38. Bölüm- Anı Güncellemesi

29.3K 1.7K 474
                                    

Asansörün ışıklarının açılmasıyla birlikte Burak sustu. O zamanlar yaşadıklarını sesli bir şekilde anlatmak, üzerinde tahmin dahi edemeyeceği bir etki bırakmıştı. İşin garip yanıysa... Kalbinin üzerinde büyük bir rahatlama oluşmuştu. Bakışlarını Kelebeğine çevirdi. Genç kız elinde tuttuğu peçete ile gözlerini siliyordu. Burak'ın kendisine baktığını görünce teselliyle tebessüm etti ve çatlak çıkan sesiyle fısıldadı.

"Sanırım kalkmamız gerekiyor."

Burak, başıyla onaylayan bir hareket yaptıktan sonra ayağa kalktı ve kıza elini uzattı. Hilal, (sargısız eliyle) sevdiğinin elini tutarak kalktı ve asansörün kapıları açılmadan güneş gözlüğünü taktı. Burak, onun bu dikkati karşısında gülümsedi. Kelebeği dediğini yapmış ve görevlere gelme konusunda onunla ortak bir çözüm bulmuş, kurallarına da uyuyordu.

Kendisi de güneş gözlüğünü takarken kızla buluşmuş ellerine baktı. 4 yıl önceki o gün dediğini yapmış ve hayatın karşısına çıkarttığı kıza çok kötü davranmıştı. Canını deliler gibi yakmıştı. Fakat bin pişman edememişti. Karşısına çıkan kişi öylesine mükemmel seven birisi olmuştu ki... Yaptıklarına rağmen ondan vazgeçmemiş, kendisine rağmen aşkı için savaşmış, onun yaralarının en derinine inmiş ve itina ile sarıyordu. Sarmaya da devam edecekti.

Adamın dudaklarında, gamzelerini ortaya çıkaran bir gülümseme peydah oldu. Geçmişteki kendini anlatırken çok daha net farketmişti. Artık o, zamanında 'Buz Dolabı' diye adlandırılan, ölmek için her şeyi yapan, gülmeyi unutmuş, sevgiye mesafeli davranan adam değildi. Yanındaki kız onu değiştirmişti. İçinde saklanan küçük çocuğa ulaşmış ve ellerinden tutarak onu yaşama doğru çekiyordu. Hilal ile aydınlanmış, pasparlak olan yaşama...

Asansörün kapısı açıldığında adam kımıldamadı. Hilal, duraksayarak adama baktı.

"Ne oldu?"

"Çok şey..." diye mırıldanan adam kızın elini bıraktı.

"Burak?" diyen kızın sesindeki korku hissediliyordu.

"Gel buraya!" diyen Burak kızı kendisine doğru çekip sarıldı. Başını kızın boynuna gömerek kokusunu içine çekti ve gözlerini kapattı.

Bu hareketi beklemeyen Hilal, bir anlık duraksadıktan sonra ellerini adamın ensesinde birleştirdi. Kızın da ona sarılmasıyla Burak, mümkünmüşçesine kollarını sıkılaştırdı.

"Papatya kokulum benim" diye fısıldayan adam kızın boynuna şefkatli bir öpücük kondurduktan sonra geri çekildi. Bakışlarını kızın yüzünde gezdirdikten sonra parmaklarıyla kızın yüzünü okşadı.

"Bundan sonra güneş gözlüğü takmanı yasaklamam gerekecek sanırım. Işıl ışıl bakan ela gözlerini görememek beni kahrediyor."

Hilal'in yüzünde mutlu bir gülümseme belirmişti. Karşısındaki adamın gözlerini göremese de o gözlerdeki ifadeyi (sevgiyi) ezbere anlatabilirdi.

"Nasıl hissettiğini anlıyorum. O güzel zümrüt gözlerini görememek bende de aynı etkiyi oluşturuyor çünkü."

Asansörün ışığı tekrar kapandığında Burak düğmeye basarak kapanan kapıların açılmasını sağladı. Kızın eline uzanarak parmaklarını parmaklarının arasına geçirdi ve yürümeye başladı. Hilal, heyecanla kesik bir nefes aldı. İkili, elleri (ruhları) birbirine kenetlenmiş bir halde binadan çıktılar. Sabah binaya girerken içlerinde bulunan korku, endişe ve tereddüt buhar olup uçmuştu.

Bundan sonra her şey çok daha güzel olacaktı..

🦋

Çift, iki sokak ötedeki arabaya doğru yürürken sessizlik içindeydi. Ânın tadını çıkartarak ve yanındakinin varlığının huzuru ile doluydular.

K.İ.T. I (Cevapsız Sorular) -FİNAL OLDU-Where stories live. Discover now