BÖLÜM 10

5.9K 340 247
                                    

TUNA

Whatsapp grubundaki gerginliğin üzerinden birkaç gün geçmişti. Arya'yla aramızdaki problemleri iki yetişkin olarak çözmeyi başarmıştık. Ferit'i ve Çınar'ı bir parkın ortasında dövdüğümüz günden beri de birbirimize daha çok yaklaşmış gibiydik. En azından aramızdaki samimiyeti arttırmıştık.

Ferit'i dövdükten sonra arabasını alıp birkaç günlüğüne Nil'e vermiştim. Ehliyetini yeni almış olan Nil kısa zamanda arabanın suyunu çıkarır diye umut ediyordum. Daha geçen ay babamın arabasını kaldırıma sürtmüş, düzelteyim derken de lastiği indirmişti.

Ferit yeni aldığı arabasının yasını tutmaya başlamışken ekibin geri kalanı da boş durmuyordu. Necati yengesinin dişli çıktığını söylüyor, evleneceğimiz günü beklediğini belirtiyordu. Ferit'in yazdıklarından bahsetmiyordum bile. Arabasını kaybetmiş olmanın verdiği hırs ve dayak yüzünden iyice aptallaşması onu daha da can sıkıcı bir hale getirmişti. Övgü ise sadece sakin olmam gerektiğini yazmış, Ferit'in bir sonraki atağına karşı hazırlıklı olmamı söylemişti. Son olaydan sonra Ferit ve Çınar ikilisinin hatta Necati'nin bile bir daha bana bulaşmak isteyeceğini sanmıyordum. Ne yapabilirlerdi ki?

Bu arada karaya ayak bastığımızdan beri iki haftadan fazla zaman geçmişti ve ufukta bizi bekleyen -en azından- bir haftalık bir görevin olduğuna emindim. O gün akşama doğru Ferit "HABO VS BAHO" grubuna yazdığında mesajlara bir süre bakmadım. Sadece telefonun ekranına bakıyor ve olabilecek şeyleri düşünüyordum. Ferit yediği dayaktan sonra hiç beklememiş ve tekrar boş yapmaya başlamıştı. Övgü her zaman olduğu gibi yine haklı çıkmıştı, oysa ben yarın sabah fuzuli herifin arabasını geri vermeyi düşünüyordum! Belli ki Ferit'in arabası bir süre daha Nil'e emanet olacaktı. Arya'nın da gruba bir şeyler yazdığını görünce merakıma yenik düştüm ve hemen gruba girip mesajları okumaya başladım.

Fuzuli: Selam millet! En sevdiğiniz arkadaşınız geldi. Biliyorsunuz ki geçenlerde haksız yere dayak yedik ve biraz hırpalandık. Devamı sende Çınar...

Çınar: Tuna ve Arya bizi döverek rahatlamış olabilirler ama biz bu gruptaki herkesi düşünüyoruz ve bunun için Ferit'le iyi bir plan yaptık.

Neco: Ve bana bir şey söylemediniz. Alacağın olsun Ferit! Kaç yıllık arkadaşını sattın az önce.

Fuzuli: Sevgili arkadaşım, sana da mesaj attık zaten. Telefonuna baksan göreceksin ama nerede sende o akıl... Neyse dediğimiz gibi çok güzel bir plan yaptık.

Rüzgar: Söylemeyeyim diyorum da, başımıza gelen tüm negatif olaylar sizin yüzünüzden oldu zaten! Ne zaman 'biz bir plan yaptık' deseniz sonu gerginlik oldu. Yaptığınız hiçbir iş iyiye gitmiyor, acaba neden?

Övgü: Meditasyon yapmamışlarsa demek ki...

Derin: Rüzgar, Ferit'in daha önceki planlarında ne kadar başarısız olduğunu tahmin bile edemezsin. Kayık faciası der susarım.

Çınar: Hangi kayık faciası? Ferit benden sakladığın bir şeyler mi var?

Çağrı: O gün iyi ki o kayıkta değildim. Bir de bu rezilliği birileri videoya çekmiş. Neyse ki internete düşmedi. Erdem binbaşı görseydi sonumuz ne olurdu acaba?

Arya: Hangi facia? Ne videosu? Ve Erdem binbaşı kim?

Neco: Hemen hikayenin başından anlatıyorum Arya'cığım. Bundan on gün kadar önce ben, Ferit ve Tuna yine Ferit'in ayarladığı bir kayıkla denize açıldık. Neymiş, mevsim değişikliğini kutlayacakmışız da herkes çok eğleniyormuş da... Neyse akşama doğru ortam cidden güzelleşti, her şey güzeldi. Sonra bizim Ferit bir anda ayağa kalkıp sağa sola kaçışmaya başladı. Kayık zaten üçümüz için küçük olduğundan zor anlar yaşadık. Meğer arı gelmiş, bizimki de arıdan korkunca olan olmuş. Ferit bağıra çağıra arıdan kaçmaya çalışırken Tuna da alabora olmamamız için bayağı bir uğraştı. Ben de o sırada Ferit'i sakinleştirmeye çalışıyorum. Bir şekilde arıyı kovduk, Ferit'i de sakinleştirdik. Tabi bu sırada Tuna etraftaki bir tekneden bizi videoya çekenler olduğunu görmüş. Engelleyemedik de çekmelerini. Mecbur kıyıya geri döndük. Tuna çok yorulmuştu da dayak yemekten öyle kurtulmuştuk. Erdem binbaşıya gelince; bizim gemi eğitim amaçlı kullanılıyor genelde. Gemi komutanımız da Erdem binbaşı. Ferit'in bu rezil çırpınışlarını görseydi artık bize güverteyi mi fırçalattırırdı yoksa direkt ayağımıza taş bağlayıp denize mi atardı bilemiyorum. Neyse sonuç olarak video internete düşmedi de başımıza bela almadık.

Ufukta BuluşalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin