0.9

2.5K 216 100
                                    

Kyungsoo duşta sol göğsündeki soluk izi keseliyordu. Ne kadar sert ovalarsa ovalasın çıkmıyordu.

'Lanet olsun!' En sonunda pes etti ve son kez durulanarak duştan çıktı.

Bugün hafta sonuydu, bütün gün evden çıkmadan kafa dinlemek istiyordu. Duyduğu kapı sesiyle bunun imkansız olacağını anlamıştı.

Belindeki havluyu iyice sıkılaştırıp kapıya gitti. Kapıyı açtığında Jongin'i görmesiyle derin nefes almıştı. 'işte yine başlıyoruz..'

Jongin onu ıslak saçlı ve yarı çıplak görmeyi beklemiyordu. Bu görüntü karşısında kalbinin daha da hızlandığını hissetti.

"Senden ayrılmamı imkansız hâle getiriyorsun Kyungsoo."

Kyungsoo bu yorum karşısında mutlu olsada belli etmek yerine kaşlarını çattı.

Jongin gülümseyerek içeri girdi ve arkasından kapıyı kapattı. Kyungsoo, üstüne yürüyen Jongin'i görünce geri adım atmaya başladı.

"Benden bir şey saklayamayacağını öğrenmen gerekiyor artık."

Kyungsoo duvara sırtını yasladığında, Jongin ellerini duvara koyarak onun kaçmasını engelledi. Yüzündeki sırıtış daha da yayılmıştı.

"Bir sapık gibi gülüyorsun." Kyungsoo kalbinin hızlanışını umursamadan söyledi.

"Bunu, 'bu gülüşü sonsuza dek izleyebilirim' diye düşünen sen mi söylüyorsun?"

Kyungsoo duyduğu şeyle gözleri kocaman açılmıştı.

"Korktuğunu, mutlu olduğunu, şaşırdığını, heyecanlandığını, üzüldüğünü.. hissederim." Jongin dudaklarını Kyungsoo'nun boynuna yaklaştırdı. "Ben senim Kyungsoo.. bunu asla unutma."

Jongin hızla geri çekilip salona doğru yürümeye başladı. "Şimdi hızlıca giyin yoksa olacaklardan sorumlu değilim."

Kyungsoo, duyduğu şeyle sinirlendiğini hissediyordu. Hızlıca odasına girip eline geçen ilk şeyi giymeye karar verdi.

Şansına bunlar en sevdiği gri eşofmanı ve siyah tişörtü olmuştu.

Aynı sinirle Jongin'in yanına gittiğinde salonda olmadığını gördü. Köpeği köşeye sinmiş sessizce yatıyordu.

Ani bir kararla köpeğini kucağına aldı ve mutfağa girdi. Jongin buzdolabını karıştırmakla meşguldü.

"Ne yapıyorsun Jongin?"  Kyungsoo bıkkın bir şekilde sordu.

Jongin ona dönerek cevapladı. "Açım." Gözü köpeğe takıldı. "Onu çok mu seviyorsun?"

Kyungsoo köpeğine sımsıkı sarıldı. "O benim her şeyim."

Jongin suratını ekşitti. "Ben köpekten daha üstünüm, beni daha çok sevmen gerek."

Kyungsoo Jongin'i umursamadan köpeğine yiyecek bir şeyler verdi. Ardından kahvaltılık bir şeyler hazırlamaya başladı.

Jongin yalnızca onu izliyordu. Hareketlerini takip ediyor, yüzünün aldığı şekilleri ezberlemek istiyordu.

'seni her gün her saat görmek istiyorum Soo.'

"Ne düşünüyorsun sen?" Kyungsoo hazırladığı masaya otururken sordu.

Jongin vakit kaybetmeden hemen yanına oturdu. "Dönüşümün tamamlandığında tüylerinin ve gözlerinin rengini."

Kyungsoo durgunlaştı, bunu gerçekten istemiyordu.

"İstemediğini biliyorum Soo.. ama bunu değiştiremezsin. Sen busun."

WOLF // KaiSooWhere stories live. Discover now