EH 22

419 42 17
                                    


Mert Selim'lerin kapısında beklerken onu ayağına çağıran arkadaşlarına söyleniyordu. Ne vardı bir gün de onun evinde toplasaydılar.

Kapıyı Nisan'ın açmasıyla ona sarıldı ve Selim'in duyabileceği bir tonda bağırdı.

"Günaydın Nisanaşkım nasılsın?"

Onu iterek kendinden uzaklaştıran Nisan yüzünü buruşturdu.

"Sen kulağımın dibinde bağırana dek iyiydim Mert."

Onlar koridorda yürürken içeriden gelen neşeli ses tonu Mert'e çok tanıdık geldi. Salona girdiğinde yanılmadığını anladı.

"Oo kimler gelmiş! Naber kaçak?"

Pınar samimi bir gülümsemeyle sarıldı Mert'e.

"İyidir. Sen nasılsın? Köpekleme ders çalışıyormuşsunuz, içlerinde en çok sana yakıştıramadım Mert."

Buna Mert'te inanamıyordu ama ailesinin tehditleri çok sağlamdı bu sene barajın altında kalmak gibi bir lüksü yoktu.

"Annemi tanıyorsun sıkıysa sen çalışma."

Pınar ona anlayışla gülümsedi.

"Ben zaten her zaman çalıştım ki. Çalışmayan, aylaklık yapan sizdiniz."

Mert, Hakan ve Selim'le de selamlaşırken Selim'den aldığı ufak darbelerden kaçmak için Pınar'ın hemen yanına oturdu.

"Aa senin gözlerin maviymiş Pınar?"

Pınar, Mert'in tepkisine anlamayan gözlerle baktı.

"Bunu yeni mi fark ediyorsun Mert?"

Onun sorusunu görmezden gelen Mert aklında oluşan ihtimali tartmaya başlamıştı bile.

"Sen lisenin ilk senelerinde Hakan ile aynı sınıftaydın daha sonra alan seçince dördümüz de aynı sınıfa geçtik. Gözlerin mavi, boyun da minnacık!"

Pınar Mert'in nereye varmaya çalıştığını anlamamış gibi yaptı.

"Sen iyi misin Mert? Bunlar zaten daha önce de bildiğin şeyler."

Mert Mavi ile ilgili bildiği şeyleri düşünmeye çalıştı.

"Söylesene Pınar, sınıfta bir saksı vardı, onun içindeki bitkinin adı neydi?"

Pınar bilmiyorum demek istedi ama yalan söylemesi yüzünün kızarmasına neden olabilirdi bu da onu ele verirdi.

" Fil Kulağı bitkisi. Neden garip garip konuştuğunu açıklar mısın Mert?"

Mert bir an için Pınar'ın Mavi olabileceğini düşünmüştü ama yanıldığını kabullendi. Pınar, Mavi olsaydı o bitkinin adını rahatlıkla söylemez yakalanmaktan çekinirdi. Hem Pınar'ın Hakan'ı sevdiğini düşündüğünden Mavi olması ona göre imkansızdı.

"Bu çiçeğin adını bilmeyen bir tek ben miydim arkadaş ya!"

Nisan kuzenini bu zor durumdan kurtarmak için konuyu dağıtmak için Mert'in ilgisini en çok çekecek konuyu ortaya attı.

"Acıktım ben, hadi pizza söyleyelim."

Selim sevgilisinin iştahla acıktığını söylediğini görünce duygulanmıştı. Onun yemeklerden nefret etmesi ve hastalık dercesinde zayıf olması Selim'i korkutuyordu. Neyse ki son bir yıldır Nisan düzenli ve sağlıklı besleniyor çok yavaş olsa da kilo alıyordu.

"Hemen veriyorum siparişi. Sen yeter ki yemek ye."

Selim Nisan için sevinirken Hakan da kendi sevgilisini düşünüyordu.

"Yarım saate Neva'nın kursu da bitmiş olur onun için de söyleyelim."

Selim kıskançlığı yüzünden Hakan'a gıcık olsa da kardeşini böyle düşünmesi hoşuna gidiyordu. Her abi kardeşi değer görsün, mutlu olsun isterdi.

...

Pizzalarını yerken bir kenarda fısır fısır konuşarak kıkırdayan Neva ile ona sevgi dolu gözlerle bakan Hakan'ı işaret eden Mert ortaya doğru konuştu.

"Şimdi sen bunları böyle aşk kuşu olarak görüyorsun ve kıskanmıyor musun cidden? Hala sessizliğini koruyacak mısın?"

Herkes bu sözlerin muhatabının Selim olduğunu düşünürken o aslında sorusunu Pınar'a sormuştu.

"Ne yapıyorlar lan sanki, efendi efendi yemek yiyorlar işte. En azından gözümün önündeler gizli gizli buluşup saklanmıyorlar."

Selim Mert'in sözleriyle kıskançlığın sınırlarında gezerken Nisan Mert'e sinirle baktı.

"Ortalığı karıştırmaya mı çalışıyorsun Mert? Ne saçma sapan sorular bunlar."

Mert gözlerini Pınar'a dikmiş onun cevabını bekliyordu ama ona göre  Pınar her zaman ki gibi susmayı tercih etmişti.

..

Aptal Karahindiba Ve DiğerleriWhere stories live. Discover now