BÖLÜM 5

7K 424 148
                                    

ARYA

"Kalk, kalk, kalk, kalk!.."

Neye uğradığımı şaşırarak uykumdan sıçradım. Abim hala karanlık olan odada karabasan gibi üzerime çökmüş bana sırıtıyordu.

"Birine bir şey mi oldu?"

Abim sadece gülümsemekle ve kafasını "Hayır" anlamında sallamakla yetindi. Telefonuma uzanıp saate baktım ve iç çektim.

4.56

"Ne istiyorsun abi bu saatte?"

"İlk gününe geç kalmak istemezsin herhalde?"

"Ne geç kalması, saatten haberin var mı abi? Gün aydınlandığında da işe gidebilirim."

"Söğütlü üsteğmen, seni beş dakika içinde eşofmanlarını giyinmiş, hazır bir şekilde görmek istiyorum!"

"Abi, şaka mı yapıyorsun? Hiç komik değil!"

Abim neşeli bir şarkı mırıldanırken ben hala kendime gelmeye çalışıyordum. Pikemi tekrar kafama çekip uykuma yarım kaldığı yerden devam etmeyi istiyordum ama abimin bana rahat vermeye niyeti yoktu.

"Sana emrediyorum üsteğmenim!"

Abimin son söylediğiyle el mahkum yatağımdan kalktım. Yavaş yavaş uykumun açılmasıyla sonsuz köşeli jetonum da sonunda düşmüştü.

Aferin Arya; kendimi tebrik ediyor, başarılarımın devamını diliyorum. Dün akşam annemin torun isteğini milyonuncu kez dile getirmesiyle abimi öne sürerek odama kaçmıştım. Muhtemelen saatlerce annem ve onun bitmek bilmeyen nutuğunu dinlemek zorunda kalan abim, beni saat daha beş olmadan uyandırarak benden intikamını almaya başlamıştı. Onu ne kadar zorda bıraktığımı bildiğim için sessizce bu eziyete katlanmaya karar verdim. Kim bilir bugün başıma daha neler gelecekti? Bu intikam olayının en kısa zamanda bitmesini umarak eşofmanlarımı giyip salona gittim. Abim de spor için hazırlanmış beni bekliyordu.

"Koşuya çıkıyoruz üsteğmenim."

"Emredersiniz komutanım."

Gözlerimi açmakta hala zorluk çekiyordum ve abim benim bu halimle çok eğleniyormuş gibi duruyordu. Uykuyu pek sevmezdim ama bu her saatte zorlanmadan kalkabileceğim anlamına gelmiyordu. Dışarı çıktığımızda yüzüme çarpan sabah serinliğiyle kendime gelmiştim. Sahile doğru gidip denizin kokusunu içimize çekerek koşmaya başladık. İzmir'e duyduğum özlemin ne kadar da haklı bir özlem olduğunu bir kez daha fark ediyordum. Bu şehir gerçekten çok güzeldi.

Abimin intikamı sayesinde beklediğimden çok daha keyifli bir sabah koşusu geçirdim. Hatta bir ara abime bunun için teşekkür etmeyi bile düşündüm. Eve dönerken kendimi oldukça dinç ve mutlu hissediyordum. Kısa bir duşun ardından saçlarımı ördüm, üniformalarımı giydim. Aynadaki görüntüme baktığımda kendimle bir kez daha gurur duymuştum. Salona geçtiğimde sofranın çoktan kurulmuş olduğunu ve tüm aile bireylerinin masada yerini almış olduğunu gördüm. Annem mükemmel bir kahvaltı sofrası kurmuştu ve herkes halinden oldukça memnun gözüküyordu. 'Herkese günaydın!' diyerek ben de sofraya geçtim. Abim insaflı davranarak intikamını sabah koşusuyla beraber sonlandırmıştı. Abimle aramızın düzelmiş olmasının verdiği keyifle, kahvaltımı huzur içinde yaptım. Çok fazla oyalanmadan toparlanıp abimle beraber kapıya doğru yöneldik. Önümüzdeki birkaç gün ben kendi evime geçene kadar Çiğli'ye abimle beraber gidecektik. Arabaya bineceğimiz sırada annem yanımıza geldi, ikimize de sarıldı.

"Kendinize dikkat edin. Ömer, kardeşin sana emanet. Ne kadar büyürse büyüsün o hala benim küçük kızım."

Abim bana bakıp gülümsedi, sonra anneme döndü.

Ufukta BuluşalımWhere stories live. Discover now