4- yardımına ihtiyacım var.

367 59 46
                                    

Hayatımın bir iki tane dönüm noktası olmuştu. Çocukluk arkadaşımla ayrılmam bunun ilkiydi, aramızda iki yaş olsa da çok iyi dostlardık. Beraber yatar beraber kalkar ve beraber yemek yerdik; beraber yaşıyorduk yani. Sonra okumak için ailesi Amerika'ya göndermişti. Onlar bize göre daha iyilerdi, bizim evimiz dedemden kalmaydı, faturaları zor yetiştiriyorduk, karşı evi onlar kendileri almıştı. Ailemin maddi durumu beni Amerika'ya göndermeye yetmezdi. O yüzden ayrılmıştık. Küçük yaşımda koca bir depresyon atlatmıştım, iki yıllık bir depresyon.

İkincisi liseye başlamaktı, popüler bir çocuktum ve dans etmeye başlamıştım. Okulda hatrı sayılır bir tanınmışlığa sahiptim. Bu özgüvenimi yerine getirmişti, belki biraz daha fazlasını. Bir sevgilim vardı ve her şeyin iyi gittiğini hissedebiliyordum.

Annemi kaybetmem üçüncüsü ve en ağırıydı. Kollarımda can verişini unutabilmem imkansızdı, alışabilmekte öyle. Bunu hala tamamen atlatabilmiş değildim. İyi olmaya çalışmıyordum iyi olmayacağımı biliyordum.

Öyle sanıyordum.

Taehyung ve Guleum'u tanımakta bir nevi dönüm noktasıydı. İnsanlara yardım etmeyi sevdiğimi anlamıştım, aslında insanlardan o kadar da nefret etmediğimi öğrenmiştim. Ufak bir kızı mutlu etmenin iyi hissettirdiğini en derinlerimde, kalbimde duymuştum. Ve şimdi bunu Yoongi'ye anlatmam gerekiyordu.

Hızlı kalp atışlarımı umursamadan Yoongi'yi aradım, bu işin hemen olup bitmesi gerekiyordu. Bir kaç kez çaldıktan sonra baygın sesi kulağıma dolmuştu. "Efendim Jimin?" dediğinde beklemeden yanıtladım, "Bize gelmen gerek, şu olanları anlatacağım." heyecanlı sesime engel olamamıştım. Birine yardım etmiş olmak, küçük bir kızın mutluluğuna şahit olmak beni heyecanlandırıyordu.

Uykulu sesi hala devam ederken "Tanrım, Jimin saat çok erken bir kaç saat sonra gelsem?" ye sorduğunda itiraz eden sesimi karşı tarafa duyurmuştum. "Hayır, olmaz. Ya yarım saate evde olursun ya da ömrün boyunca bihaber kalırsın." tehdit her zaman işe yarayan bir taktikti benim için, özellikle Yoongi de. İtiraz etmeye çalışsa bile istemeyeceği şeyker sunuyordum önüne, reddedemezdi. "İyi be!" diye bağırıp telefonu suratıma kapattığında haklı çıkmamın memnuniyeti yüzüme yerleştirdiğim gülümsemeye yansımıştı. Ne olursa olsun tek dostum oydu, ondan başka kimsem yoktu..

Yoongi'yi beklerken kendime elma soymuş ve mideme indirmiştim Taehyung'un uyuya kaldığı koltukta. Değişik hissediyordum, aynı evi paylaşmıştık bir kaç saat önce, ama şimdi bir daha görüşmemek üzere gitmişlerdi, Taehyung'un aramayacağını biliyordum. Tek dileğim bu olayı kafama takmamaktı, kendimi tanıyordum. Kafama takarsam çok zorlanacaktım, biliyordum. Oturduğum koltukta Yoongi gelene kadar bitirdiğim elma çöpünü elimden bırakmadan bu durumu düşünmüş olmam bile bunun koca bir kanıtıydım.

Yaklaşık iki dakika önce gelen Yoongi'yi hızla içeri almış ve koltuğa yerleştirmiştim, Yoongi uyku akan gözlerini bana dikmiş anlatmamı bekliyordu dile getirdiği gibi, "Anlat artık, uykumdan fedakarlık yaptım o kadar." söylediği cümleyle karşında yerimi almıştım ben de.

Yoongi'yi daha fazla bekletmek, ne olursa olsun korkutmuştu beni, bu yüzden uzatmadan anlatmaya başlamıştım. "Dün akşam sen gittikten sonra stüdyoya gitmeye karar verdim. Apar topar öyle çıktım. Ordaki danışman hocalarımın orda olmadığını ama pratik odasının boş olduğu istersem gidip bakabileceğimi söylediğinde ben de en azından orayı görmeliyim diye düşündüm." konunun başlangıcını anlatırken Yoongi'nin, Taehyung ve Guleum'a nasıl bağlandığını anlayamadığını buradan anlayabiliyordum.

"Koridorun sonundaki pratik odasına giderken nefes sesleri duydum. Sonra odaya girdiğimde aniden sesler kesildi. 'Kimse var mı?' diye sordum ama cevap vermedi, bende bana güvenmek için hiçbir sebebinin olmadığını düşünüp kendimi anlattım. Ona sorduğumda bana 'Geleceğim ama benden korkmayacağına söz ver' tarzı bir şey söyledi bana. Karşıma geldiğinde üstü başı kan içindeydi, stresle iki adım geri attım ve o bağırmaya ağlamaya başladı derken kendimi de onlarla birlikte evde buldum. Öyle işte." anlattığımın ona yetersiz geldiğini biliyordum, ben de böyle hayal etmemiştim fakat anlatırken her detayı vermemin yanlış olabileceğini düşündüm. O yüzden kaba taslak anlatmıştım.

IlungaWhere stories live. Discover now