31. Bölüm- Alfa'nın Kelebeği

26K 1.8K 162
                                    

Bölüm Aytül Uğurlu'ya ithaf edilmiştir...

"Ablası evlilik terapisti" diye mırıldandı Hilal.

"Eee?" diyen Burak'ın sesi şüphe doluydu.

"Ve ben de dün akşam, Hilal Karayiğit adına bu sabaha terapi için randevu aldım!"

"Ne?" dedi odadaki adamlar hep bir ağızdan.

"Anlamadım?" dedi Burak ürkütücü bir sakinlikle. Bu sakinliğine tezat olaraksa parmakları masada ritim tutuyordu. Bakışlarından alevler çıkan adam derin bir nefes aldı. Hilal yutkunduktan sonra konuşmaya başladı.

"Türkçe konuştuğumu düşünüyo..."

"HİLAL!"

Genç kız, adamın delice bakışlarından azıcık korktuğunu itiraf etmeliydi. Sadece azıcık(!). Yine de ne derlerdi? 'Korkunun ecele faydası yok!'

"Sakin olur musun lütfen?"

Burak'tan alaycı bir kahkaha yükseldi. Elini başına götüren adam öfkeyle söylendi.

"Delirt delirt sonra 'Sakin ol' de! Bir haftamız yaa! Bir haftamız huzurlu geçsin. Çok bir şey istediğimi sanmıyorum... Hemen anlatıyorsun! Benden habersiz neler karıştırdın?"

Kız, kendisine emir veren adama baktı.

'Bana emir verme!! Haber vermem tabii... Sanki izin alsam verecektin de!'

Hilal, tabii ki de bunları dışından söylememişti. Karşısındaki adam bu denli öfkeliyken... Bu pek de doğru bir adım olmazdı. Genç kız o kadar da canına susamamıştı.

"Bir şey karıştırmadım. Sadece görevle alakalı..."

"SANANE! Görevden sanane. Sen kimsin ki? Bizim getirdiğimiz adamları cam arkasından izleyerek analiz eden bir psikologsun sadece! Ne diye sürekli işin olmayan konulara burnunu sokuyorsun! Ne diye sürekli beni... AHHH!" diyerek bağıran Burak hızla ayağa kalktı.

Camın yanına giden adam öfkeyle soluyordu. Odadansa çıt dahi çıkmıyordu. Sandalyesini yavaşça geriye iten Hilal, derin bir nefes aldıktan sonra ayağa kalktı. Sessizce adama yaklaşan kız ona adımlar kala durdu ve fısıldadı.

"Yapamazsın..."

Öfkeli adam 'Neyi?' diye sormadı. Öyle tepkisiz duruyordu ki dışarıdan bakan biri duymadığını düşünürdü. Fakat Hilal, duyduğunu biliyordu. Cama yansıyan yansıması ele veriyordu adamı. Kızın yansımasına bakan gözleri bir sonraki cümleyi ilgiyle bekliyordu.

"Beni koruyamazsın Burak! Bir kuleye de hapsetsen, başka bir diyara da göndersen... Koruyamazsın! Kimse birini koruyabilecek kadar güçlü değil bu hayatta. Ateşe düştüğünde herkes yanar, suya girdiğindeyse herkes ıslanır. Sen yanmayayım, ıslanmayayım diye çabalıyorsun fakat bu... İmkansız! İmkansız Alfa'm! Öyle ya da böyle ayağıma diken batacak. Öyle ya da böyle bir gün herkes gibi ben de... "

Adam, kızın cümlesini tamamlamasına izin vermeyerek arkasını döndü.

"Bunları biliyorum Hilal! Fakat sen bile isteye o ateşe atlıyorsun. Bile bile o suya giriyorsun" dedi adam sinirli bir sesle. Birkaç saniye kızın gözlerine kilitlenen adam aciz bir sesle mırıldandı.

"Atlamasan? Girmesen?.. Olmaz mı? Bana bunu yapmasan? Ben... Tehlikenin tam ortasında olmana dayanamıyorum!"

Kızın dudaklarında hüzünlü bir tebessüm belirdi.

"Ben de... Ben de dayanamıyorum Burak. Çoğu zaman sorun yokmuş gibi yapıyorum. Fakat her operasyona gittiğinde... Deliriyorum. Nefes dahi alamıyorum! Gözüme uyku girmiyor. Tüm gece seccadenin üzerinde dua ediyorum. Bana sağ salim dönebilmen için! Ki... Sen de tüm bunların farkındasın. Bu yüzden birçok operasyonu benden habersiz yapıyorsun... Ve biliyor musun? Bu beni çok daha fazla kahrediyor! Çünkü..."

K.İ.T. I (Cevapsız Sorular) -FİNAL OLDU-Where stories live. Discover now