0.6

2.8K 210 58
                                    

Kyungsoo ormanın girişinde Jongin'i bekliyordu. Korkuyor muydu? Evet. Ama öğrenmesi gereken şeyler vardı.

Hissetti. Jongin gelmişti. Gülümseyerek kafasını kaldırdığında ona doğru gelen Jongin'i görmüştü. Siyah salaş bir tişört altına siyah eşofman ve siyah spor ayakkabı giymişti. Birde siyah çantası vardı sırtında.

Gecenin karanlığında siyahlara bürünmüştü.

"Gerçekten hazır mısın Soo?" Jongin emin olmak için sordu.

Kyungsoo kafasını salladı. "Kim olduğunu bilmek istiyorum Jongin."

"Yada kim olduğunu."

Kyungsoo afallamıştı. Kyungsoo kim olduğunu biliyordu zaten. Ne saçmalıyordu bu çocuk?

"Saçmalamıyorum Soo. Öğreneceğin şey, aynı zamanda sensin."

Kyungsoo hiçbir şey anlamıyordu.

"Hiçbir şey anlamadığını biliyorum. Bu yüzden gerçekten hazır olup olmadığını soruyorum."

Kyungsoo ağzını açmıyordu bile ama Jongin bütün sorulara cevap veriyordu. Bunu nasıl başarıyordu?

Jongin Kyungsoo'nun bileğinden tutup ormanın içine doğru yürümeye başladı. Hızlı adımlar atıyordu, Kyungsoo ona ayak uydurmakta zorlanıyordu. Jongin durdu, Kyungsoo'yu kucağına aldığı gibi koşmaya başladı.

Kyungsoo'nun şaşkınlıktan dili tutulmuştu.
Bir insan.. nasıl bu kadar.. hızlı koşabilir?

Açıklık bir alana geldiklerinde Jongin durdu ve Kyungsoo'yu bıraktı. Kyungsoo biraz sersemlemişti ama onu Jongin tuttu.

O kadar hızlı koşmasına rağmen hiç yorulmamış gibiydi. Halbuki Kyungsoo iki merdiven bile çıkınca nefes nefese kalıyordu.

Ay ışığı üzerlerine vuruyordu. Jongin karşısındaydı.

"Sen hazır olduğunda."

Kyungsoo'nun kalbi deli gibi atıyordu. "Hazırım."

Jongin derin nefes aldı. Önce çantasını çıkartıp kenara attı. Sonra tişörtünü de çantanın yanına yolladı.

Kyungsoo onun kaslı ve yapılı vücuduna hayranlıkla bakakalmıştı. Görünüşte zayıf bir çocuktu ama fiziği bunun tam tersini söylüyordu. Gözü omzundaki dövmeye kaydı. "Bu evde gördüğümüz sembolün aynısı!"

Jongin kafasını salladı. Arkasını Kyungsoo'ya yüzünü aya dönmüştü.

Kyungsoo sırtının ne kadar muhteşem göründüğünü düşünürken nefesinin kesildiğini hissetti. Jongin bir anda kurta dönüşmüştü. Pijaması yırtılmıştı.

Jongin olduğunu bildiği kurt ona doğru geliyordu. Kaçmak istiyordu ama adım atamıyordu. Ayakları yere çivilenmiş gibiydi.

Gözlerinin biri beyaz, biri maviydi. O kadar ışıltı, parlak ve büyüktü ki Kyungsoo kurtun, yani Jongin'in gözlerinde kendini görebiliyordu.

Jongin kafasını eğmişti. Kyungsoo titreyen elleriyle onun başını okşadı. Hala ne diyeceğini bilmiyordu. Gördükleri gerçek mi onu bile bilmiyordu.

Jongin geri geri çekilip tekrardan insan bedenine döndü. Ama çıplaktı. Kyungsoo hemen arkasını dönüp giyinmesini bekledi. Bu yüzden yanında çanta vardı demekki.

Tüm olanlar rüya mıydı gerçek mi? Kyungsoo ayırt edemiyordu. Şila ile birlikte uyuyakalmıştı ve birazdan uyanacaktı. Uyanacaktı.. değil mi?

"Maalesef gerçek hayattasın Soo. Ve dönebilirsin."

Kyungsoo yavaşça arkasını döndüğünde Jongin giyinmişti.

WOLF // KaiSooDove le storie prendono vita. Scoprilo ora