Derin bir nefes alıp karşımda konuşan anneme ve Yixing'e baktım. Çok hızlı konuşuyorlardı, mimikleri de aynı hızla değişiyordu. Yoğun stres altındaydım, ağlamak istiyordum ve o ikisi beni sebebini bilmediğim bir şekilde daha da geriyordu. Uyandığımdan beri üzerimde farklı hisler vardı. Birkaç saat sonra düğünüm var doğru ama içimdeki his hiçte bununla ilgili değil. Kalbimi ısıtan bir his bu. Avuç içlerimle başımı ovalamaya başladım.
"Baekhyun eğilme. Gömleğin kırışacak."
Doğrulurken gözlerimi kısıp bakışlarımı Yixing'e çevirmiştim. "Bu böyle sinir olduysa Chanyeol kim bilir ne haldedir. Sehun'u attım başına kurtuldum. Şu an Baekhyun'un bu uyuz tavırları bile beni etkilemiyor. " Yixing kıkırdayıp yanağımdan makas aldı. Göz devirip ayağa kalktım. Annem bazı konukların odaya geleceğini söylediği için erkenden hazırlamışlardı beni. Gün doğumuyla kaldırılmış, bir saat boyu banyo yaptırılmıştım. Koku seçmekte karar verememişlerdi. En sonunda çok hafif bir koku da anlaşmışlardı. Banyo bitince de çok güzel koltuğuma dair bin tane iltifat almıştım. Bu sabahı aklımın en ücra köşelerine itelediğimden emindim. Asla hatırlamak istemeyeceğim bir sabahtı.
Omzuma dokunan annemle, önüme dönmüştüm. Annemin yüzünde büyük bir gülümseme vardı. Mutluluğu gözlerinden okunuyordu. "Sakinleş oğlum. Bugün hayatının en güzel, en özel günü." Gülümseyerek anneme karşılık verdim. Beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Sarılmak bana hep iyi gelen bir şeydi. Şimdi de annem sayesinde biraz olsun rahatlayabilmiştim. Abimler Chanyeol ve babasının yanındaydı. Gelmek üzere olan babamı bekliyorlardı. Benim saçım yapılırken gelmişlerdi, kısa sürse de onları görebilmiştim. Burada kalacak olan konuklar gelecekti, onları karşılamamız gerekiyordu. Bu yüzden de erkenden hazırlanmaya başlamıştık.
"Ne zaman gideceğiz? Ben çok sıkıldım. Sehun da yok." Yixing yatağın üzerine oturmuş, büzdüğü dudaklarıyla konuşmuştu. Pencerenin önünden çekilip yanına geçtim. Annem Yixing'in saçını düzeltti. "Birazdan gideceğiz. Dikkatli ol, üzerindekileri bozma." Alnını öptükten sonra büzdüğü dudaklarına hafif bir şekilde vurdu. "Bir yerlere takılma. Baekhyun'a bulaşma. Ben Chanyeol'un yanına gidiyorum. Buraya hemen birilerini göndermeye çalışacağım ama yine de uyarmam lazım sizi." Annem hızlı hızlı konuşmuştu. Her dediğine kafa sallamıştık. O, odadan çıkar çıkmaz Yixing kemeriyle oynamaya başladı.
"Yapmasana! Bozacaksın şimdi." Kemerinin üzerindeki eline vurdum. "Rahatsız ediyor beni. Çıkarmak istiyorum." Gülmemek için yanaklarımı ısırdım çünkü bu hali istediği olmayınca ağlayan çocuklara benziyordu. "Hayır çıkaramazsın. Ceketinin üzerinde gün boyu kalabilmesi için hazırladılar kemeri. Çıkardığın ana üzerine atlarlar." Oflayıp kollarını önünde birleştirdi. "Sehun olsaydı keşke. O böyle yapmazdı, gel balım senin için ben çıkarayım derdi. Canım kardeşim."
"Yalancı. Sehun sana balım demez, ben sana derim. Ne çabuk unuttun?"
Yifan hyung, Tao için kapıyı tutarken konuşmuştu. İkisinin odaya girmesiyle Yixing susmuştu. "Yifan hyung yüzünü gösterme kararı almışsın, şaşırttın beni." Burun kıvırarak konuşan Yixing'i görünce kahkahamı daha fazla tutamamıştım. "Bize laf söyleyeceğine sen gelsene yanımıza." Tao ellerini beline koymuş, Yixing gibi konuşmuştu.
"Ben sana diyor muyum 'doğur artık çocuğu ne kadar daha içinde tutacaksın?' demiyorum. O yüzden sende bana böyle dememelisin."
"Daha dün yemekte söylendin. Ağlattın eşimi."
"Yifan sus, karışma."
Atışmaları sayesinde dolu aklımı ve yoğun hislerle çevrili kalbimi sakinleştirebilmiştim. Gerçekten iyi geliyorlardı bana. "Çok güzel olmuşsun Baekhyun." Tao yanımdaki boşluğa oturmuştu. Ellerimi, elleri arasına alıp konuşmuştu. "Teşekkür ederim. Sen de çok şık olmuşsun." Kıkırdadı. "Daha güzel ve özenli olmak isterdim ama ufaklık bu kadarına izin verdi." Bir elini çekip karnının üzerine yerleştirdi. "Evet, sen de bana izin vermedin." Yifan hyung söylenince ikimiz de kahkaha atmıştık. Tao ve Yifan diğerlerinin aksine daha sadelerdi. Oldukça şık ve zarif duruyorlardı. Parkların ne giyerlerse giysinler harika bir şekilde taşıyacaklarına bu hafta içinde karar vermiştim.
