KEO 22

525 52 0
                                    


Başım çatlıyordu. Gözlerim kapalı bir şekilde ağrı kesici hapı ağzıma alıp bir bardak su eşliğinde yuttum.

Yarı uykulu yarı uyanık bir halde salona doğru adımladım. Ayağımdaki alçı çıkmış olsa bile yürürken hala zorlanıyordum.

Salonda uyuyan arkadaşımı görünce istemsizce bir önceki gecenin anıları canlandı gözlerimde.

Ben Selim'e her şeyi anlatmıştım, ona Neva'ya aşık olduğumu söylemiştim. Tamam bunları söylerken pek kendimde değildim ama Selim gayet kendiydeydi. Peki o zaman nasıl hala hayattaydım?

Selim'in uyuduğu koltuğun karşısına oturup başımı ellerimin arasına alarak ofladığımda konuşmaya başlamasıyla uyanık olduğunu anladım.

"Ne dertlendin be Hakan."

Ona inanmayan gözlerle baktım, söylediklerimden sonra bu kadar rahat olmamalıydı.

"Bana öcü görmüş korku filmi figüranı gibi bakma, dün söylediklerini hatırlıyorum. Unuttun mu içen sendin ben değil?"

O zaman söylediklerime inanmamış, tüm sözlerimi sarhoşluğuma mı yormuştu?

"Sesli düşünmeyi keser misin? Seni duyuyorum. Hayır sana inandım. Sadece sınırlarını koruduğun müddetçe müdahale etmeyeceğim o kadar. Bir de şu içme olayını kesmelisin. Babam sigaradan ve alkolden nefret eder. En değerlisini bunları kullanan bir eziğe emanet etmeyeceğine eminim."

"En değerlisi? Neva mı?"

Ona boş boş bakmam sinirlerini bozmuş olacak ki ayaklandı.

"Ben gidiyorum, Aptal aptal bakmayı bırakta kendine gel artık."

İçinden anlamadığım bir şeyler mırıldandı.

"Nisan'ı özledim ben hadi görüşürüz."

Yürümeye başladığında gerçekten gittiğini anlamıştım, şimdi nereye Selim? Güzel güzel konuşuyorduk, Neva diyorduk babasının değerlisi diyorduk?

"Bana böyle bakmayı kes artık, oturup seninle kız kardeşim hakında sohbet edecek değilim bir sorunun varsa onunla konuş. Sana yapabileceğim son bir iyilik var. Buğra ile Neva'nın arasında bir şey yokmuş onlar sadece arkadaşmış. Hadi eyvallah."

Ben arkasından aval aval bakarken o çoktan çıkıp gitmişti bile.

Aptal Karahindiba Ve DiğerleriTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon