•11•

40 11 2
                                    

Cenk, Uğur, Sude ve Berk fotoğraflarını çeken Polisin karşısında duruyorlardı. Polis herkesin resimlerini çekti ve parmak izlerini aldıktan sonra belgeleri dosyalayıp diğer polis arkadaşına emanet etti Suçluları.

Herkese kıyafet veren polis gözleri önünde onları bekledi. Üstünde herhangi ne varsa daha ellerinde olmayacaktı.

Uğur Emel' ı hiç aklından bile çıkartamıyordu. İyi miydi? Neredeydi? Onun yüzünden polislikten menolundu mu?

Aklında ki her soruyu ne yazık ki cevaplayan hiç kimse yoktu ve kim bilir Emel' i yine ne zaman görecekti.

Emel bir masanın önünde oturuyordu ve gözleri ellerine bakıyordu. Karşısında sinirli ve öfkeli Babası duruyordu.

Babası birden daha fazla kendisini tutamayıp kızının nasıl bu hale geldiğini anlayamayıp duvara sertçe bir yumruk attı. Tekrardan kızına döndüğünde eğer kızı hala aynı şekilde oturuyordu.

Kızına doğru gidip kendi ellerini şiddetle masaya vurdu. "Senin aklından bu nasıl geçebilir Emel?! Bunu nasıl yapabildin!"

Emel ise konuşmuyordu ve konuşmakta istemiyordu. Ne söylerse söylesin babasının siniri azaltamayacaktı aksine daha da arttıracaktı.

"O an içinde kurşun geçirmeyen bir yeleğinin olduğu için çok şanslı olduğunu biliyorsun dimi?!"

"Bize karşı böyle mi savaşmak istiyorsun Emel?! Yada bana karşı?!"

Emel' in hala ağızını bıçak açmadığında Babası kendisini daha fazla tutamayıp ona sertçe bir tokat attı.

Emel' in yüzü yana savrulmuştu. Yanağını tutup yüzünü Babasına çevirip ona baktı.

"Sorularımı cevapla!" diyip Emel' in yanına gitti.

"Pekala cevaplamak istemiyorsun sorularımı öyle mi?! O zaman git suçlularla aşk hayatı yaşa ama bununda ağır bir bedelin olduğunu bil Emel!"

"Yeni bildirim gelene kadar Polisliğin askıya alındı. Bu ayın maaşını da alamayacaksın Emel. Anladın mı beni!"

"Evet Baba. Anladım."

"Şimdi de defol gözümün önünden. Yüzünü daha fazla görmek istemiyorum."

Emel yerinden kalktı ve son kez Babasının yüzüne baktı. "Benimde içimden geçen aynı duygu Baba." diyerek dinleme odasından ayrıldı.

Esin ile Rüzgar içeriye koştuklarında ise arkalarında ki kapıyı kapatıp nefes nefese kaldılar. Esin bir kaç saniye sonra ağladığında ise Rüzgar ona yaklaşıp ellerini omuzlarına koydu.

"Özür dilerim Esin."

"Şimdi ne yapacağız Rüzgar..?"

"Keşke bunu sana cevaplayacak kelimelerim olsaydı."

Burak ile Selin ise hızlıca Evlerine ulaşıp her odayı teker teker yakmakla uğraşıyorlardırlar. Bütün işe yaran belgeler yok olması lazımdı.

Burak elinde ki benzin bidonu ile her odayı gezip hem yerlerde hem duvarlara döküyordu. Selin ise onun arkasından her yeri kibrit ile alevlendiriyordu.

"Her şeyi! Her yeri yak!" diye bağırdı Selin.

"Ciddi misin sen?! Ne yapıyorum diye görünüyorum sana?!" dedi Burak bağırarak.

"Bana bağırma! Hızlı olmamız gerek!"

Her odayı alevlendirdiklerinde ise kapıya koşup arkalarında kocaman alev ve dumanlarla yükselen lüks evlerini geride bıraktılar.

Cesur. •Ara verildi•Where stories live. Discover now