğim ama lütfen çıldırmayın.."

"Fazla zamanımız yok Esin! Kim ise söyle artık!" dedi Uğur.

"Kimi tanıyorsun Esin." dedi Cenk çaresizce yere bakıp.

"Babam."

"Baban mı?!"

"Babam doktor." diyip Rüzgar' a gitti ve yanına çömeldi.

"Seni evine geri götüremeyiz Esin!"

"Yapacağız ve yapmak zorundayız da Cenk." dedim gözlerimi Rüzgar' dan ayırmadan.

"Yine bizimle gelmene izin vermezler Esin!" diye bağırdı Sude.

Sude' nin dediklerini aldırmayıp Rüzgar' ın kulağına yaklaştım. "Her şey iyi olacak söz veriyorum Rüzgar."

Rüzgar hafiften gözlerini açtığında ise Esin sözünü tekrarlayıp yanından kalkmıştı.

"Buradan gitmemiz gerek artık!"

"Ama-"

"Aması maması yok Cenk! Gitmemiz gerek dedim!" diye bağırdım. "Lütfen bana güvenin.."

"Ben sana güveniyorum. Onu arabaya götürmemiz lazım." dedi Cenk.

"Eller havaya! Hemen!"

Hepimiz şok olup birkaç metre arkamızda duran polisi gördük. Uğur' un öpüştüğü ve benim yaraladığım polisti.

"Bu bir şaka mı?!" bağırdı Sude.

"Siz Rüzgar' ı götürün ben polisle ilgilenirim!" dedi Uğur öfkeli bir şekilde.

Polisin karşısında durup ikiside birbirlerine bakıyordu. Polis silahını ona tutmuştu. Birkaç saniye birbirlerine bakıyorlardı.

Polis elini göğüsüne tutup nefes alıp veriyordu. "Git." demişti Uğur' a. O ise arkadaşlarına doğru koşup birden yerinde durmuştu. Geri dönüp polisi dudağından öptü ve teşekkür edip ayrıldı.

Cesur. •Ara verildi•Où les histoires vivent. Découvrez maintenant