BÖLÜM 7

6.8K 402 380
                                    

Bölüm Şarkısı: Boat on the River

ARYA

Yorucu geçen bir haftanın ardından her ne kadar daha fazla uyumak istesem de sabahın erken saatlerinde gözlerimi yeni bir güne araladım. Bugün yapmam gereken herhangi bir iş yoktu. Annem yeni evimi temizleyeceğini söylemişti ve ben de annemin bu fikrini seve seve kabul etmiştim. Yarın tüm eşyalarımı eve götürecek ve resmi olarak kendi evimde yaşamaya başlayacaktım. Telefonumu elime aldığımda çoktan Çınarların planına dahil olduğumu fark ettim. Sevgili arkadaşım yine bana seçme şansı bırakmamıştı.

Whatsapp - ÜSTEĞMENLER

ÇINAR: Bugün için şahane bir planım var. Uzun zamandır bunu hayal etmiştim. İzmir'de olan herkes bir an önce sahile gelmek zorunda! Rüzgâr, Arya sizden bahsediyorum. Seçme şansınız yok, geliyorsunuz işte o kadar! Bu arada mayolarınızı giyip de gelin.

Yapacak daha iyi bir işim olmadığından Çınar'ın dediği yere gittim. Günübirlik tekne turu ayarlamıştı ve uzun zamandır denize girmediğim için bu plan çok hoşuma gitmişti. Kış gelmeden önce son bir kez güneşin ve denizin tadını çıkarmak çok güzel olacaktı. Çınar kedi olalı bir fare tutmuştu yani. Teknenin en üst katına çıkıp şezlonglarda yerimizi aldık. Arka fonda çalan klasik müziğin ve çok özlediğim deniz kokusunun tadını çıkarıyordum. Her şey çok iyi gidiyordu, benim için daha iyisi olamazdı. İş hayatının yoğun temposunu o anlarda unutmuştum.

Yüzmek için ilk durağımıza geldiğimizde hızlıca doğrulup etrafıma bakındım. İnsanlar denize girmek için yerlerini terk etmeye başlamıştı. Köşedeki şezlonglarda güneşlenen adamları gördüğümde nedense içimde bir tanıdıklık hissi oluştu. O sırada içlerinden biri ayağa kalktı ve bağırarak konuşmaya başladı. Şezlongda güneşlenen arkadaşlarının dikkatini çekmeye çalışıyor gibiydi. Etraf sessizleştiği için ben de tüm bunlara kulak misafiri oluyordum. Ayaktaki adam teknenin üst katından çok havalı bir şekilde atlayabileceğini iddia ediyordu. O sırada güneşlenen arkadaşlarından bir tanesi yine bir rezillik çıkarmamasını söyledi. Gülmekle endişelenmek arasında bir hali vardı. Arkadaşının tüm ikazlarına rağmen teknenin en üst katındaki demirlere çıkan adam havalı olduğunu düşündüğü tuhaf hareketler yapmaya başladı. Şezlongdaki arkadaşları ise 'biz bu adamı tanımıyoruz' der gibi bakıyorlardı. Her şey bir anda gelişti. Ayakları birbirine dolanan adam çok ters bir pozisyonda resmen suya çakıldı. Çıkan sesle beraber tüm tekne adamın düştüğü yere doğru yöneldi. Sadece ben ve düşen adamın az önce konuştuğu arkadaşı olaya bakmaya gitmemiştik. Bir an için göz göze geldik, daha fazla kendimi tutamadım ve onun yanına gittim. Bunu neden yaptım bilmiyorum ama bu kadar rahat olması garibime gitmişti.

"Arkadaşınıza bir şey olmasın? Neden yardım etmeye gitmediniz?"

Karşımdaki her şeyden habersiz gibi görünen adam benim bu dediğimle doğruldu ve güneş gözlüklerini çıkardı. Benim istemeden de olsa sorgular gibi çıkan sesim yüzünden neye uğradığını şaşırmıştı. 

"Yok, ona bir şey olmaz. Daha kötülerini de yaşamışlığı vardı."

Daha kötü nereden düşebileceğini düşündüm ve buna mantıklı bir cevap bulamadım. Benim soru dolu bakışlarımı gören adam açıklama gereği duydu:

"Suyla çok haşır neşir olan birisidir. Bir şey olmaz ona, ne yapacağını bilir o."

Adam ben bir şey diyemeden eliyle teknenin merdivenini işaret etti. Az önce denize çakılan adam hiçbir şey olmamış gibi söylene söylene yanımıza geliyordu. Birazcık kızarmış olması dışında da fiziksel hasar almış gibi gözükmüyordu.

Ufukta BuluşalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin