3 Temmuz 1978

639 90 49
                                    

Hava dayanılmaz derecede sıcaktı ve artık tüm pencereleri açmanın da bir etkisi kalmamıştı. Hayatımın en sıcak yaz dönemiydi. Regulus'un okul anılarını dinlemek istiyordum ama ona kulak vermekte zorlanıyordum bazen. Kimi zaman Karanlık Lord dedikleri zat onu yanına çağırıyordu. Adamın oğluma ne tür görevler verdiğini bilmiyordum ama bu işin Regulus'un hayrına sonlanmayacağını görebiliyordum. Artık yapabileceğim bir şey yoktu. Voldemort'a ömür boyunca hizmet etmek zorundaydı.

"Bu biraz tuhaf..." dedi Regulus, onu dinlemekte zorlandığım bir konuşmanın arasında "Bay Crabbe, Bay Yaxley, Bay Crowley ve Bay Malfoy... Dördü de bu sene öldüler. Üstelik dördü de farklı sebeplerden öldüler. Ölüm Yiyen oldukları için de davaları fazla uzun sürmedi ve cinayetlerin üstü örtüldü." Cadı Gündemi'ni okurken gözlerimi ondan kaçırdım "Bunu da nereden çıkarıyorsun?"

"Benim bir şey çıkardığım yok. Babam böyle söyledi. Konu arkadaşları olunca doğru söylüyordur diye düşünüyorum." Uzanıp yanaklarını okşadım "Senin bu saçmalıklardan en başından beri uzak kalman gerekiyordu ama her nasılsa bulaştın. Yine de önceliğin bu işler değil! Önce okulunu bitirmen gerekiyor. mezun olduğunu ve mutlu bir hayat sürdüğünü görmek istiyorum... Her türlü beladan uzak." birden konuyu değiştirdim "Kreacher nerede? Soğuk bir şeyler hazırlasın!" 

"Kreacher evde değil ama sanırım ben halledebilirim... Bir şeyler hazırlamak ne kadar zor olabilir ki?" Kreacher'ın evde olmaması gibi bir ihtimali yoktu. Onu gidip babama ya da Cygnus'a yardımcı olması için görevlendirmemiştim. Regulus kalkar gibi olunca, onu kolundan tuttum "Bekle! Kreacher nerede?" 

Regulus dudak büktü "Bilmiyorum. Karanlık Lord nereye götürdüyse oradadır. Bana bir ev cinine ihtiyacı olduğunu söyledi. Ben de Kreacher'ı gönderdim. Aslında gideli bayağı oldu... Birazdan gelir herhalde!" İç geçirerek "Regulus," dedim "Kreacher'ı çağır. Hemen!" Regulus bir an ürkmüş gibi göründü ama hemen toparlanarak "Peki," dedi ve seslendi. İlk seslenişinde Kreacher gelmedi. Bu çok nadir rastlanan bir durumdu.

Benim ona bakışlarımdan ötürü gerilen Regulus, Kreacher'ı ikinci hatta üçüncü kez çağırdı ve zavallı Kreacher üzerinden sular damlayarak misafir ortasının ortasında belirdi "Kreacher geldi efendim! Kreacher sizi beklettiği için çok üzgün. Lütfen affedin!" Regulus sakince "Önemli değil!" deyince "Hayır önemli!" diyerek araya girdim "Kreacher, bu halin ne?" Regulus onu itekleyerek odadan çıkardı "Bir aramızda konuşuruz anne! Sen ne istediğini söyle, Kreacher birazdan getirir." 

Şüpheci bir ifadeyle ikisine baktım. Bu ikilinin birlikte ne haltlar çevirdiklerini bilmiyordum ama artık tüm dikkatimi üzerlerine çekmeyi başarmışlardı. Kreacher'ın gitmesi, eve döndüğü hal... Kesinlikle açıklaması zor şeyler oluyordu ve az önce yaşananlar fazlasıyla tuhaftı.

Born in Black | Walburga BlackWhere stories live. Discover now