•5•

88 15 3
                                    

Cenk büronun camından dans eden gençleri izliyordu ama Esin hiç bir yerde gözükmüyordu. Nereye gitti?

Bilgisayar başında olan Sude'ye doğru gidip yanında durdu. "Esin'i göremiyorum." diyip yine camdan bakmıştı. Sude'nin o an gözlerini devirdiğini farketmemişti.

"O eminim ki iyidir Cenk." dedi keskin bir şekilde.

Cenk ona döndüğünde hala bilgisayarın başındaydı. "Belki de çıkıp etrafa mı baksam?"

"Ah tabi ki neden yapmamalısın dimi?"

"Daha kaç defa özür dilemem gerek Sude?"

Sude derin bir nefes alıp bilgisayardan kalktı ve Rüzgara baktı. "Tam emin bir şekilde söylediğine kadar."

"Elbette eminim Sude.. O sadece o an ki sonuçlarla yaşanmış bir olaydı."

"Gerçekten mi?" diyip kaşını yukarıya kaldırdı ve kollarını göğüsünün önünde birleştirdi.

"Bizim ilk çıktığımız zamanı hatırlıyorum. O kadar ateşliydik ki o anlar.. ama sanırım belki de bu bizim sonumuz hm? Çünkü neredeyse her şeyden artık kuşkulanıyorum.."

Cenk Sude'nin söylediklerine derin bir nefes alıp birkaç saniyeliğine düşünmüştü.

Sude'ye yaklaşıp onu öptüğünde ise Sude hemen karşılık vermişti. Birbirlerinin karşılıklı üstlerini çıkartıp öpüşmelerini bölmüyorlardı. Cenk de Sude'yi masaya yatırıp devamını getirtti.

Esin ise Burak ve Selin ile mekanın arka kapısından çıkmışlardı. Esin'in görme yetkisi gittikçe kötüleşiyordu ve zor nefes alıyordu.

Selin Burak'a doğru bakıp bıkkın bir şekilde "Bittin mi artık?" dedi.

"Ne bitmesi? Daha başlamadım bile?!"

"Neyse ne acele et. Canım sıkılıyor." diyip telefonuyla oyalandı.

"Bana yardım edebilirisin. Biliyorsun dimi?"

"Sana neden yardım edeyim? Onu yalnız beceremiyor musun?!"

"Rüzgar'ın yeni sevgilisiyle güzel vakit geçirmek istemez misin?" Ne kadar garip insanlardı bunlar??

"Tipim değil. Sen eğlen." diyip telefonuyla tekrar oyalandı.

"Duydun mu? Sadece bana kaldın." diyip iğrenç nefesini yüzüme bırakıp yüzümü avuçladı.

Buradan kurtulmam gerekti ama kahretsin ki kımıldayamıyordum ve az sonra olacaklardan da korkuyordum.

"..Burak."

"Ne var yine Selin!" diyip ona sinirli baktığında. Karşısında Rüzgar'ı bulmuştu. Sinirli bir şekilde silahını Burak'ın alnına doğru tutuyordu. Selin'e baktığında ise onunda karşısında Uğur aynısını yapıyordu.

Rüzgar'ın bakışları beni bulduğunda ise gözlerinden ateş fışkırıyordu. "Ne verdin ona!"

"Bunu gerçekten bilmek istiyorsun dimi?" dedi Burak alaycı bir şekilde. Buna karşılık Rüzgar üç kere havaya ateş etti.

"Bir daha soruyorum. Ona ne verdin!" Burak bir şeyler mırıldanıyordu. Bu Rüzgar'a ama yetmemişti ve tekrar birazcık daha Silahını boşalttı.

"Burada zamanımı seninle harcamak istemiyorum Burak! Ona ne verdin!"

"Burak artık ne verdiğini söyle yoksa ikimizde öleceğiz! Söyle artık!" dedi Selin bağırarak.

"Ona hafif bir yatıştırıcı verdim! Yemin ederim ki birkaç saat sonra kendine gelecek."

"Defol karşımdan!"

Cesur. •Ara verildi•Where stories live. Discover now