Aptal Karahindiba Ve Diğerleri

9

Onparmak: Bana emir mi veriyorsun?

MissGizem: Göründüğü üzere dinlemişsin.

Onparmak: Beni sinirlendirmeni önermem bilinmeyen

Ayrıca ben sözlerimi tutarım
Seni arayan ben değilim, diğer ikisi

MissGizem: Kimi kandırıyorsun sen

Bugün seni kulaklarımla duydum

Beni arıyorsun, hala!

Onparmak: Aha!
Demek bugün okuldaydın
O zaman 12. Sınıf değilsin!

MissGizem: Evet değilim.

Onparmak: Ve ne var biliyor musun?
Biz bugün gün boyunca senin hakkında tek bir defa konuştuk

O da Nisan sınıfımıza gelince.

Onunla arkadaşsın değil mi?

Kesinlikle öylesin!
Yazıyı ona yazdırdın, çünkü bu yazının Nisan'a ait olduğuna eminim.

Bu durumda 12. Sınıf da olabilirsin, sırf kendini açık etmemek için 12. Sınıf değilim demiş olabilirsin

O kızdan konuştuklarımızı öğrenerek hareket ediyorsun değil mi?

Söyle küçük ajanına, haftaya sınıfımıza geldiğinde hazırlıklı olsun.

...

Büyük bir paniğe kapılarak notebooku yatağımın üzerine attım. Yakalanmıştım, tek sözümle enselemişti beni. Ya ben fazla dikkatsizdim ya da onlar fazla uyanık..

Ama yine de el yazımı hatırlatması beni çok mutlu etmişti. Bu kadar basit bir şey için çığlık atarak sevinmem acınasıydı, fazla aptaldım.

Bir şey yapmam lazımdı, tam 7 gün sonra enseme bineceklerine emindim. Daha önce gelmeyeckelerini düşünüyordum çünkü 10.sınıf bir kızın ayağına giderek dikkat çekmek istemeyeceklerdi.

...

Ertesi gün tüm günü sınıfımdan  çıkmayıp saklanarak geçirdim. Göz göze gelsek bile korkudan düşüp bayılabilirdim.

Akşamında kuzenim Pınar'ın evimizi basmasıysa işin beklemediğim başka bir sonucuydu.

"Sen Hakanları mı işlettin?"

"Teknik olarak Hakan’ı değil, ayrıca yaptığım tam olarak işletme değildi."

"Biliyordum! Hakan olayları anlattığında işin arkasındaki kişinin sen olmadığından emin olduklarını söyledi, sen sadece konuşulanları Bayan Gizem'e iletiyormuşsun. Hatta bana şu Gizem sen misin? Bizimle dalga geçiyor olabilir misin? diye sordular! Ama ben dinler dinlemez bu işin arkasındaki kişinin yaramaz kuzenim olduğunu anlamıştım."

Başımı mahçup bir ifadeyle ayaklarıma çevirdim, benim yüzümden Pınar'ın başını ağrıtmışlardı.

" Hangisi? " diye sordu kendi kendime konuşmayacağımı anlayınca.

"Sana söylemediler mi? Mesajın kime geldiğini.. "

Derin bir nefes aldı, öfkeli ifadesini silerek şefkatle yaklaştı yanıma.

"Hakan olmaz Nisan, o- o çok popüler, egosu öyle büyük ki en yakın arkadaşım olmasına rağmen hiç bir kızın onun eline düşmesini istemem."

Ben susmaya devam ettikçe o daha da meraklanıyordu.

"Yoksa Mert mi?"

Bunu sorarken gözlerindeki hayal kırıklığını - çok kısa sürse bile- yakalamıştım. Yoksa Pınar, Mert’ten mi hoşlanıyordu? O zevzekten.. Her neyse zevkler ve renkler tartışılmaz değil mi?

"Asla! Allah korusun!"

Pınar, apaçık bir şekilde rahatlamıştı.

"Selim de olamayacağına göre kesin Hakan o zaman?"

Yine öfkelenmeye başlamıştım. Etrafımdaki kızlar ne zaman mahşerin üç atlısı hakkında konuşsa ben böyle öfkeleniyordum çünkü kimse görmüyordu. Selim'in ne kadar yetenekli olduğunu, içlerinde en güzel kalbe sahip olanın o olduğunu yeşil gözleri ve tombul yanaklarıyla ne kadar sevilesi olduğunu.. Herkes Hakan için hatta Mert için erirken kimse Selim'i ciddiye bile almıyordu.

"Neden? Selim'i sevmek imkansız mı? O sevilmeyecek biri mi? Çok mu çirkin? Ya da her şey görünüş mü? Selim içlerinden en zekisi bir kere! En yeteneklisi! Tamam kabul diğer ikisi kadar iyi basketbol oynayamasa da çok güzel resim yapıyor. İçlerinde en merhametlisi de o! Şimdiye kadar bir tek kızın bile kalbini kırmadı. Onu bateri çalarken gördün mü? Elbette gördün ama diğer iki şebeğe bakmaktan onu izlemedin bile değil mi? O bateri çalarken benim kalbim kanatlanıp uçuyor, Pınar.. Bir gün bu çocuk yüzünden aklımı kaçıracağım."

Yüzüme şaşkınlıkla bakan Pınar, sözlerimin sonuna geldikçe bana acımaya başlamış olacak ki sarıldı ve sessizce sakinleşmemi bekledi.

"Biliyor musun Selim onunla dalga geçtiğini düşünüyor. Daha da kötüsü diğer ikisinden birine ulaşmak için ona mesaj attığını. Çünkü diğerlerine o kadar çok anonim yazıyormuş ki onlara yazsan fark edilmezmişsin. Aslında zekice bir çıkarım ama o da kendini diğerlerinin yanında küçümsüyor demek ki."

Öfkeyle elimi anlıma vurdum ve bu canımı acıttı.

"Selim de diğerleri gibi aptalmış o zaman, neden kimse benim gördüklerimi göremiyor ki?"