17

3.1K 231 53
                                    

"Chanyeol dur, nefes almaya ihtiyacım var." Kolları arasından çıkmaya çalışırken konuştum. "Ama sana sarılmaya ihtiyacım var." Homurdanarak kollarını vücudumun etrafından çekti. Sıcaklığını çok sevsem de bu kadar sıkı bir sarılış içinde sıcaklığı boğulmamı sağlıyordu. "Biliyorum, biliyorum çünkü benimde sana sarılmaya ihtiyacım var." Kollarımı beline sarıp başımı göğsüne yasladım. Elleri sırtımda gezinmeye başladığında gözlerimi kapatmıştım. Abimler geleli dört gün olmuştu ve bu dört gün biraz fazla yorucu geçmişti. Chanyeol'la yan yana gelmemi engellemeye çalışıyorlar ve sinirlenen eşimin sakinleşme çabalarını gülerek izliyorlardı. Amaçları eğlenmekten başka bir şey değildi, benim merak ettiğim şey de Junmyeon'un onlara neden ayak uydurduğuydu. "Kokun burnumda tüttü, canım eşim." Kıkırdayıp başımı göğsünden kaldırdım. "Her gece beraber uyumadığımızdan bu kadar çok özlemen normal." Gülümseyerek değişen yüz ifadesini takip ediyordum. "Bugün çok komiksin hayatım." Başımı tekrar göğsüne yerleştirdim. Yorgundum. Her an uyuyabilecek bir haldeydim. Bu kadar yorulacak hiç bir şey yapmamış olmama rağmen çok yorgun hissediyordum. "Uykum var." Mırıldandığımda Chanyeol saçlarım arasına öpücük kondurdu. "Ama uyumayalım." Kapanmak üzere olan gözlerimi açık tutmak için büyük bir çaba içerisindeydim. "Neden uyumuyoruz?" Chanyeol geriye doğru birkaç adım atarken elleri sırtımda gezindi. "Normal bir çift olmak için uğraşmamız gerektiğinden olabilir." Bacaklarım yatağa değince adım atmayı bıraktık. "Gayet normal bir çiftiz." Sesim oldukça kısıktı ve kelimeleri yuvarlayarak konuşuyordum. "Uyumak dışında beraber vakit geçirebiliyor olsak normal olabilirdik." Zorlukla başımı Chanyeol'un göğsünden kaldırıp temasımızı kestim. Yastığı arkama alıp yatağın üzerine oturdum. "Uyumak dışında beraberken yaptığımız çok şey var." Gözlerimi Chanyeol'un üzerine dikip yanıma oturana kadar her hareketini dikkatlice izledim. "Ama şimdi gün içerisinde abinlerle çok vakit geçiriyorsun ve bir tek geceleri yan yana olabiliyoruz."

Başımı geriye atıp yastığa yaslandım. "Geceleri uyumaktan başka ne yapabiliriz ki?" Kapalı gözlerim eşliğinde konuştuktan sonra duyduğum kıkırtı sesiyle hızlıca gözlerimi araladım. Chanyeol'un imalı bakışlarıyla karşılaştığımda ise koluna vurdum. "Benimle olmak istememen yetmiyormuş gibi bir de beni dövüyorsun." Çenesini kaldırıp başını diğer tarafa çevirdi. Derin bir nefes alırken yatakta biraz daha ona doğru kaydım. "Seninle vakit geçirmeyi çok seviyorum." Biraz daha yaklaşıp bacaklarımızın birbirine değmesini sağladım. "Buna inanma konusunda emin değilim." Keyif dolu sesi gülümsememi sağlamıştı. Her seferinde tuzağına düşüyordum. "Sana olan sevgime inanabilirsin." Başını çevirip göz göze gelmemizi sağladı. Gülümserken gamzesi belli oluyordu, parıldayan gözleriyle karşımda görsel bir şölen oluşturuyordu. "Canım eşim bende seni çok seviyorum." Kolunu omzuma atıp beni kendine çekti. Sarılışına karşılık verdiğimde bu sefer kollarını etrafımda çok sıkı dolamamış oluşu saatlerce böyle kalma isteğimi ortaya çıkartıyordu.

"Baekhyun uyuma." Chanyeol kollarını etrafımdan çekti. Dakikalardır sıcaklığını benimle paylaşıyor oluşundan uzaklaşınca soğuk havayı hissedebilmiştim. Gözlerimi ovuştururken söylenmeye başlamıştım. "Sen neden uykumu almamı istemiyorsun ya?" Yüksek sesle ve kızar gibi bir tonla konuştuğumda Chanyeol'un kaşları havalandı. "Hayatım sanırım şuan senden korkmam gerekiyor ama yüz ifaden bu şekildeyken senden asla korkamam." Kaşlarım biraz daha çatılırken ellerimi önümde birleştirdim. "Ne varmış benim yüzümde?" Chanyeol gülmeye başladığında yüz ifademi değiştirmeden onu izlemeye devam ettim. "Çok güzelsin Baekhyun." Gözleri parıldıyordu gülüşü ise en az gözleri kadar büyüleyiciydi. Gülümsememek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Başımı çevirip gözlerimi duvarlarda gezdirmeye başladım. Çenemde sıcak bir baskı hissedene kadar gözlerimi duvarlardan çekmedim. Chanyeol'un parmakları çeneme uyguladışı hafif baskıyla ona dönmemi sağladı. Parmakları rahat durmayıp çenemde gezinip okşamaya başladığında yüz ifademi korumakta gittikçe zorlanıyordum. "Tüm ilgin bende olsun istiyorum." Chanyeol, parmakları elmacık kemiklerim üzerinse gezinirken kısık ses tonuyla konuştu. "Bunun üzerinde düşünmeliyim." Avuç içini yanağımda hissettim. Ardından zarif dokunuşlarını yanağımdaydı. "Artık sence de temas içinde olmamız gereken kısımda değil miyiz?" Yüzlerimiz arasında ki mesafe gittikçe azalırken başımı hafifçe iki yana salladım. "Bilmem. Belki de değilizdir." Kısık sesim duyulduktam birkaç saniye sonra Chanyeol'un dudaklarını kendi dudaklarım üzerinde hissettim. Nazik öpücük içinde kaybolurken kesinlikle uykulu halimden eser kalmamıştı.

****

"Chanyeol emin misin olduğuna?" Üzerimdeki gömleğin kol kısımlarıyla uğraşırken aynadan gözlerimi arkamdaki Chanyeol'la buluşturdum. Umut dolu gözlerle ona baktığımı fark eden eşim yüzünde oluşan gülümsemeyle bana cevap vermek üzereydi ki Jongin tarafından engellendi. "Gayet iyi görünüyorsun. Bu kadar çok düşünüp gerilmeni sağlayacak hiç bir şey yok." Chanyeol bakışlarını Jongin'in üzerinden çekip iç çekme eşliğinde başını Jongin'i onayladığına dair aşağı yukarı salladı. Odanın diğer tarafından kıkırdama sesleri geldiğinde gözlerimi koltukta oturan Sehun, Jongdae, Yixing üçlüsüne çevirdim. Jongdae üzerinde gezinen gözlerimle kahkahaya atmaya başladı. "Neden gülüyorsunuz?" Yixing elini yüzünün önünde yulardan aşağıya oynatırken kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. "Boşver hayatım. Sen Chanyeol'la ilgilenmeye devam et." Daha yüksek sesle gülmeye başladı. "Gerçekten aile fertlerimize olan hayranlığım gittikçe artıyor ."Chanyeol,Yixing ve Sehun'a bakarak konuştu. Sehun gözlerini elinin tersiyle silip oturduğu koltukta geriye yaslandı. "Bize hayran olmayacaksın da kime olacaksın canım kardeşim?" Derin bir nefes alıp gözlerimi üzerimdeki kıyafet üzerinde gezdirdim. Şölen için kıyafet seçmeye çalışıyordum. Üzerimdeki mavi gömleğin bugün içinde giydiğim kaçıncı gömlek olduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu. Odadakiler ise yardım etmek için yanıma gelmişlerdi fakat yardım etmek dışında her şeyi yapıyorlardı.

"Neden gülüyorsunuz? Bu kadar komik olan şey ne?" Kısık bir ses tonuyla konuştuğumda gülme sesleri azaldı. Ortam bir anda sessizliğe gömüldü. Tüm üzüntüm ve ümitsizliğim ses tonuma yansımıştı. Mutsuz olduğumu fark eden abilerimde ayaklanıp yanıma gelmişlerdi. Jongdae hyung boğazını temizleyip gözlerini etrafta gezdirmeye başladı. Jongin beni kendine doğru çekip kollarını vücuduma sardı. "Üzülme Baekhyun. Elbet bulacağız istediğin kıyafeti." Jongdae'nin yumuşak ses tonunu duyduğumda başımı Jongin'in göğsünden kaldırdım. "Giydiklerinin hiç biri kötü olmadı ki. Hepsi sana çok yakıştı." Bakışlarım ikisinin arasında gezinirken söylediklerinde ne kadar ciddi olduklarını anlamaya çalışıyordum. "Doğruyu söylüyorsunuz değil mi?" Jongin başını sallamakla yetinirken Jongdae hyung yanıma gelip elini omzuma koydu. "Tatlım basit bir tişörtle bile göz kamaştırabiliyorsun." Söylediklerine inansam bile üzülmeden edemiyordum. "Baekhyun bebeğim kendine gel. Çok saçma konuşmaya başladın. Azarlamak istemiyorum ama sinirlerim tepeme çıkıyor, azarlamadan edemiyorum. Bebeğim sen aptal mısın?" Yixing iç çekiş sesleri eşliğinde koltuktan kalktı. Önce omzumdaki Jongdae'nin elini çekti. Jongin'i uzağa itekledi ve beni biraz daha aynanın yakınana doğru çekiştirdi. "Şu güzelliğe bak. Üzerindeki gömlek harika duruyor. Hatta aptal Chanyeol'a bile yakışmış bu renk." Yixing aynadan Chanyeol'a kısa bir bakış atıp tekrar bana döndü. "Yani hayatım boşuna kendini üzüyorsun." Gülümseyen yüz ifadesiyle karşımda duran Yixing karşısında gülümsemeden edememiştim. "İşte bu ya." Yixing sevinçle konuşunca gülümsemem daha da büyümüştü. "Gülünce daha da bir güzelleşiyor." Chanyeol'un sesini duyar duymaz bakışlarım olduğu tarafa çevrildi. "Bu seferlik yanımda ettiğin yavşaklığa ses etmeyeceğim." Jongin yüzündeki gülümsemeyi bozmadan konuştuğunda Chanyeol da ifadesini bozmadı. "Eşime iltifat etmeden önce senden izin almam gerektiğini unutmuşum." İkisi arasında uzun bir bakışma gerçekleşirken Sehun keyifli bir şekilde konuştu. "Ee bana sorup sorup duruyorsunuz Jongin'in nesini sevmiyorsun diye alın size cevap." İkiliyi işaret edip bacak bacak üstüne attı. "Hangi tarzda kelime kullandığını duydunuz. Eşine yardımcı olmaya çalışan kardeşime sabahtan beri çektirmediği işkence kalmadı, ona da şahittiniz. Ben şimdi böyle bir adama laf söylemeden nasıl durayım?" Sehun'un söyledikleriyle ağzı açık kalan Jongin'e gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. "Baya da kinliymiş." Yixing dirseğiyle koluma hafifçe vurduktan sonra fısıldarcasına konuştu.

"Hyung ya bir şey söyler misin Sehun'a?" Jongin kollarını önünde birleştirip küçük çocuklar gibi homurdandığında Jongdae Hyung yanına gitti. "Sehun çabuk ceza köşesine geç!" Dayanamayıp kahkaha attım. Yixing'le beraber gülerek tartışan Sehun ve Jongin'i izlemek kesinlikle aklımı dağıtmamı sağlamıştı. İkilinin favori etkinliği olan kavgalar ilk defa eğlenmemi sağlamıştı. Aralarında ki gerginliğin sebebini bilmiyor oluşum rahat rahat gülmemi sağlıyordu. Herkesin odağı ikili üzerindeyken yanıma gelen ve beni kolları arasına alan Chanyeol ise kesinlikle ruh halimi düzeltmişti.

MERHABALAR BİRİCİK OKUYUCULAEIM
NASILSINIZ

sınav haftasından önce bir şeyler yaomaya çalıştım fakaat ne kadar oldu bilemiyorm yaaani mdödmfld götüm tutuşa tutuşa matematik çalıştığımdan pek iyi değilim fnrlmfkrör

Mutlu olduğunuzu umut ediyoruum eheuehu

fernweh // chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin