•19•

27 10 5
                                    

"Berk Koçyiğit." diyerek babasının sorusuna cevap verdi. Babasının yüzüne baktığında ise babası kahkaha atıyordu.

"Onun bir şeyler sakladığını tahmin etmiştim. Onunla kendi ellerimle ilgileneceğim."
"Sende yüzümü fazla düşürme Emel. Sana daha fazla şans vermem."

"İşime geri dönebilir miyim..?"

"Bu yaptıklarım senin iyiliğin için kızım." dediğinde daha fazla önünde duramayıp odadan çıktı.

Emel kapının önünde bekleyen Selin' i gördüğünde ise şok oldu.

Yere bakarak ve mutsuz bir şekilde Emel' e "Merhaba... sen belki de beni hatırlamıyorsundur.." dedi.

"Merak etme seni hatırlıyorum." diye yanıt verdi Emel sinirli bir şekilde.

"İnsanlarda öyle bir etki yaratırım..."
"Üzgünüm."

"Pardon??"

"İnanmana gerek yok."
"Sadece bir insanın gerçek yüzünü çok geç farkettiğinde kendini uçurumda bulursun.."

"Bunu morlaşmış gözünle mı anlatıyorsun?"

"Biliyorum sen kendini bu yaşadıklarından dolayı iğrenç hissediyorsun ama etme Emel."
"Ben mesela kendimi bazen o kadar yıpranmış hissediyorum ki. Başka kişilerden intikam alıp kendimi iyi hissediyorum."

"Sen mi yıpranmışsın?"
"Şimdi sen buraya gelip kendini bana acındırıp. Seninle alakalı düşündüklerimi mi değiştirteceksin?"
"Babam benimle alakalı haklı!"
"Ha ve bu arada benden üç yaş küçük olmana rağmen siz birbirinize bayağı iyi yakışıyorsunuz."
"Yine asla benimle konuşma!"

Emel Selin' in önünden sinirle ayrılıp onu koridorda yalnız bıraktı. Baş komiser ise odadan çıkıp Selin' i kolundan tutarak arabasına sürükledi ve cezaevine doğru sürdü.

Cezaevine vardıklarında Selin ile birlikte içeriye girip onu Bekçi' nin odasının önünde beklemesini isteyip içeriye girdi.

"Beni ve hapishanemi ne zaman rahat bırakacaksın?" diye sordu Bekçi bıkkınlıkla.

"Eğer hapishaneni doğru düzgün baksaydın bu kadar fazla gelmezdim."

"Daha dün birlikte geldiğin kız da nerede?"

"Kıskandığını biliyordum."

Selin ise Rüzgar' ı gördüğünde onun yanına koşup karşısında durdu.

"Çok az vaktim var." dedi ve Rüzgar' ın ona bakması uzun sürmedi.

Rüzgar sinirle morlaşmış gözüne bakmıştı. "Neden gözün böyle?"

"Önemli değil.."
"Sana bir şey söylemem gerek."

"Kimi koruyorsun?"

"Lütfen.. geri dönmesine az vaktim var." dediğinde Rüzgar sabırla Selin' in söylemek istediklerini bekliyordu.

"Seninleyken mutluydum."
"Neden evden kaçtığımı bile unuttum."
"Ben hiç kıskançlığımı kontrol edebilen biri değildim... sadece annem gibi olmak istemedim."
"Böylece de sevdiğim birini fazla kontrol edip boğuyorum... daha kendim bile farketmeden babam gibi oluyordum."

Rüzgar biraz sakinleşip devamını beklediğinde ise Selin derin nefes alıp veriyordu.

"Bir şeyler yaptım işte Rüzgar. Babamın sevgisini kazanmak amacıyla kendimi kayıp ettim. Bu benim suçum.."
"Sen hiç Berk' e benzemiyorsun Rüzgar. Onun gibi ileriye gitmezdin.."

Cesur. •Ara verildi•Where stories live. Discover now