43. Bölüm- Güzel Sevilenler

48.5K 1.5K 1.5K
                                    

"Birisi o lanet olası sinir bozucu öğrencilik yıllarımı özleyeceğimi söylese 'Süper şaka ama(!)' derdim." diye söylenen Nisa yorgun bir şekilde sandalyeye oturdu.

"N'oldu? 2 aya çalışma hayatından bıktın mı?" diye sordu Almina, Nisa'nın bu söylenmesine gülümserken.

"Hiç sorma. Üniversite'ye geç gittim diye sızlanıyordum ama... Ne güzel dünlermiş be! Şu an neredeyse her vakit doluyum. Boş kaldığım zamanlarda da araştırma yapıyorum! Güya işimi elime aldım ama hâlâ öğrenciyim. Bu tempodansa 2 yıl daha yüksek lisans yapmayı tercih ederdim!"

Hepsinin izinli olduğu bu pazar gününde, Eftalya'da buluşmaya karar vermişlerdi. Sevda sağ olsun onlara her zaman kullandıkları masayı ayırmak ile kalmamış, aynı zamanda masanın gözden uzakta olması için birkaç ayarlama da yapmıştı. Araya eklenen bölmeler sayesinde masaları kafeden oldukça bağımsız kalmıştı. Ve ekip bu durumdan oldukça memnundu.

"Yalnız gençler... Bu günü bir daha zor buluruz ha. Kıymetini bilelim. Hepimizin izinli olduğu bir an... Samaryum elementi kadar nadir bulunur." dedi Masal, nişanlısının kollarındayken.

Onun bu cümlesine diğerleri çeşitli onaylamalar ve mırıldanmalar ile katıldılar. Bu esnada Onur, elini kaldırarak küçük bir çocuk gibi söz istedi.

Onun bu haline gülen Masal "Ne oldu?" diye sordu.

"Samaryum ne acaba?"

"Akciğer kanseri tedavisinde kullanılan ve nadir bulunan bir element."

"Benim zeki, akıllı, güzel doktorum her şeyi de bilirmiş." dedi Onur çapkın bir gülümseme ile.

Tuncay, önündeki çatalı hızla Onur'a fırlattı.

"Ulan nişanlıma asılıp durma!!"

Çataldan kaçan Onur pişkince gülümsedi.

"Çok sinirli birisiniz Tuncay Bey. Biricik Masalımın yanın.. Ahh gerizekalı! Ya gözüme gelseydi?"

Kafasına yediği bıçak darbesinden dolayı başını okşayan Onur, sahte bir acıyla suratını buruşturmuştu.

"Başım acıyor. Doktooor derdime bul bir çare... Sustum!.. Sakin ol adamım ve elindeki silahı yavaşça yerine bırak!"

Silahını elinde çevirmeye başlayan Tuncay, alayla gülümsedi.

"Şu an şeytana uyup..."

"Yok yok! Şeytan kötü. Şeytan pis. Şeytana kış kış. Şeytana cıs."

"Onur senin akıl yaşın kaç acaba?"

Onur, duyduğu ses ile yutkundu ve yanındaki sandalyeyi çekip oturan kıza baktı. Aytül, kaşlarını kaldırmış bir şekilde sorusuna cevap bekliyordu.

"Normalde duruma uygun bir şekilde değişir fakat... Senin yanındayken hep 25?"

Adamın dudaklarındaki imalı gülümseme karşısında kalbi hızlanan Aytül, zorlukla gülümsedi.

"Farketmez yaa. Takıl sen öyle!" diye mırıldanan genç kız bir yandan da 'Daha fazla saçmalayabilir miydim acaba?' diye hayıflanıyordu.

Tuncay, yeni gelen kıza gülümseyerek "Aytül n'aber?" diye sordu bir anda.

"İyiyim. Aylar sonra izin yaptığım için ultra mutluyum. Amacım evde pineklemekti ama... Nisa çağırınca burada buldum kendimi!"

Tuncay hin dolu bakışlar ile Onur'a baktı. Sonrasında da dudaklarında beliren eğlenceli gülümseme ile Aytül'e döndü.

"Yaa. Deme..."

K.İ.T. I (Cevapsız Sorular) -FİNAL OLDU-Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu