''Ne kadar şeker istiyorsun?'' Gözlerimiz sonradan buluştuğunda yüzünde gülümsemesiyle bana bakıyordu.

''Şekersiz içiyorum'' cevabıyla istemsizce suratımı buruşturdum. Şeker benim için her şeydi ve çayımı asla şekersiz içmezdim. Kendime şekerimi koyarken konuşmaya devam ettim.

''Seni de tam alıştırmışlar çaya. Ben asla şekersiz içemem'' Çayları tepsiye koyup salona tekrar girdiğimde rahatladığımın farkındaydım. Sanki normal arkadaşımmış gibi konuşmamız beni rahatlatıyordu. Onun da bilerek hiçbir şey olmamış gibi davrandığının da farkındaydım. Çayını oturduğu koltuğun önündeki alçak masaya koyup kendi çayımla tekli koltuğuma oturdum. O da bu sırada L koltuktan inmiş çok değil 2 saat kadar önce ondan gelen mesaja kendimi attığım halıya oturmuş bacaklarını da havalı bir şekilde bağdaş yapar gibi kırıp sırtını da az önce oturduğu koltuğa yaslamıştı. Ona garip garip baktığımı fark etmesiyle gülümsedi.

 Ona garip garip baktığımı fark etmesiyle gülümsedi

Rất tiếc! Hình ảnh này không tuân theo hướng dẫn nội dung. Để tiếp tục đăng tải, vui lòng xóa hoặc tải lên một hình ảnh khác.

''Böyle oturmayı daha çok seviyorum. Daha samimi''

Başımla onu onaylarken çayımdan bir yudum aldım. Ne diyeceğim hakkında pek bir fikrim yoktu.

''Hadi ama Eylül. Rahatlaman için ne yapabilirim? Telefonda konuştuğum o kızı istiyorum'' (Come on Eylül. What can I do for you to relax? I want that girl who I talked to over the phone)

''Bence şu ana kadar gayet iyi gidiyorum Anthony. Hatırlatırım ama bundan 2 saat kadar öncesinde pek de hoş bir konuşma yaşamadık. Ve şu an salonumda oturuyorsun''

''Vov..Bir daha söyler misin?''

Dediğini anlamadığımdan hafifçe suratımı buruşturdum.

''Neyi söyler miyim?''

''Adımı..Galiba az önce ilk defa adımı yanındayken suratıma söyledin. Hoşuma gitti'' dedi otuz iki diş sıratarak. Bu adamın ciddi bir şey konuşamamasına gıcık mı oluyordum seviyor muydum bilmiyordum ama güldüğüm kesindi.

''Saçmalama..''

''Saçmalama ne?'' dedi elini kulağına koyup.

''Saçmalama Anthony'' dedim pes ederek. Bir yandan da kıkırdamıştım.

''Ah kalbim..'' dedi iki elini kalbinin üstüne koyup.

''Adımı söylerken gülmeni duymak daha güzelmiş'' dedi göz kırpıp.

''Tam bir baş belasısın Anthony'' Gerçekten de öyleydi. Ama sanırım bu baş belasıyla vakit geçirmek çok hoşuma gidiyordu. Bana bir daha yazmayacağını söylediğinde belli etmesem de çok üzülmüştüm. Bunları düşünürken suratım düşmüş olacak ki konuşmaya başladı.

''Kafandan yine ne geçiyor Türk kızı?''

''Önemli bir şey değil'' diye geçiştirdim.

''Bak..'' İşte şimdi bir şeyler konuşacağımızı biliyordum. Tüm dikkatimi ona verdiğimde derince bir nefes alıp sözlerine devam etti.

Sağa Kaydır 🏀Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ